Eğitim

Tüm çabamız eğitim sürecinin devam etmesine yönelik

Çanakkale İl Milli Eğitim Müdürü Ferhat Yılmaz bugün (21 eylül 2020) itibari ile okul öncesi ve ilköğretim 1. Sınıfların yüz yüze eğitimin başlaması nedeni ile açıklama yaptı.

Çanakkale İl Milli Eğitim Müdürü Ferhat Yılmaz bugün (21 eylül 2020) itibari ile okul öncesi ve ilköğretim 1. Sınıfların yüz yüze eğitimin başlaması nedeni ile yaptığı açıklamada kamuoyunda okullarda velilere çocuğunuzu okula gönderirseniz sorumluluk kabul etmiyoruz anlamını taşıyan dilekçe imzalatıldığına yönelik durumun gerçeği yansıtmadığı ve tamamen sansasyon amacı ile ortaya atılmış gerçek olmayan bir durum olduğunu söyledi.

Yılmaz okullarda, velilerin kendi özgür iradeleri ile çocukları ı eğitime gönderip göndermeyecekleri konusundaki kararı vermeleri ve bu kararı da okul yönetimine bildirmeleri için bir dilekçe talep edildiğini ifade ederek.” Burada öğrencinin yüz yüze eğitime gelip gelmeyeceği konusundaki karar tamamen veliye bırakılmıştır hiçbir şekilde de bir zorlama söz konusu değildir. Karar tamamen veliye ait olacaktır ve çocuğunu yüz yüze eğitime göndermeyen velinin çocuğuna da daha önceden uygulanan “Eğitime devam erme zorunluluğu kuralları” uygulanmayacaktır” dedi. Yılmaz konu ile ilgili açıklamasında “Kamuoyunda çok sansasyonel değerlendirmelere tabi tutuluyor. Biz talebimiz burada veli okula çocuğunu göndermek istiyorsa bir dilekçe yazacak, Ben çocuğumu okula göndermek istiyorum diyecek ve çocuğunu okula gönderecek. Bunun dışında kamuoyunda da konuşulduğu gibi Hani sorumluluk beyanı yada benzeri konularda, sorumluluk bana aittir gibi bir durum yok. Ama sonuçta yaşadığımız süreçte dışarıda bir risk olduğunu hepimiz biliyoruz. Örnek vermek gerekirse, Boğaz Medya Grubuna bağlı İşte Çanakkale Gazetesi adına Şu an siz buradasınız. Sağ olun geldiniz kamuoyunu aydınlatmak adına bizden bilgi alıyorsunuz. Yanınızda bir arkadaşımız var. Şu an biz burada  üç kişiyiz bu odada odamız sosyal mesafe konusunda gerekli genişlikte. Ama siz veya ben bu virüsü taşıyormuyuz? Taşımıyormuyuz? bunu garanti edemeyiz. Yani siz buraya gelirken birbirimize Taahhüt vesaire gibi bir şey imzalatmamız söz konusu olamaz. Yani bu tip durumları böyle sansasyonel hale getirmekten vazgeçmemiz gerekiyor. Dünyada en son vazgeçebileceğimiz şey eğitim. Tabii birincisi can sağlığınız tabii ki, ama ikincisi de eğitim. Bu salgın süreci uzadı ve uzamaya devam ediyor tabi bu benim kendi kanaatim. Belki yarın bir gün Coronavirüs kendiliğinden mutasyona uğrayarak bilim adamın anlattığı çeşitli durumlardan dolayı özelliğini kaybedecek. Belki etkisi tamamen ortadan kalkacak. Ama şuan bunu biz bilemiyoruz. Ya da yarın bir aşı bulunacak ve biz bu sorunla kurtulacağız sonsuza kadar.” ifadelerine yer verdi.

