Lâpseki İlçesi’ne bağlı Umurbey Beldesi’nde yerel seçimlerde bayrağı AK Parti’den alarak göreve devam eden Cumhuriyet Halk Partili Dr. Erdal Doğan, belediyeyi 10 milyon liralık borç ile devralmıştı.
Sekiz aylık görev süresince, kendinden önceki dönemde personel gideri için çekilen 1 milyon 400 yüz bin Halk Bank kredisinin, 300 bin liralık kısmının ödendiğini ifade eden Başkan Doğan, makam sekreteri kullanmıyor. Yatırımlardan önce borçlar üzerine bir çalışma yapılması gerektiğini ifade eden Başkan, “Maaşlar ödenmiyordu, onlar ödendi. Biz geldiğimizde elektrik faturası 150 bin liranın üstünde idi, ödendi. İcralar ödendi. Bizim yeni bir gelir kaynağımız yok. Akaryakıt istasyonu, Soğuk Hava Deposu, market, gelir vergileri, su paralarından elde ettiğimiz gelirler ile bu borçları ödüyoruz. Belediye Başkanlık makamına sekreter istihdam etmiyoruz, makam aracı almadık ” dedi.
Lâpseki İlçesi’ne bağlı Umurbey Beldesi’nde yerel seçimlerde bayrağı AK Parti’den alarak göreve devam eden Cumhuriyet Halk Partili Dr. Erdal Doğan, sekiz aylık görev süresi boyunca 1 milyon 400 yüz bin Halk Bank Kredisinin 300 bin liralık kısmının ödediklerini ifade etti.
Başkan Doğan, “Biz belediyeyi devraldığımız zaman 10 milyon lira borç vardı. Bunun bir kısmı İller Bankası’ndan alınan krediler, bir kısmı de belediye şirketinin kredi borçları, çevre esnafa yaptığı borçlar. Bizim yeni bir gelir kaynağımız yok. Akaryakıt istasyonu, Soğuk Hava Deposu, market, gelir vergileri, su paralarından elde ettiğimiz gelirler ile bu borçları ödüyoruz. Belediye Başkanlık makamına sekreter almadık, makam aracı almadık. Başkanlık makamında önceden üç kişi vardı, şimdi onlar yok. Maaşını ödeyemeyiz. Sekretere de ihtiyaç şu anda yok. Benim cep telefonum yedi gün yirmi dört saat açık. Emekçi istihdam etmek anlamında kötü ama benim için cep telefonu bir avantaj. Biz kimseyi işten çıkarmadık. Başkanlık makamında çalışan üç kişi ayrıldı. Ben burada çalışanları 20 yıldır tanıyorum. 1 milyon 400 yüz bin Halk Bank Kredisinin 300 bin liralık kısmını ödedik. Maaşlar ödenmiyordu, onlar ödendi. Biz geldiğimizde elektrik faturası 150 bin liranın üstünde idi, ödendi. İşletmeler kar eder hale geldi. İşletmelerde çalışanların daha verimli olması sağlandı. İcralar ödendi. Kredi alabilir miyiz ama alamayız. Çek alamayız. Bizim arabalarımız eskimiş. Hatlar bize ait, ulaşımı biz sağlıyoruz. Otobüslerimizi yenilememiz gerek ama zamana ihtiyacımız var” dedi.
“YARI OLİMPİK HAVUZ ATIL KALMIŞ BİR YATIRIMDIR”
Kendinden önceki dönemde yapılan yanlış yatırımlar olduğunu da ifade eden Başkan Doğan, “Belediyemizin yanlış yatırımlardan edindiği borçlar var. Bir otel yapılmış, ısıtma soğutma sistemi yok. Hizmet vermeye başlasanız, bir fiyat politikası bile uygulayamazsınız. Yarı olimpik bir havuzumuz var. Ne işe yarayacağını bilemiyoruz. Boyu 25 metre, eni 12 metre, derinliği 2 metre 10 cm. Bizim havuz kapalı olmadığı için devretme imkânımız da yok. Biz halka açalım desek, personel çalıştırmak gerekir. Cankurtaran, güvenlik, temizlik, filtreler derken şu anda onu kullanma şansımız yok. Atıl kalan bir yatırımdır. Zararlar personel giderleri gösterilmiş ama biz festivallerde etkinliklerde diye düşünüyoruz. Devlet bir müfettiş göndererek bu noktalarda inceleme yapmalı, eğer incelemeyi biz başlatırsak bu tek taraflı olur” dedi.
“PERSONEL GİDERİ İÇİN ÇEKİLEN KREDİ YATIRIMLARIN ÖNÜNE GEÇTİ”
Önceki dönemde personel gideri olarak çekilen 1 milyon 100 binlik banka kredisinin yatırımların önüne geçtiğini ifade eden Başkan Doğan, “Sadece rüzgâr tribünü yatırımı devam ediyor. Biz geldiğimizde yarımdı, Ocak ayında tribün dönecek. Bu tribün kredi ile yapıldığı için belediyeye geliri 56 ay sonra yansır. Lisanssız tek tribün. Sözleşmesi bizden önce yapılmıştı. Şu anda devam eden başka bir yatırımımız yok. Halk Bank kredisi bizim her şeyimizi bağlıyor. 1 milyon 100 bin liralık borç için çalışmalar yapıyoruz. Bu üç parça halinde, personel gideri için çekilmiş bir kredi. Bir de 100 bin liralık kredi kartı borcu var. 100 bin liralık da ek hesap borcu var” dedi.
