EMLAK

VAHŞİ TURİZMİN AYAK İZLERİ BOZCAADA’DA

Mimar İsmail Erten, Bozcaada’da evlerin turizm sezonunda kiraya verilmesi nedeniyle, adanın yerli halkının, kamu ve özel sektörde çalışanların kiralık ev bulamamasını ve uçuk fiyatları değerlendirdi.

Mal sahiplerinin kiraya verdiği evlerine pansiyon mantığıyla bakmasını, evleri sadece sezonda kiralayıp, neredeyse bir yıllık ücret almasını yorumlayan Mimar İsmail Erten, “Tüm bu durum yaşanırken, Bozcaada'nın yaşayanları, yerlileri, yağmaya katılarak buraya sonradan gelip biz buranın sahibiyiz havasındakiler, siyasetçiler, yöneticiler, yapıları arsaları pazarlayan, uygulayan, tasarlayan rant ve spekülasyon kurgulayanlar, kurumlar, kurullar, korumacılar, koruma karşıtları, turizmin bilgisiz yüzleri, sermayenin marka iş görücü pazarlamacıları, hepiniz bu yarattığınız canavarın oluşum sürecinin baş aktörleri olduğunuzu unutarak laf söylemeye kalkıyorsunuz, yapmayın etmeyin suçu başkasında aramayın” dedi.
 
 
Mimar İsmail Erten şu ifadeleri kullandı: “Son yıllarda yerel medya, ulusal medya ve sosyal medyada Bozcaada meselesi gündeme düştü. Ev kiralarının yüksekliği, kışları boş kent, günlük gel gite bağlı niteliksiz kamu hizmetleri, metalaşan mekanlar, tarım alanlarını önce ikinci konut olarak tüketen şimdi de pansiyonculuğa öykünen "bağ evi" yapılaşması, şarapçılık ve tarımsal faaliyetlerin yok oluşu, esnaf kültürünün, çarşının yok oluşu, marka kent teranesiyle pompalanan arsa spekülasyonu, yapı rantı ve her şeyi yok eden vahşi turizm. Tüm bu durum yaşanırken, Bozcaada'nın yaşayanları, yerlileri, yağmaya katılarak buraya sonradan gelip biz buranın sahibiyiz havasındakiler, siyasetçiler, yöneticiler, yapıları arsaları pazarlayan, uygulayan, tasarlayan rant ve spekülasyon kurgulayanlar, kurumlar, kurullar, korumacılar, koruma karşıtları, turizmin bilgisiz yüzleri, sermayenin "marka" iş görücü pazarlamacıları, hepiniz bu yarattığınız canavarın oluşum sürecinin baş aktörleri olduğunuzu unutarak laf söylemeye kalkıyorsunuz, yapmayın etmeyin suçu başkasında aramayın. Şimdi de diyeceksiniz ki, boş ver eleştirmeyi, sorunu çözelim,  tamam da sen önce 1990 dan beri hızlanan ve 32 yılda yarattığın bu ucubenin sorumlusu olduğunu bir kabul et. Bir özür dile, güncel deyimle hata, eksik, yanlış ve suçlarınla bir helalleş, gerisi kolay.”
 
Mine Tarım