İlçe - Belde

Erdoğan ‘Biz Büyük ve Güçlü Bir Milletiz Bu Yaraları Hep Birlikte Saracağız’ (VİDEO)

Biga Belediye Başkanı Bülent Erdoğan deprem Bölgesinde yaraların sarılması için desteklere devam ettiklerini belirtirken, afete hazır bir Biga’yı oluşturmak için çalışmalara devam ettiklerini söyledi.

6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen deprem felaketinin hemen ardından deprem bölgesi için yardım toplamaya başladıklarını ve toplanan yardımların hızlı bir şekilde deprem bölgesine yönlendirmeye başladıklarını ifade eden Biga Belediye Başkanı Bülent Erdoğan deprem Bölgesinde yaraların sarılması için desteklere devam ettiklerini belirtirken, afete hazır bir Biga’yı oluşturmak için çalışmalara devam ettiklerini söyledi.
 
“DEPREMİN HEMEN ARDINDAN İNSANI YARDIM MALZEMELERİNİ DEPREM BÖLGESİNE GÖNDERDİK”
Biga Belediye Başkanı Bülent Erdoğan Boğaz Medya Sosyal Medya Hesabından yayınlanan Canlı Yayına katıldı. Canlı yayında Deprem bölgesine yaptıkları yardımlar konusunda bilgiler veren Erdoğan Depreme hazır bir Biga için çalışmaları da sürdürdüklerini söyledi. Erdoğan canlı yayında yaptığı açıklamada deprem bölgesinin ihtiyacı olan insani ihtiyaç malzemelerini hızlı bir şekilde bölgeye gönderdiklerini söyledi. Erdoğan açıklamasında “Biz 6 Şubat'ta yaşanan depreme ertesi gün boyutlarını ne kadar büyük ölçekte olduğunu tam olarak anlayamasak da Biga olarak Valiliğimizin ve Cumhurbaşkanımızın talimatıyla, AFAD öncülüğünde ilçemizde yardım kampanyamızı başlattık. Bigalı hemşehrilerimizin, kurumlarımızın ve STK'larımızın destekleriyle bugüne kadar insani ihtiyaç olan yardım malzemelerini bölgeye ulaştırdık. Yardımlarımızın sevkiyatı AFAD koordinesinde oldu. Elbistan bata olmak üzere deprem bölgesinde ihtiyaç olan tüm illere Biga’mızdan 22 tır yardım malzemesini bölgeye ulaştırdık. Belediyemizin imkanları doğrultusunda AFAD'ın bizden talep ettiği, bütün araç ve personel imkanlarımızla afet bölgesine seferber ettik. İlk gün bir kazıcı, yükleyici kepçemizi ve bir kamyonumuzu operatörlerimizle birlikte birinci gün yola çıkarttık ve ikinci günü orada iş makinelerimiz çalışmalara destek olmaya başladı. Şu anda da Osmaniye ilinde makinelerimiz çalışmaya devam ediyor. Teknik personel Antakya'da, Hatay'da hasar tespit çalışmalarında şu anda görevlerinin başında” dedi.

“BÖLGENİN İHTİYAÇLARINI SAĞLAMAK İÇİN SEFERBER OLDUK”
 Deprem bölgesine bizzat giderek deprem felaketine bire bir şahit olduğunu da anlatan Erdoğan “Biz de bölgeye gittik. Oradaki personellerimizin değişimini sağladık. Oradaki yetkililerle görüştük. Onların yanında olduğumuzu onlara hissettirmek ve onların acısını paylaşmak için bizim de birtakım ziyaretlerimiz oldu.  Tarifi çok zor ve bu depremden öte asrın felaketi. Gezdiğimiz her yerde aynı şeyi yaşadık. Rabb'im millet olarak hepimizin yardımcısı olsun. Ama millet ve devlet el ele biz bu afetin de üstesinden geleceğimizden hiçbir şüphemiz yok. Hava çok soğuktu. Eksiye inen hava sıcaklıkları vardı, soğuk Afşin ve -22’ye kadar düştüğünü oradaki belediye başkanımız ifade etti. Hatta biz 12.  gün oradaydık. Halen yerlerde kar vardı ve çok soğuktu.  Onun için İlçemizde teknik meslek lisemizin soba imalatı, Halk Eğitim Kurumumuzun ve belediyemizdeki dikiş nakış kurslarımızın hocalarımızın ve kursiyerlerimizin de gayretleriyle deprem bölgesindeki kardeşlerimize atkı bereler yapıldı.  Biga Belediyesi ve Bigalı vatandaşlarımızla tüm imkanları seferber etmiştik ve yardımlarımız devam edecek. Biz hem ilçemizde hem de bölgeye gittiğimiz zaman orada şunu gördük. Hiçbir kimsenin siyasi tarafının ne olduğu sorgulanmadan herkes tek yumruk olmuş. Oradaki yaraların sarılması, orada ihtiyaç sahibi olan vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak için nasıl seferber olduğunu çok iyi gördük. İşte bizi millet yapan da aslında bu değerlerimiz, bu değerlerimizi yitirmememiz lazım. Böyle zor durumda herkesin bir araya gelebilmesi, tek yumruk olabilmesi de çok kıymetli. Ramazan ayında da Oradaki bu manevi atmosfere destek verecek, oradaki insanlarımızın Ramazan sofralarında beraber olmayı düşünüyoruz. Bir ve beraber olarak bu zorlu günleri inşallah atlatacağız” dedi.
 