“GERÇEKTEN İHTİYAÇ SAHİBİ OLANLARA, HER TÜRLÜ İMKÂNI SAĞLIYORUZ”
Ulaşım hizmetinde ve sosyal belediyecilik anlamında yeni adımlar atacaklarını da ifade eden Başkan Doğan, “ 65 yaş üstü vatandaşlara, bizden önce hiçbir yasal dayanağı olmadan ücretsiz ulaşım imkânı sağlanıyordu, biz bunu 3 lira yaptık. Öğrenciler devamlı ise 3, normal ise 4 lira. Vatandaş sekiz lira idi biz bunu 6 lira yaptık. İhtiyaç sahiplerine özel bir kart verip, ücret almıyoruz. Gerçekten ihtiyaç sahibi olanlara, her türlü imkânı sağlıyoruz. Kimsenin ilgilenmediği yaşlılarımız var. Onlar ile ilgileniyoruz. Göreve geleli sekiz ay oldu. Elimizden geleni yapacağız. Gerçek belediyecilik budur. Bunları finanse etmeniz gerekir. Engelli vatandaşlarımız için sürekli desteğiz” dedi.
“DÜNYANIN HİÇ BİR YERİNDE BÖYLE İŞLETİLEN BİR HAMAM OLMAZ”
Bir dönem Merkez İlçe’den birçok insanın hizmet aldığı Umurbey Hamamı’nı göreve gelir gelmez kapattığını ifade eden Başkan Doğan, “Meşhur bir hamamımız vardı ancak göreve gelir gelmez, geldiğimin ikinci günü kapattım. Üçüncü günü ihaleye çıkardım. Biz orayı kiraya verdik ve şu an özel işletme orada çalışıyor biz sadece kira alıyoruz. Bu Umurbey hamamının işletme şeklinin dünyada örneği yoktu. Abartı derecede uygun bir fiyata hizmet veriliyordu. Bu hizmet finanse edilmiş, nereden edilmiş. Bunun araştırılması gerekiyor. Bunlar külliyen kamu zararları idi. Hizmet verirsiniz ama o fiyatlara mümkün değildi. Vatandaşa böyle hizmet edemezsiniz, böyle hizmetlerin kamuoyunda da sandıkta da karşılığı yoktur. Keşke o kadar paraya başka işler yapılsa idi” dedi.
“DEVLET YÜZDE YÜZ MALİYET KISMINA GİRMELİ”
Umurbey’in Türkiye’nin meyve deposu olduğunu ifade eden ancak kazananın aracılar oldıuğunu da sözlerine ekleyen Başkan Doğan, “Biz Lâpseki ile birlikte Türkiye’nin yüzde 15 şeftali ve nektarin ihtiyacını karşılıyoruz. Kirazımız, eriğimiz, kuru hurmamız var. Kooperatif ve hal olmadığı için üretici elbette ki hak ettiği yerde değil ama tarım sadece bizim değil ülkenin problemi. Bayrampaşa haline gidiyorsunuz, oraya kadar ilacından nakliyeye arada çok kazanan var. Asıl üreten kazanamıyor, girdiler çok maliyetli. Her yıl fiyatlar aynı kalıyor. Ekonomik şartlar değiştiği için üretici kazanamıyor. Özellikle elektrik fiyatları akaryakıttan daha önemli. Soğuk Hava Depomuz için elektriğe ödediğimiz parayı hiçbir şeye ödemiyoruz. Burada sürdürülebilir bir sistemle kooperatif ve hal oluşturmak gerekiyor. Kooperatif ne üretecek ve hangi çatı altında toplanacak buna karar vermeliyiz. Ukrayna’ya meyve gönderiyorsunuz, ilaçlı çıkıyor, geri geliyor. Devlet üreticiyi korumalı, desteklemeli ve denetlemelidir. Buradan birçok ülkeye meyve gidiyor ama aracı kazanıyor. Alıcı bulursanız, her şeyi üretirsiniz ama devlet aradan aracıyı kaldırmalıdır. Türkiye bu hikâye bulmalıdır ve buna iyi karar vermelidir. Tarım ülkesi mi olacağız, teknolojide mi ilerleyeceğiz, bunu bilmeliyiz. Nohutumuz Meksika nohutu, Güney Amerika bizi bakliyatla tehdit ediyor, eğer bir hikâye bulamazsak, meyve ile de tehdit ederler. Pazara inin bakın, Meksika’dan gelen nohut bizimkinden ucuzdur. O nasıl bu maliyeti düşürdü. Bize bakalım, Tarım Kredi Kooperatifi, kredi geri ödemesini bir yıl sonra alıyor ama bankadan daha fazla faiz koyuyor. Sen bir yıl rahat ettin sanıyorsun ama sen bir yıl sonra malını üç katına satmıyorsun ki. Devlet yüzde yüz maliyet kısmına girmeli. Küçük üreticiyi ortadan kaldırarak bu işi çözemezsiniz” dedi.
Özel Haber: Dilek Akşen