Okuduğu bir kitaptan ilham alan Ressam Nurhayat Özbay Aker yaradılışın bütün sırrını ve bilgisini barındıran Yaşam Çiçeği’ni resmetti.
Yaşam Çiçeği’nin içinde tüm yaradılışı barındırdığını ifade eden Aker, “Hayatınızda eksik olan, ihtiyacınız olan ne ise onun bolluğunu sunuyor. Mutluluk eksikse mutluluk, para eksikse para, yani siz bu şekle bakıp neyiniz eksikse onu isteyeceksiniz. O sizin titreşiminizi, frekansınızı yükseltmeye yardımcı olacak” dedi.

Yaşam Çiçeği nedir?
Sembolü, en dış çemberler dahil iç içe geçmiş 20 çemberden oluşturur ve her şeyin sırrını içinde barındırdığına inanılır. Şekli bir embriyonun bölünüp çoğalması ile aynıdır ve doğadaki altın oranı temsil eder. Bu form yaşamın özüdür. Yaşam çiçeğinin frekansımızı yükseltici etkisi vardır. Sonsuz bolluğu temsil eder. Yaşam Çiçeği pek çok tarihi eserde rastlamak mümkündür. Mimar Sinan’ın hemen hemen tüm eserlerinde, Hacıbektaş Türbesi’nde, Pompei Şehrinde, Hindistan’da, Sümerler’de ve daha pek çok uygarlıkta bu sembole rastlamaktayız. Mangala: Sanskritçe bir sözcüktür. Manda: Enerji, öz, La: Kap demektir. Yani “Enerjiyi tutan, saklayan Kap” anlamındadır. Uzakdoğu’da Mandalalar, meditasyon ve farkındalığı geliştirmek amacı ile kullanılır. Ortadaki nokta “Ben” ve çevreleyen “Benim etrafımdaki evren” şekline dönüşür. Çizen kişinin dileğinin gerçekleşeceğine inanılıyor. Ancak bunu elde eden kişi veya kendi çizemeyip başkasına çizdiren kişi için de aynı titreşimi elde etme şansı var.

Böyle bir uğraş nasıl aklınıza geldi?
Sanatçı Ayşe Tolga var. Şu anda “Seksenler” dizisinde oynuyor hatta. Ayşe hanımın İnternette kişisel meditasyon sayfası var. Kendisini takip ederken Yaşam Çiçeği ile tanıştım. Kendisinin “Titreşimini Yükselt, Hayatın Değişsin”  adlı kitabını aldım ve okumaya başladım. Sonrasında ise “Acaba ben bu yaşam çiçeğini çizebilir miyim” diye düşündüm ve denemeler yapmaya başladım. Sonunda böyle sonuçlar çıktı. Bana yaptığı katkıdan dolayı yaptıklarımı Ayşe Toga’ya gönderdim. Çok beğendi ve “Neden bunlara devam etmiyorsun? İnsanlar bundan faydalansın, çok güzel çizimler” diyerek beni cesaretlendirdi. Ben de devam edip çizmeye başladım.

Sonra devam ettiniz tabii.
Evet. Bu çizimleri yaptıkça, araştırmalarımı genişlettikçe çizimlerin şekli ve boyutları değişmeye başladı. Tabii bütün bunların altında benim almış olduğum eğitimin de etkisi var.

Eğitiminiz mi var?
Evet. Ben Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü mezunuyum. Kendi atölyem olmadığı için, seramik üretiminde zorlandım. Ayrıca seramikte şöyle bir nokta var: Endüstriyel üretim mi yapacaksınız? Yoksa sanatsal üretim mi yapacaksınız? Endüstriyel üretiminde bu sektörde tutunmak zor, seramik çok maliyetli bir iş. Bunu satmaya kalktığınızda bir çok sorunla karşılaşabilirsiniz. Her şeyden önce firma değilsiniz, kişisiniz. Bu anlamda sıkıntılar yaşayabiliyorsunuz. Sanatsal yapmak istediğinizde, bu sefer sanat sektöründe takılıyorsunuz. Mezun olduktan sonra eşim Halit Aker’in atölyesinde bir süre seramik yaptım. Hatta sergiler açtık, karma sergilere katıldım. Hatta Almanya’da bile sergi açtım. Ama baktım ki bu tür çalışmalarda kendimi ifade etmekte zorlanıyorum, resme yöneldim.

Evde mi çalışıyorsunuz?
Evet, evde çalışıyorum. Aynı zamanda memurum, boş zamanlarımda Mandala çalışıyorum.

Çizimlerde neler kullanıyorsunuz?
Bu çizimlerde öncelikle cetvel, pergel her türlü geometrik alet kullanıyorum. Bunun dışında her türlü boya ve malzeme kullanmaktayım. Özellikle çizim kalemleri kullanıyorum, suluboya çok kullanıyorum. Suluboyanın bırakmış olduğu etkiyi çok seviyorum.

