İstanbul İli, Küçükçekmece Gölü- Sazlıdere Barajı- Terkos Gölü doğusunu takip eden güzergâhta yaklaşık 45 km uzunlukta, 20,75 m derinlikte ve 275 m genişlikte bir kanal açılması için hazırlanan Kanal İstanbul Projesine, Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı önderliğinde Çanakkale’den de itiraz sesleri yükseldi.
Açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Av. Muharrem Erkek, “Çevre Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığının da üzerinde baskı var. Çünkü başvuru dosyasındaki raporlar değişti. Biz o raporları okuduk. Devlet Hava Meydanlarının verdiği raporda İstanbul Yeni Hava limanı kullanılamaz hale gelir diyordu. Devlet Su İşleri’nin verdiği rapor var, su kaynakları kaybedilir diyordu. Bu raporların hepsi değişti, şu anda dosyada yok. Böyle bir tablo var. Bu Kanal İstanbul değil, Katar İstanbul, talan İstanbul” yorumunda bulundu. Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan da itiraz dilekçesi vererek İstanbul’da referandum yapılmasını önerdi ve bu projenin Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin sağladığı güvenceyi yok edeceğini de vurguladı.
Günlerdir ülke gündeminden düşmeyen “Kanal İstanbul” projesi için hazırlanan Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu önceki gün askıya çıkarıldı. Kanal İstanbul'un ÇED raporu 10 gün boyunca halkın görüş ve önerileri için askıda kalacak.
600 KİŞİLİK İTİRAZ DİLEKÇESİ ÖĞLEDEN ÖNCE VERİLDİ
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Kepez Belediye Başkanı Birol Arslan, Umurbey Belediye Başkanı Erdal Doğan, Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı İsmet Güneşhan ve Merkez İlçe Başkanı Ali Uyanık, Saadet Partisi İl Başkanı Süleyman Saçıkara, belediye meclis üyeleri, bazı sivil toplum kuruluşları ve temsilciler ile çok sayıda vatandaş, dün sabah, Kanal İstanbul Projesi'nin iptali için imzaladıkları itiraz dilekçelerini vermek üzere Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne akın etti. Öğleden önce 600 kişilik itiraz dilekçesi dağıtıldı.
“KANAL İSTANBUL İÇİN KALAN İSTANBUL İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ”
Saadet Partisi İl Başkanı Süleyman Saçıkara, itiraz dilekçesini teslim ettikten sonra kısa bir açıklama yaparak, “Biz Kanal İstanbul için değil kalan İstanbul için mücadele ediyoruz” dedi.
“MONTRÖ BİZİM GÜVENCEMİZ. YARIN ULUSLARARASI SORUNLARA KARŞI KARŞIYA KALACAĞIZ”
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Kanal İstanbul projesinin hayata geçmesi halinde Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin sağladığı güvencenin ortadan kalkacağını ifade ederek, “ Çanakkale Boğazı ve İstanbul Boğazı Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne tabidir. Dolayısı ile bu sözleşmeyi pasifize etmek, ikinci plana atma noktasında bir hareket olarak algılanıyor, ben de o düşüncedeyim. Bizim açımızdan en önemli unsur, Karadeniz’e yüksek tonajlı savaş gemilerinin geçmesinin engellenmesidir. Romanya ve Bulgaristan Avrupa Birliği üyesi oldu. Amerika, Romanya’da hava kara ve deniz üssü kurma peşinde. Oraya yüksek tonajlı savaş gemisi geçiremiyor. Bunun olması noktasında bir hareket olarak görüyoruz. Bunun ülke ekonomisine katkısı olacağı noktasına katılmıyorum. Montrö bizim güvencemiz. Yarın uluslararası sorunlara karşı karşıya kalacağız. Dolayısı ile ona alternatif bir suyolunun açılması yarın Amerika’ya karşı nasıl baskılara direneceğiz sorusunu akıllara getiriyor. Bir telefon ile Amerika’ya rahip konusunda boyun eğdiğimiz noktada o kanaldan yüksek tonajlı gemilerin geçmesini nasıl engelleyeceğiz sorusunun cevabı gündemde. Bunu geçirirsek Rusya ile nasıl muhatap olacağız? Montrö bir diplomasi konusudur. Ayın 18’inde Çanakkale’ye yerleşmiş emekli bir büyükelçi var, o bir konferans verecek. Montrö güvencemizi delecek bir uygulamanın içerisinde olmamalıyız” dedi.
