.

Memleketin birinde işler oldukça kötü gidiyormuş.
Nasıl mı?
Bakın mesela o memlekette;
Velilerin durumu şöyleymiş…
.
Oğlunun okuması için çiftliğindeki bütün inekleri satan bir köylü, onun bir şey öğrenemediğini görünce:
-“Ne bahtsız adammışım”, diye söylenmiş. “Bir öküz uğruna ne inekler feda ettim.”
 
***
Siyasetçilerin durumu şöyleymiş.
.
Yargıç, politikacıya şöyle sorar:
-“Söyle bakalım, devleti nasıl soydun?”
Politikacı biraz düşündükten sonra soruyu şöyle yanıtlar:
-“Efendim, biz buraya yargılanmaya mı, yoksa meslek sırrı vermeye mi geldik?”
 
***
Halkın durumu şöyleymiş.
.
Oymakbeyi, izci adaylarını karşısına toplamış, onlara izciliğin ilkelerini anlatmaya çalışıyordu: 
-“Bakın çocuklar, dedi. Bir izci, her gün hiç olmazsa bir kez birine yardımcı olmalıdır. Hiç olmazsa hastalara, yaşlılara, muhtaçlara. Her sabah okula geldiğiniz zaman size bir gün önce nasıl bir iyilik yaptığınızı soracağım. Tamam mı?”
Ertesi sabah Oymakbeyi çocukları toplayıp sordu:
-“Söyleyin bakalım... Dün ne gibi bir iyilik yaptınız?”  
Bütün çocuklar, hep bir ağızdan:
-“Yaşlı bir kadının karşıdan karşıya geçmesine yardım ettik efendim.”
Adamcağız şaşırdı: 
-“Hepiniz mi?”  
-“Evet efendim, hepimiz birden.”
-“Neden?”  
Çocuklardan biri cevap verdi: 
-“Kadın karşıdan karşıya geçmek istemiyordu, ondan efendim!”
 
***
Sanatın durumu şöyleymiş.
.
Leyla, ağacın altına oturmuş resim yapıyordu. Babası kızın elindeki bomboş kâğıdı görünce sordu: 
-“Leyla, ne resmi yapıyorsun bakayım?” 
-“Çimenlikte bir keçi resmi.” 
-“Çimenler nerede?” 
-“Keçi hepsini yedi.” 
-“Ya keçi?”
-“Yiyecek bir şey kalmayınca o da gitti.”
 
***
Turizmin durumu şöyleymiş.
.
Müşteri, otel görevlisini çağırarak çıkışır: 
-“Odalarımız temizdir, pire filan yoktur, dediniz. Bakın şuna!” 
Görevli eğilip baktı: 
-“Evet, o pire ama ölü...”
Müşteri boynunu büktü, görevli de gitti. 
Ertesi sabah otel görevlisi sordu: 
-“Nasıl dedi, rahat uyudunuz mu?-
-“Valla uyuyabilseydim, belki rahat ederdim ama... Sizin o ölü pire yok mu?”
-“N'olmuş ölü pireye?”
-“Yoo... Siz haklıymışsınız... Gerçekten ölüymüş o pire... Fakat cenaze töreni o kadar kalabalık oldu ki eşi, dostu ahbabı, akrabası, bütün pireler hazırdı törende.”
 
***
Resmi dairelerin durumu şöyleymiş.
.
İki müdür, odacılarından şikâyet ediyordu.
İkisi de kendi odacısının daha aptal olduğunu iddia ediyordu.
Bunu üzerine bahse girerler. Biri zile basarak odacısını çağırır ve der ki:
-“Al şu 50 lirayı, git bana en son model arabalardan birini al getir.”
Odacı, “Baş üstüne”, diyerek çıkar.
Bu defa diğer müdür kendi odacısını çağırır:
-“Git şimdi bizim eve bak bakalım ben evde miyim?”
-“Emredersiniz efendim.”
Kapıda karşılaşan odacılar da müdürlerini çekiştirmeye başlarlar:
-“Ya şu bizim müdür çok salak, bana 50 lira verdi, git son model bir araba al gel diye. Hâlbuki bugün pazar hiçbir yer açık değil ki!”
-“O da bir şey mi, asıl benim müdür daha salak. Benden evine gidip kendisinin evde olup olmadığını öğrenmemi istedi. Aptal adam, elinin altında telefon var açıp sorsana, evde miyim değil miyim?”
 
***
Askeriyenin durumu şöyleymiş.
.
İki erden biri, geçen kamyona selam durunca öbürü sordu:  
-“Neden selam verdin?”
-“Görmedin mi? Kamyonun üzerinde General Motors yazıyordu.”
 
***
Dinin durumu şöyleymiş.
.
Adama sormuşlar: 
-“Kaç gün oruç tuttun?”
-“Hastalığım nedeniyle ancak bir gün tutabildim!”
Aynı soruyu, orada bulunan başka birine sorunca, o hiç istifini bozmadan cevap vermiş: 
-“Bu arkadaş benden bir gün fazla tutmuş!”
.
Allah’tan bizim memlekette böyle haller yok ta gül gibi geçinip gidiyoruz.