Motifleri nasıl buluyorsunuz? İlham mı geliyor?
Evet, gerçekten ilhan geliyor. Tabii bu sanatsal eğitim almanın verdiği bir özellik diyelim. Aldığım eğitim, yaptığım meditasyonlar neticesi Yaşam Çiçeğinin etrafına bitkiler, hayvanlar çizebiliyorum. Ama bunları tesadüfen eklemiyorum. Misal şu resimde kullanmış olduğum balık “KOİ” balığıdır. Uzakdoğu ülkelerinde çok kutsal olan bir balıktır. Hatta İmparatorların balığı olarak düşünülür. Her imparatorun bir “KOİ” balığı vardır. Bu balık ne kadar uzun yaşarsa, onun saltanatının da o kadar uzun süreceğine inanılır. Aynı zamanda bu balık ters yönde yüzen yani akıntıya karşı yüzen bir balıktır. Çin’de bulunan bir sarı nehirde ters yüzerken karşısına çıkan şelaleyi geçtiğinde bir kapı olduğuna ve ejderhaya dönüştüğüne inanılıyor. Bunun sembolik anlamı da insanın, hayattaki zorlukları aştıktan sonra mutluluğa ermesini, tekamüle ermesini, bir yükselişi temsil ediyor. Bunun için özellikle “KOİ” balığı çiziyorum. Balık aynı zamanda bereketi simgeler. Yaşam Çiçeği de hayatımızda eksik olan neyse onun bolluk ve bereketini size katacağına inanılır. Şekil olarak da bakıldığında insanın titreşimini, frekansını artırdığına inanılıyor.

Yaşam Çiçeği’nin bize katkısı nasıl olacak?
Bunları evinizin duvarına asabilirsiniz. Çay veya su içtiğiniz bardağın altına koyabilirsiniz. Onların enerjisini değiştirdiğine, pozitife dönüştürdüğüne inanılıyor.  Yaşam Çiçeğine dikkatli bakarsanız başlangıç olarak bir daire, sonra ikinci bir daire ile çoğalması insan embriyorsunun bölünerek çoğalması ile aynıdır. İşte bunun “Yaşamın Sırrı”nı taşıdığına inanılıyor. Bu şekle bir çok uygarlıkta da rastlanmıştır. Mısır Uygarlığında var, Sümerler’de var. Mimar Sinan yaptığı kubbelerinin hemen hemen hepsinde kullanmış. Hacıbektaş’ın Türbesi’nde, İtalya’nın Pompei Şehrinde var. Bu kadar geniş uygarlıklarda kullanılması kutsallığına inanılmasını sağlıyor. Bir başka seçimim Zümrüdü Anka Kuşu oldu. Tabiki bunun da bir anlamı var. “Yeniden doğmak, Küllerinden Doğmak…”  İnsanın olgunlaşmasını anlatıyor. İsmine masal dedim ve kendiliğinden bir masal serisi çıktı ortaya. Son dönemde Geyik sembolü çizdim. Geyik her yıl boynuzunu değiştiren bir hayvan, bundan dolayı da yeniden doğuşu, insanın ölüp tekrar dirilmesini ifade ediyor.
“Yaşam Çiçeği” hayatınızda eksik olan, ihtiyacınız olan ne ise onun bolluğunu sunuyor. Mutluluk eksikse mutluluk, para eksikse para, yani siz bu şekle bakıp neyiniz eksikse onu isteyeceksiniz. O sizin titreşiminizi, frekansınızı yükseltmeye yardımcı olacak.

Nurhayat Hanım, hedefiniz ne?
Bu resimlerle, Mandalalarla bir sergi açmak ve insanlara bunu tanıtabilmek. Tabi biraz da karşılığını maddi anlamda alabilirsem fena olmaz. (Gülüşmeler)

Okuyucularımıza bir mesajınız olacak mı?
 Eğer yetenekleri varsa, ilgisi varsa kendileri çizsin diyorum. Çok eğlenceli ve gerçekten insanı mutlu eden bir çalışma. Çok masraflı olmayan bir uğraş. Kâğıt ve kaleminiz varsa hemen başlayabilirsiniz. Diğer kullanacağınız malzemeler size kalmış bir şey. Ben altın rengi gibi değişik renkleri kullanmayı sevdiğim için kullandım. Eğer kendisi çizemeyen olursa benim gibi çizebilenlerden temin edebilirler tabii. Bana bu sanatı tanıtma imkânı tanıdığınız için size teşekkür ederim.

Bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz.
 
Röportaj: Hasan Sami Er