“İSTANBUL’DA REFERANDUM YAPILSIN”
Öte yandan rant konusunun da göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade eden Başkan Gökhan İstanbul’da bir referandum yapılmasını önererek, “Kanal İstanbul projesini daha önceden duyanlar ne hikmetse de Arap sermayesi buradan ciddi oranda arsa ve tarla kapatmış. Neden aldılar? Güya güzergâh açıklanmayacaktı ama herkes arsasını almış. Kim ne kadar önce alandan arsa almış konusunda araştırma yapılıyor. Çanakkale’den bir örnek vereyim. Karacaören’de yeni imar alanı açılmadan önce, Çanakkale Belediyesi olarak 5 yıl içerisinde kimler arsa almış, kimler satmış bunları tespit ettik. Beş yıl içerisinde tarlasını satanları tek tek çağırdık. İmara açılacağını biliyor muydun diye sorduk. Eğer bir kandırılma söz konusu ise bunun önüne geçecektik. Biz bu hassasiyeti gösterdik Aynısının İstanbul’da da gösterilmesi gerekirdi. Oradaki karar verilme noktasında gayrimenkul alım satımının durdurulması gerekirdi. O zaman iyi niyeti anlardım. En azından satanların rızası alınmalı idi. Bir yandan rant meselesi bir yandan, Montrö sözleşmesi tüm Türkiye’yi ayağa kaldırmış durumda. Son derece duyarlıyız. İstanbul’da bir referandum yapılmasını uygun buluyorum” dedi.
“BU PROJENİN NE İSTANBUL’A NE TÜRKİYE’YE FAYDASI VARDIR”
Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı İsmet Güneşhan, Bu projenin ne İstanbul’a ne Türkiye’ye faydası olmadığını ifade ettiği açıklamasında, “AK Partinin düzenlemiş olduğu politikaların sonucunda oluşan Kanal İstanbul projesine itiraz etmek üzere Çanakkale Çevre Şehircilik Müdürlüğü’ne hazırladığımız dilekçelerimizi vermek üzere geldik. Bugün burada Saadet Partisi İl Başkanımız, Genel Başkan Yardımcımız, Belediye Başkanlarımız, Yüksek Disiplin Kurulu üyemiz, İlçe Başkanımız, partililerimiz, sivil toplu kuruluş temsilcilerimiz, belediye meclis üyelerimiz ve çevreye ve ülkeye duyarlı Çanakkaleli hemşerilerimiz ile birlikte dilekçelerimiz vereceğiz. Kanal İstanbul Projesini kabul etmek mümkün değil. Bu proje sadece İstanbul’a değil, aynı zamanda Marmara Denizi’ne dolayısı ile Çanakkale’yi ilgilendiren bir projedir. Bu projenin ne İstanbul’a ne Türkiye’ye faydası vardır. Tamamen iktidarın yandaşlarına faydasın olacaktır. Biz bu projeye karşı olduğumuzu net ifade ettik. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu da bilimsel verilere dayanarak 15 maddede niçin karşı olduklarını söylediler. Biz bu yanlıştan bir an önce dönülmesini istiyoruz. Nasıl geçmişte birçok yanlışlar yapıp, İstanbul’a ihanet ettik dedilerse, inşallah bundan da dönerler. Bunun sonucunda sadece coğrafyamız tehdit altında değil, uluslararası sorunlar da doğacaktır” ifadelerine yer verdi.