EĞİTİM SANSASYON YAPILACAK BİR ALAN DEĞİL
Yılmaz, eğitimin sürdürülmesin çok önemli olduğunun da altını çizerek “velilere sadece çocuklarını yüz yüze eğitime gönderecekler mi ? göndermeyecekler mi ? bu kararı beyan ettikleri bir dilekçe alıyoruz.” dedi. Yılmaz açıklamasına şu cümleler ile devam etti. “Ama şu anda Coronavirüs süreci devam ediyor ve bu durumu hafifleten bir gelişme yokç ve bu durumda eğitim öğretmenim sürdürülmesi gerektiği kanatindeyim ben. Şu ana kadar Milli Eğitim bakanlığımızın aldığı tedbirler gerçekten çok değerli tedbirlerdir. Anda sistem geliştirildi, anında metot üretildi, tüm dünyadaki örneklere baktığımız zaman en hızlı uzaktan eğitim çalışmalarına başlayan ülkelerden biriyiz. Bu çalışmaları en çok sahaya yansıtabilen ülkelerden biriyiz. Ama unutulmamalıdır ki bunların hiçbiri yüz yüze yapılan eğitimin yerini tutmayacaktır. O yüzden çocukların yüz yüze eğitime gitmesi gerekiyor ve Coronavirüs salgını sürecinde birçok yer riskli. Örnek vermek gerekirse sokakta durmak da riskli. Evden çıktınız anda evden çıktığında riskle karşı karşıya kalıyorsunuz. Yani okuldaki riski çok büyükmüş gibi değerlendiren insanlar çeşitli diğer ortamlarda, mekanlarda bulunabiliyor. Ben burada Milli Eğitim Bakanlığına, Milli Eğitim İl Müdürlüklerine bir haksızlık yapıldığını, öğrencilere bir haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Ben, veliler Çoçuklarını tabii ki kendi değerlendirmelerini yaparak, Özgür iradeleri ile kararları ile okula göndermeleri gerektiğine inanıyorum. Biz bunun için gerçekten Elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Buna göre tedbirleri üst düzey almaya çalışıyor. Ama bunun bir diğer modeli yok. Mesela bunu dilekçe konusunu sansasyonel hale getirenler biliyorlarsa söylesinler. Mesela neyi eksik yapıyorsak bize bunu söyleyebilirler. Biz eleştirilebilen bir kurumuz. bize Bunu anlatabilir, hem şahsi olarak gelebilirler hem çeşitli diğer vasıtalarla ile bu eleştirilerini bize ulaştırabilirler. İl Milli eğitim Müdürlüğü olarak varsa yanlış yaptığımız bir şey bunu düzeltelim. Ama işte sansasyonel olsun, acaba Milli Eğitim velilere bir “ Sorumluluk milli eğitimde değil “anlamı taşıyan bir dilekçemi imzalatıyor? Yani bunlar Çok komik şeyler. Milli Eğitimin varlık sebebi çocuklar. Eğer çocuklar olmayacaksa çocuklar okula gelmeyecekse Milli Eğitim diye bir kuruma da gerek yok. Okula da gerek yok. Biz tamamen kendimizi bu milletin eğitilmesine adadık. Bütün çabamız eğitim sürecinin devam etmesi ve  bilginin nesilden nesile aktarılması. Bunun için hiçbir gayemiz yok. Bu süreçte kamuoyunda ifade edildiği gibi velilere bir sözleşme imzalatarak vesaire başka bir yapmaya Çalışmıyoruz. Ama Veli çocuğumu okula göndermek istemiyorsa bu çocuğu da yüz yüze eğitime zorla almakta istemiyoruz. Velinin de  kararına saygı duyuyoruz. Biliyorsunuz normal zamanda Coronavirüs salgını yokken Milli Eğitim Müdürlüğü olarak okula devamsızlığı kabul etmiyorduk. Eğitim-Öğretim zorunludur, okula gelmeyen öğrenciye ve velisine çeşitli yasal işlemleri yaparız diyorduk ve bu yasal işlemleri yapıyorduk. Çanakkale'deki insanımız sağ olsun eğitime karşı ilgili ve bilinçli. Çanakkaleli veliler çocuklarını çeşitli destekler vererek okula gönderiyor. Çanakkale’de çok yoğun bir şekilde okula devamsızlık sorunu yaşamıyoruz. Ama Coronavirüs salgınına özel kesinlikle öğrencinin okula devam etmesi ile ilgili hiçbir velimizin kaygısı olmasın velilerimiz “Ben çocuğumu göndermiyorum” diye dilekçe verebilir, “Ben çocuğumu okula gönderiyorum “ diye de dilekçe verebilir. Ama bu dilekçe ile bilgi vermek durumunu  sansasyon olarak kullanmaya çalışanlara da itibar etmemek lazım. Eğitim sansasyon yapılacak bir alan değil. Biz Milli Eğitim olarak hiçbir sansasyon içinde olmak istemiyoruz. Ama bazen böyle kamuoyu yanlış bilgilendirilerek anlamlı anlamsız milli eğitimi bir yerlere çekmeye çalışıyorlar.”
Kaynak :Burası Çanakkale
http://www.burasicanakkale.com.tr/haber/26984-tum-cabamiz-egitim-surecinin-devam-etmesine-yonelik