Gündem

Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkının Verilmesinin 88. Yıldönümü Kutladılar (VİDEO)

Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı Verilmesinin yıldönümü düzenlenen tören ile kutlandı.

Türk kadınına çok sayıda Avrupa ülkesinden daha önce demokratik olan hakkına sahip olduğuna vurgu yapılan törende,  Türk kadınının, Fransa, İtalya, Hırvatistan, Slovenya'dan 11, Romanya'dan 12, Bulgaristan'dan 13, Belçika'dan 14, Yunanistan'dan 15,   İsviçre'den ise 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkını aldığı ifade edildi.

CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİNİN EN FARK EDİLİR ALANLARINDAN BİRİ
Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı Verilmesinin 88. Yıldönümü nedeniyle Türk Kadınlar Birliği tarafından Cumhuriyet Meydanında tören düzenlendi. Törene Çanakkale Belediye Başkan Vekili Didem Güner, Çanakkale Belediyesi Başkan yardımcısı Rebiye Ünüvar, Çanakkale Baro Başkanı Avukat Hande Keskin, siyasi partilerin kadın kolları yönetimleri,  kadın dernekleri ile Baro ve Odaların Kadın Hakları Komisyon üyeleri katıldı. Atatürk heykeline çelenk sunumu ile başlayan tören saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ilke devam etti. İstiklal Marşının okunmasının ardından Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı Verilmesinin 88. Yıldönümü’ nün önemini  belirtmek üzere kürsüye gelen Çanakkale Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Gizem Pekince, “Cumhuriyet’in ilanı ile kadınlar çok önemli siyasi, hukuki ve sosyal haklar elde etmişler ve bunun sonucunda da toplumsal alanda görünebilir olup, çalışma hayatına katılabilmişlerdir. 5 Aralık 1934’te Anayasamızda ve seçim kanunumuzda yapılan değişikliklerle Türk kadınları milletvekili seçme ve seçilme hakkını elde etmişlerdir. Bundan sonra ilk olarak belediye ve muhtarlık seçimlerine katılan kadınlar, 1935 yılında yapılan TBMM 5. Dönem seçimlerinde 17 kadın milletvekili ile Mecliste yer almıştır. Ancak ülkemizde Fransa, Belçika, İtalya ve İsviçre gibi birçok Avrupa ülkesinden önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmasına rağmen bugün kadınların aktif siyaset içinde yeterince temsil edilmediği ve siyasetin cinsiyet eşitsizliğinin en fark edilir alanlarından biri olduğu görülmektedir. Gerek kadın milletvekili sayısı gerekse kadın bakan sayısına baktığımızda; Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki 580 milletvekilinden 101'nin, 17 bakandan ise sadece 1'inin kadın olduğunu görüyoruz ki bu bize Meclisteki kadın temsil oranının sadece yüzde 17,41' de kaldığı gerçeğini göstermektedir. Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının verilmesini kutladığımız bugün, maalesef kadının en temel insan hakkı olan yaşam hakkının elinden alındığı bir süreci yaşamaktayız. Karar alma mekanizmalarında kadının eşit temsille yer alması gerektiğini savunan ve mücadele eden kadınlar olarak bizler bugün kadınların kendi hayatlarıyla ilgili karar aldıklarında bunu canlarıyla ödediklerini görmenin büyük ıstırabı ve öfkesi içerisindeyiz.” dedi.

KADINLARIN KARAR ALMA MEKANİZMALARINDA YETERİNCE YER ALAMIYOR
Eşitliğe yönelik bir çok yasanın yapılmasına rağmen  hala kadının eşit yurttaş sayılmadığını belirten Pekince konuşmasının devamında “Cumhuriyetle birlikte kadının erkekle eşit bir yurttaş olması yönünde önemli adımlar atılmış ve bu yönde yasal düzenlemeler yapılmışsa da; bugün hala kadınların ‘Eşit Yurttaş’ olamadıkları açıktır. Nüfusumuzun yarısını oluşturan kadınların karar alma mekanizmalarında yeterince yer almamaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması devletin sorumluluğundadır. Kadının özgür ve eşit bir birey olduğunun kabul edilmesi kadının insan haklarının ihlalini ortadan kaldıracaktır. Bunun için de devletin, başta eğitim olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlarıyla birlikte koordineli ve samimi olarak toplumda kadına bakış açısını değiştirecek, zihniyet dönüşümünü yapacak politikalar üretmesi ve uygulamaya koyması zorunludur. Bireylerin ve toplumun zihniyet dönüşümünü sağlayacak bilimsel çalışmaların ve buna bağlı hukuki değişikliklerin yapılması gerekmektedir. Kız çocuklarının kesintisiz laik eğitim alması, kadın istihdamını arttıracak politikalar üretilmesi, erken yaşta evlenmelerle etkin mücadele edilmesi, kadına yönelik şiddet ve istismarın önüne geçilmesi gibi kadın-erkek eşitliğini sağlamaya yönelik adımlar hızla atılmalıdır. Tüm bunların yapılabilmesi için Ülkenin tüm kurumlarında, bütün yönetim kadrolarında kadınların sayılarının artmasının gerekliliği ortadadır” ifadelerine yer verdi.