“BU GERÇEKTEN BÜYÜK ÇILGINLIK”
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek Türkiye’nin daha öncelikli sorunları olduğunu vurgulayarak, “ Bu, keyfiliğe karşı, tek adam sistemine karşı bir demokrasi mücadelesidir. Türkiye’nin her yerinde bu duyarlılık var. Çanakkale’de de yüksek bir katılımla çevreye sahip çıkılması önemli. Biz zaten Kanal İstanbul Projesini başından beri takip ediyoruz. Çevre Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığının da üzerinde baskı var. Çünkü başvuru dosyasındaki raporlar değişti. Biz o raporları okuduk. Devlet Hava Meydanlarının verdiği raporda İstanbul Yeni Hava limanı kullanılamaz hale gelir diyordu. Devlet Su İşleri’nin verdiği rapor var, su kaynakları kaybedilir diyordu. Bu raporların hepsi değişti, şu anda dosyada yok. Böyle bir tablo var. Bu Kanal İstanbul değil, Katar İstanbul, talan İstanbul. Bu memlekette milyonlarca ailece açlık sınırı altında yaşıyor. 8 milyon asgari ücretli var. Çalışanların yüzde 40’ı ya asgari ücret ya da altında alıyor. 1 milyon 250 bin üniversite mezunu genç işsiz var. Resmi rakamlara göre 4 buçuk milyon, gerçek rakamlara göre 8 milyon işsiz var. Bu memlekette her üç çocuktan biri şiddetli yoksulluk çekiyor. Yeterli protein alamıyor, yeterli eğitim alamıyor. Biz Kanal İstanbul peşindeyiz. Bizim öncelikli sorunumuz adaletsizlik, işsizlik yoksulluk. Bu proje son derece tehlikeli. Çılgın proje diyorlar ya. Bu gerçekten büyük çılgınlık. Türkiye’nin, Trakya’nın, Çanakkale’nin Marmara’nın aleyhine. Türkiye’nin önceliği bu değil. Zamanında herhalde bu proje yapılacak diye, nerelere neler peşkeş çekilmiş. 2011 yılından bu yana Kanal İstanbul’u n iki yakasındaki arsa spekülasyonlarını, taşınmazların nasıl el değiştiğini incelemek lazım. Bu konuda meclise araştırma önergesi verdik. Toprağımızı suyumuzu korumaktır asıl vatanseverlik” dedi.
YEDİ GEREKÇE İLE İTİRAZ EDİLDİ
Çanakkale’den verilen dilekçelerde itiraz nedenleri arasında sayılan yedi maddede, “ Kanal İstanbul Projesi ile, İstanbul’un yaşam destek sistemleri olan Kuzey Ormanları, su havzaları, su havzalarını besleyen su kaynakları, tarım ve mera alanları yok olacaktır. İstanbul’un önemli su kaynaklarından biri olan Sazlıdere Barajı yok olacaktır. Doğal yaşam alanları ve ekosistem bozulacaktır. Doğal ve arkeolojik sit alanları, tabiat parkları, milli parklar vb. koruma alanları yok olacaktır. Sadece İstanbul’da değil, Trakya’ya kadar tatlı suların beslediği tarım alanları yok edileceği için bölgede tarım ve hayvancılık yapılamaz hale gelecektir, ÇED Raporuna göre 1.155.668.000 m3 olan kazı materyalinin taşınmasıyla bozulan ekosistem halkın sağlığını tehdit edecektir. Üç aktif fay hattının geçtiği bölgeye nüfus ve yapılaşma baskısı yükleyerek afet riskini artıracaktır” ifadeleri yer aldı.
10 GÜN BOYUNCA İTİRAZ EDİLEBİLECEK
Kanal İstanbul'un ÇED raporu 10 gün boyunca halkın görüş ve önerileri için askıda kalacak. Bu 10 günlük süre zarfında, “Kanal İstanbul” projesine itirazı olan vatandaşlar, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na veya illerdeki Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri’ne müracaat edebilecekler.
Dilek Akşen