Gündem

‘’Bizim Marmara Deniz’ine verdiğimiz olumsuz bir atık yok’’

Marmara Denizi’nde 2020’nin Kasım ayından belli uzun bir zamandır tüm denizi istila eden müsilaj (deniz salyası) su yüzeyini de sualtını da tehdit ediyor.

Marmara Denizi’nde 2020’nin Kasım ayından belli uzun bir zamandır tüm denizi istila eden müsilaj (deniz salyası) su yüzeyini de sualtını da tehdit ediyor. Çanakkale Boğazı bölgesinde metrelerce derine kadar tutunan Müsilaj, Çanakkale'den akıntının ve rüzgarında etkisiyle Ege girişine kadar etkisini sürdürüyor. Müsilaj konusunda değerlendirmeler yapan Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve Bandırma On Yedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı Çanakkale'deki müsilaj ile derinlemesine bilgiler verdi.
Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazında uzun süredir devam eden müsilajla ilgili Medyascope’a konuşan Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Çanakkale'nin kent olarak iki adet arıtma sahibi olduğunu vurgulayarak ikisinde de ileri biyolojik artıma şeklinde arıtma yaptığını ve dolaysıyla Marmara Denizine verdikleri olumsuz bir atık olmadığının altını çizdi. Marmara'nın açıklarından gelen müsilajın kentte denizi nefessiz bıraktığını ifade etti.

Müsilajla ilgili değerlendirmeler yapan Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, sözlerine şöyle devam etti; ‘’İki tane arıtmamız var. Birisi merkez için birisi mücavir alan için ikisinde de ileri biyolojik artıma şeklinde yapıyoruz. Teknolojimiz o şekilde o yüzden bizden yana herhangi bir sıkıntı söz konusu değil, ayrıca katı atık depolama alanımızın sızıntı suyumuzu da arıtıyoruz. Dolayısıyla bizim Marmara Denizine verdiğimiz olumsuz bir atık yok. Bize düşen bizim sorumluluğumuz olan ileri biyolojik artıma konusunda herhangi bir sıkıntımız yok ama bunun olması bütün Marmara'daki atıkların kesin o mevzuattaki tespit ettiğimiz 22 maddenin harfiyen uygulanması gerekiyor‘’ şeklinde konuştu.

MEVZUATA UYGUN HAREKET EDİLİYOR
Şehirde limandaki müsilajlı alanın temizlenmesi hakkında değerlendirme yapan Gökhan; ‘’Yat limanına dolmuş tabii müsilaj burada kümeleştiği için burada bir bariyerin içine alıyoruz, kümeleştiriyoruz oradan da vidanjörlerle çekip sonra yukarda bir alanımız var. Su geçirmez bir alanımız var. Orada menber serdik oraya döküyoruz önce orda buharlaşmasını bekliyoruz, oradan da çöp detone alanına götürüyoruz. Mevzuatta o şekilde söylüyor‘’ dedi.

“ASLINDA DENİZ BİZE BİR FIRSAT VERDİ”
Marmara’da ki müsilaj felaketin nedenleri hakkında değerlendirme yapan Ülgür Gökhan; ‘’Atıklarımızı Marmara halleder, görünmez diye düşünüp, hatta bunu kaçak bile yaptık. Arıtmaları gündüz çalıştırıyor gibi yaptık, gece elektrik tüketimi olmasın diye kapattık, sanayileri denetleyemedik, Ergene Nehri yıllarca simsiyah aktı, hala akmaya devam ediyor. Susurluk havzası öyle, Bandırma’da gübre fabrikası şakır şakır atıklarını attı. Kocaeli körfezi öyle, dolayısı ile bu tehditler vardı. Ama Marmara aşağıda kalıyor, diyelim Marmara denizine atıyorsunuz ama sonunda böyle olacak dedi ve böyle oldu. Aslında deniz bize bir fırsat verdi. Bu yaptıklarınız yapmayın yoksa hayatınız böyle geçer dedi, şimdi biz onun için artık bunu gördük sonucunun ne olduğunu gördük.’’ dedi.
 
 
Bandırma On Yedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Sarı Çanakkale’nin çok kritik bir noktada olduğunu belirterek müsilajın akıntılar ile en çok bu şehirde etkili olduğunu vurguladı.  Ayrıca Çanakkale'deki müsilajların çoğunun Çanakkale'de oluşmadığını söyleyen  Mustafa Sarı; ‘’Çanakkale boğazından oluşmaktan daha çok, Marmara denizinde oluşup egeye doğru akıntı ile sürüklenen müsilajlar’dan oluşuyor’’ dedi.

Müsilajla ilgili sözlerine devam eden Prof. Dr. Mustafa Sarı; ‘’Çanakkale çok kritik bir nokta, yani bütün Marmara'nın yüzeyinden yüzeyindeki ilk 25 metredeki su Çanakkale boğazı aracılığı ile Çanakkale boğazına akıyor ve Ege denizinden gelen bütün Marmara'yı boydan boya geçen ve daha sonra ege denizin ege denizine geçen su komple Çanakkale boğazından geçerek ilerliyor. O zaman bizim Çanakkale'de gördüğümüz müsilaj kümeleri Çanakkale boğazından oluşmaktan daha çok, Marmara denizinde oluşup egeye doğru akıntı ile sürüklenen müsilajlar’dan oluşuyor. Geçtiğimiz hafta sonu ben boğaz çıkışında Saroz körfezi yakınlarında Kabatepe'nin ilerisinde dalışlar yaptım. Seddülbahir 7-17 metre arasında çok yoğun müsilajla karşılaştım. Ama 17 metrenin altında müsilaj azalmıştı. Çanakkale boğazından çıkan müsilaj kümeleri hızla ege denizinin boğaz çıkışı sularına yayılıyor. Ve bu Bozcada açıklarına kadar ulaşıyor. Lakin Bozcaada'dan daha ileri gittiğini görmüyoruz memnuniyet edici şekilde çünkü ege denizinin şartları müsilajın sürekli olarak orda ulaşmasını orda kalmasını barınmasını Marmara denizinde olduğu gibi bütün alanı kaplamasını engelliyor. Buna fırsat vermiyor bu bir şans lakin çok ciddi bir sorun ile karşı karşıyayız.’’ şeklinde konuştu.
 
İbrahim Akın Kazancı