“BİGAYA GELEN DEPREMZEDE MİSAFİRLERİMİZİM TÜM EKSİKLERİNİ GİDERMEYE ÇALIŞIYORUZ”
Biga Belediye Başkanı Bülent Erdoğan deprem bölgesinden tahliye edilerek geçici barınma yerlerine yerleştirilen depremzedelerin bir bölümünü de Biga’da misafir ettiklerini belirterek “Yardım toplama çalışmalarımız da devam ediyor. Aynı zamanda biz ikinci bir açıklamaya kadar belediyemizin programladığı etkinliklerimizi, konserlerimizi ve benzeri programlarımızı iptal ettik. Biga Belediyesi olarak bunlara ayırdığımız bütçemizde biz afet bölgesindeki depremzede kardeşlerimiz için aktaracağız. İlçemizde de şu an binin  üzerinde misafirimiz var. Bunların bir kısmı vatandaşların açmış olduğu evlerde misafir, bir kısmı da KYK yurdumuzda misafir ediyoruz. Biga'daki bütün misafirlerimizi, ailelerimizi Biga Belediyesi olarak ziyaret ettik ve ‘ Biz sizin kardeşiniz, abiniziz, her türlü ihtiyacınızdan bizlere ulaşabilirsiniz’ dedik.   Biz en güzel ev sahipliğini yapmak için elimizden gelen tüm çabayı sarf ediyoruz, sarf etmeye de devam edeceğiz. Yaralar her gün sarılmaya başlasa da süreç biraz uzun bir süreç. Oradaki çadır kentler, konteyner kentler ve oradaki hayatın normale dönmesiyle alakalı biraz zaman gerekiyor ve bu süreç içerisinde de ihtiyaçlar hep olacak. Oradaki görüştüğümüz ilgili yetkililerle de oradaki ihtiyaç durumuna göre biz de ilçemizden yardımlarımızı devam ettireceğiz. Yine ilçe tarım Müdürlüğümüz, il tarım müdürlüğümüz vasıtasıyla kaymakamlığımız vasıtasıyla da yine hayvancılığın yoğun olduğu afet bölgesindeki ilçelerimize de bölgemizden ciddi anlamda bu 22 tırın haricinde yem desteklerimiz de devam ediyor. Evet. Biliyorsunuz un fabrikalarımız var. Şu an iki tane un fabrikamız birer tır unu bekletiyor. İhtiyaç talebi geldiği zaman hemen iki tır unumuz da bölgeye sevk edilmek hazır” dedi. 