BİRÇOK BÜYÜK ÜLKEDEN ÖNCE SEÇİLME HAKKI KAZANDIK
Çanakkale Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Avukat Gizem Pekince’nin konuşmasın ardından kürsüye gelen Türk Kadınlar Birliği Çanakkale Şube Başkanı Meral Ulucan ise yaptığı konuşmada “Mustafa Kemal Atatürk ve Latife Hanımın öneri ile 1924 yılında Nezihe Muhiddin, Latife Bekir, Sabiha Zekeriye önderliğinde kurulan Türk Kadınlar Birliği, cumhuriyet tarihinin ilk ve çok uzun yıllar tek örgütlü kadın gücü olmuş, başta seçme ve seçilme hakları olmak üzere, yasal hakların elde edilmesi için demokratik birçok mücadelenin içinde ve önderi olmuştur. Cumhuriyetin ilanından sonra, 1926 yılında, laik hukukun temeli olan Türk Medeni Kanunu ile aile ve toplum içinde eşit haklar kazanan kadınımız, 1930 yılında da kadınlarımız, belediye seçimlerinde seçme ve seçilme hakkını yasayla kazanmış. 1933 yılında da köylerde muhtar ve ihtiyar heyetlerine seçme ve seçilme hakkını elde etmiştir. 1934 yılında Başbakan İsmet İnönü ve 91 milletvekilinin sunduğu anayasa ve seçim kanununda değişiklik yapılmasını öngören yasa önerisi 5 Aralık 1934 te mecliste görüşüldü 317 üyeli mecliste oylamaya katılan 258 milletvekilinin tamamının oyuyla değişiklik önerisi kabul edilmiştir. Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, Türk kadınına çok sayıda Avrupa ülkesinden daha önce bu demokratik hakkın verilmesini sağlamıştır. Türkiye, Fransa, İtalya, Hırvatistan, Slovenya'dan 11, Romanya'dan 12, Bulgaristan'dan 13, Belçika'dan 14, Yunanistan'dan 15,   İsviçre'den ise 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımıştı” dedi. 

AMACIMIZ TÜRKİYE'DE KADIN VE ERKEĞİN, TOPLUMSAL, EKONOMİK VE SİYASAL EŞİTLİĞİDİR
Konuşmasının devamında 11 Aralık 1934'de yapılan değişiklikler sonucu anayasada tanınan haklar seçim kanunuyla da düzenlendiğini hatırlatan Ulucan “Yasanın çıkmasının ardında kadınlarımız TBMM'ne girebilme haklarını elde etmeleri üzerine, 7 Aralık 1934 günü, Türk Kadınlar Birliği İstanbul'da Beyazıt meydanında büyük bir kutlama mitingi ve Beyazıttan Taksim kadar yürüyüş düzenlemişlerdir. 8. Şubat. 1935 yılında yapılan 5.Dönem milletvekili seçimlerinde, Türk Kadınlar Birliğinin olağanüstü gayretleri ve çalışmalarıyla Meclis'e 18 Kadın milletvekili seçilmiştir. Derneğimiz ayrıca gerek Genel Başkanlarından, gerekse aktif üyelerinden olan 12 Kadın milletvekili TBMM'sine göndermiş olmaktan gurur duymaktadır. Derneğimizin İlk Genel Başkanı Nezihe Muhiddin başlattıkları mücadeleyi; 'Biz kadınlar, toplumsal ve siyasal yaşamda hak ettiğimiz yeri almalıyız. Önce, kadınlarımızı bilinçlendirmeli ve eğitmeliyiz, onlara daha fazla şey istemelerini ve bunlara nasıl ulaşacaklarını anlatmalıyız. Amacımız Türkiye'de kadın ve erkeğin, toplumsal, ekonomik ve siyasal eşitliğidir.' sözleri ile özetlemiştir Amacımız; Mustafa Kemal Atatürk' ün ilke ve devrimlerini, Cumhuriyetin kadın haklarında sağladığı kazanımları korumak ve Türkiye' de yaşayan kadınları sosyal, siyasal ve ekonomik alanlarda eşitliği sağlamaktır. Kadının önündeki engelleri kaldırma konusunda çalışmalar yapmaktır. Bu gün Hepimizin geçmişte verilen mücadeleye sahip çıkıp, geleceği kurmanın sorumluluğunu taşıdığımız gündür” dedi.

Şenay Azman