BAŞKAN GÖKHAN “İTTİFAK ZEDELENDİ Mİ?” SORUSUNA CEVAP VERDİ:

Çanakkale’de ulaşıma gelen zamlar ile ilgili oluşan tepkiler, belediye personelinin ücretsiz biniş hakkı, inşaatlarda kullanılması zorunlu sessiz boru konusu ve İYİ Parti Belediye Meclis Üyesi Burak Kunt’un mecliste söz alamadığına dair iddiasını partisinin kurmaylarına taşıması ile başlayan gerginlik kentte bazı çevreler tarafından İYİ parti ve Cumhuriyet Halk Partisi arasında oluşan ittifakın zedelendiğine dair yorumlara sebep oldu.
17 senedir Çanakkale Belediye Meclisi’nin başkanlığını yapan Ülgür Gökhan bütün merak edilenlere ilk kez gazetemiz aracılığıyla cevap verdi. İYİ Parti ile ittifakın sarsılması yönünde yapılan  yorumlara açıklama getiren Başkan Ülgür Gökhan, meclisin bir adabı olduğunun altını çizerek, “İYİ Parti ile ittifak konusu benim konum değil. Bu ittifak partimin konusudur. Yani Genel Merkez’den başlamak üzere, İl Başkanlığı, İlçe Başkanlığı ile ittifak vardır, ben de o ittifakın bir parçasıyım. O ittifakı destekliyorum, ittifakın olması ve sürmesi konusunda görüş beyan ediyorum. Ancak belediye çalışmaları, belediyedeki işleyiş siyasi partideki işleyişten farklıdır. Ben bütün meclisin başkanıyım.  İlgili söz istedi sekiz dakika konuştu. Ana Muhalefet Partisi de 2-3 dakika konuştu. Karar almayacağız, görüş bildireceğiz dediler, söz istendi, söz verdik.  Netleşmiştir, bitmiştir. Yeniden söz istendiğinde kifayet-i müzakere dedim, o kadar. Söylediğim budur. Konuşma sırasında söz kesme filan yok. Meclis de bitti, sonra ortalık ayağa kalktı. İttifak filan bozulmuyor, çünkü ben hiçbir ittifakın tarafı değilim. Ben orada belediye meclis başkanıyım, herkesle ittifak halindeyim” dedi.

“BELEDİYE PERSONELİNE SERVİS YERİNE, 1 Yıllık 550 BİNİŞİLİK KART VERDİM”                                             
Mecliste özellikle İYİ Parti’nin zamlarla ilgili değil, belediye personeline ücretsiz binişlerle ilgili eleştiri getirdiğini belirten Başkan Gökhan, “ Zamlarla ilgili herkes eleştiride bulunabilir. Belediye personeli ücretsiz biniş yapmaktadır, ama bunun bir miktarı ve gerekçesi var. Diyoruz ki mesai günleri, yılda 275 gün. Hafta sonu, bayramlar düşer.  Benim personelim evinden sabah çıkıyor, buraya geliyor, akşam da mesai bitiyor, evine gidiyor. Ben buna servis koymak durumundayım. Otobüsçülerle de anlaştık. Onlar da tamam dedi, ikna ettik. 550 binişlik, 1 yıllık bir kart verelim, bu kart fotoğraflı ve kişinin adına olsun diye Eş ve çocuklar yararlanamaz. Ya da yararlansa da binişten gidiyor. 550’yi 1 yılda değil, 3 ayda da bitirebilirsiniz, hak 1 yıllık. Ticket gibi, arkadaşına bile verirsin. Bunda sadece kontörden düşüyor. Bunu kullanan 1370 çalışandan, 750 kişisinde var. Bu servis yerine sunulan kolaylıktır. Belediye otobüslerine çok insan bedava biniyor. Polis, jandarma, PTT personeli filan, ben de aynı şekilde personelime servis yapmak zorundayım. Bu kartı veriyorum. Çocuğuna da versen kontörden düşer. Bu konuda Sayıştay da denetim yapmış ve olumlu rapor vermiş, mecliste okudum. Konu kapanmış. Onun dışında mecliste benim bir yönetim tarzım vardır, 17 senedir meclis yönetiyorum. Ben bütün meclisin başkanıyım. Sadece CHP’nin değil, CHP’nin Grup Başkanvekili Av.Erdal Gezen’dir. Diğerinde Esra hanım, diğerinde Ahmet Uslu, diğerinde Muharrem beydir. Her siyasi parti grubunun bir başkanvekili vardır. Siyasi şeyleri onlar yapar, ben meclisi yönetirim.   Meclisin bir adabı vardır, söz verme, söz alma, hitabet gibi. Bu adapta yönetilir. Burada meclisi açarken bir aylık birikmiş konuları konuşurum gündeme geçmeden. Sonra ana muhalefet partisine, diğer muhalif partilere ve en son benim partime söz veririm. Onlar bitirdiyse kim söz isterse ona söz veririm. Meclis açılınca gündeme geçinceye kadar ortalama bir buçuk saati bulur, herkes konuşur, sataşma filan yoksa. Keselim derim bu durumda, usul budur. Gündeme geçtiğim zaman gündem konularında da herkes söz alır. Konu kapanır, bunun üzerine farklı bir görüş yoksa aynı konuda bir daha, bir daha söz alıp da konuşursa bitmez sonu. Yönetim biçimim budur, herkes e söz veririm. Ama sözü uzatıp da, sataşmaya götürecek, ya da konuyu değiştirecek bir noktaya geldiğinde de buna müsaade etmem. Son olayda da bir gündem maddesi inşaatlarda kullanılan borunun sessiz olup, olmamasıyla ilgili bir önerge verilmişti. Komisyon incelemiş, ilgilisi de İmar Komisyonu’na girebiliyor. Hatta İlgili olmayanların da konuşmaları izlemesine imkan sağlıyorduk. Mecliste bunun Çevre Bakanlığı’na gönderildiği ve görüş istendiği söylendi. Bekleyeceğiz, bir dahaki mecliste görüşülecek dendi. İlgililer söz istedi 8 dakika konuştu. Ana Muhalefet Partisi de 2-3 dakika konuştu. Karar almayacağız, görüş bildireceğiz dediler, söz istendi, söz verdik.  Netleşmiştir, bitmiştir. Yeniden söz istendiğinde kifayet-i müzakere dedim, o kadar. Söylediğim  bu kadar, konuşma sırasında söz kesme filan yok. Meclis de bitti, sonra ortalık ayağa kalktı falan filan. İttifak filan bozulmuyor, çünkü ben hiçbir ittifakın tarafı değilim. Ben orada belediye meclis başkanıyım, herkesle ittifak halindeyim. AK Parti ile, MHP ile, İYİ Parti ile de ittifak halindeyim. Bundan, benim bu tavrımdan bir sıkıntı duyanlar olabilir mi, şikayet edenler? Olabilir. Bunun muhatabı ben değilim, İl Başkanı, Grup Başkanvekilimizdir. Ben meclisimi yönettim, bitti konu burada kapandı. Yöntem meselesi, benim yöntemim budur” ifadelerini kullandı.

Mine Tarım