“DEPREME HAZIR BİR BİGA İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Büyük deprem felaketinin ardından Biga’da yaşanabilecek bir deprem ile ilgili çalışmaları da sürdürdüklerini ifade eden Erdoğan “Biz İmar Müdürlüğümüz bünyesinde yapı kontrol birimimizi oluşturmuştuk. Ve göreve geldiğimiz günden bugüne yapı kontrol birimimiz şu ana kadar 600’e yakın inşaatın başlangıcından sonuna kadar gerekli denetimlerini, kontrollerini yaptılar.  Biga’da Kocabaş çayımız var ve Kocabaş Çayının olduğu havza içerisinde yani yumuşak zemin dediğimiz büyük bir alanımız da var. Fakat zamanında buraların imar planları yapılırken bu zemin de dikkate alınarak yatay mimari öne çıkmış. Yani bu sıkıntılı gördüğümüz zeminlerimizde bizim üç kattan fazla binamız bulunmamakta. İlçemizin tamamını kapsayan kentsel dönüşüm strateji planımızı oluşturmak için de çalışmalarımıza başladık. Yaklaşık 6  ay sürecek olan bir çalışma bu. Bütün Biga'mızın genelini, 10 mahallemizi kapsayan genel bir çalışma olacak. Burada da riskli bölgelerimiz 1999 yılından önce yapılan yapı sayılarımız belli olsa da öncelikli olarak bu binaların, bu yapıların kontrolleriyle alakalı da planlamamızı, elimize aldığımız zaman hızlıca buradaki 2000 yılından önce yapılan yapıların da bir an önce kontrollerinde başlayıp, risk gördüğümüz yapılarla alakalı çalışmalarımıza devam edeceğiz. Yine iş yeri ruhsatları verilirken yine imar müdürlüğümüz ve zabıta müdürlüğümüz birlikte mimari projesine uygun olup olmadığı, kolonlarla ilgili bir sıkıntının olup olmadığı, kontrolleri, denetimleri yapılmadan şu anda belediyemizde işletme ruhsatı da verilmiyor. Yine yapılanla alakalı denetimimiz Yapı kontrol birimimiz tarafından devam ediyor. Yani eski bir belediyemiz biliyorsunuz bin sekiz yüz yetmiş yılında kurulmuş. Ve Şehrin imarı da yüz 53 senedir Biga Belediyesi'ni meclisinin kararlarıyla hep uygulanmış. Burada şuna bakmamamız lazım. İşte burası neden beş kat burası neden bitişik nizam değil? İlçemizin genel durumu bu. Eskiden o böyle olmuş, bu böyle olmuştan öte, şu anki durumumuz bu. Zayıf yanlarımız neler? Bunları nasıl iyileştirebiliriz? Bunların üzerine yoğunlaşıp sorunu gidermek için bir yerden başlanması lazım. Biz nesil olarak 83 depremini yaşadık. 1999 depremini yaşadık. Ama maalesef toplumsal bilinç anlamında eksiğiz. Yani bir afet durumunda ne yapacağımızı çok bilmiyoruz. Antakya şehrinde bir arama kurtarma çalışmasına denk geldik ve arkadaşlarımızla indik. Fakat sadece izledik. Yani orada ben kendimden şahsen utandım. Çünkü elimden bir şey gelmiyor. Yani oradaki arama kurtarmayla ilgili olan çalışmaya bir katkı sunamıyorum. Bunu vicdani rahatsızlığını ben orada hissettim ve üzüldüm. Geldiğimiz gibi de itfaiye müdürlüğümüzün personelleri çok donanımlı, eğitimlerine devamlı alıyorlar. Sertifikaları, hepsini aldılar ve iyiler. Ama gönüllü itfaiyecilik, gönüllü arama kurtarma ekibiyle alakalı da biz çalışmamıza hemen başladık. Bugüne kadar iki toplantımızı gerçekleştirdik. İtfaiye Müdürlüğümüz öncülüğünde gönüllü olan arama kurtarma gönüllülerimizle de çalışma ve eğitim sürecimizle başladık. Bir  de son teknolojiyle donatılmış bir arama kurtarma aracının alımı için de sürecimizi başlattık. Bizim bir aracımız var. Eğitimli personelimiz var ama böyle büyük bir afet durumunda bizim kurtarma aracımızı ve ekibimizi oraya göndermemiz çok mümkün değil. Çünkü ilçemize olası bir duruma karşı boş bırakamıyoruz. Ama olası bir afet durumunda dışarıya destek vermek için ve hem gönüllü arama kurtarma ekiplerimizi hem de tam donanımlı aracımızı inşallah Biga’mıza kazandıracağız. Yine altyapısı tamamlanmış olan toplanma merkezlerimize de böyle bir afet durumunda öncelikle ihtiyaç olan kazma, kürek, jeneratör, çadır vesaire gibi malzemelerin olduğu konteynerlerin tedariğini yapıp bu toplanma merkezlerimize de hızlıca bu konteynerlerimizi yerleştireceğiz” dedi.

“BİGA HALKI FELAKETİN İLK GÜNÜNDEN İTİBAREN DEPREMZEDELERİN YARDIMINA KOŞTU”
 Depremin ilk gününde deprem bölgesine gönderilecek olan çok önemli yardımların hızlı bir şekilde toplanması için seferber olan Bigalılara da teşekkür eden Erdoğan “Halkımıza sonsuz teşekkür ederim. Bu süreçte o kadar duygusal anlar yaşadık ki yani 2 yaşında çocuğumuz elinden en kıymetli oyuncağını hediye ederek deprem bölgesindeki kardeşlerine yollamak için getirdi.  75 yaşında ninemiz biber turşusu yapmış onu getirdi ve onu gönderdik. Evet. Emekli bir amcamız geldi 200 TL paramız var ‘Bunun yüz lirası bana yeter. Yüz lirasını depremzede kardeşlerimize göndermek’ istiyorum dedi.   Herkes elinden geldiği kadar sürece destek verdi.  Rabb'im bize bu tür acıları, bu tür felaketleri tekrar yaşatmasın inşallah. Bu gerçek afetler yani bu küresel ısınmadan kaynaklı işte son zamanlarda tayfunlar işte tsunamiler, depremler, yangınlar çoğaldı. Bizim de toplum olarak bütün doğal afetlere karşı bireysel olarak da hazırlıklı olmalıyız. Kamu kurumları olarak da alanımızı dahilinde hiçbir konuda eksik bırakmadan tam donanıma sahip olmamız lazım. Herkes elinden geleni yaparsa inşallah bu zorlu süreçleri de hep beraber atlatırız diye düşünüyorum” dedi.
 
Ogün İnal