Cumartesi günü havadan sudan yazarım genelde. Ciddi yazılar bozar beni bu hafta sonunda.


Cumartesi günü havadan sudan yazarım genelde.
Ciddi yazılar bozar beni bu hafta sonunda.
.
İçimden “Patlat gitsin şuradan bir şarkı” dedim.
.
Aklıma Levent Yüksel’den hayranlıkla dinlediğim Orhan Veli şiiri ve Uzay Heparı’nın düzenlemesini yaptığı “Dedikodu” adlı güzel şarkıydı bu tabi.
.
“Kim söylemiş beni,
Süheyla’ya vurulmuşum diye?
Kim görmüş ama kim?

Elene’yi öptüğümü…
Yüksek kaldırımda güpe gündüz,
Melahat’i almışım da sonra,
Alemdar’a gitmişim öyle mi?
Onu sonra anlatırım fakat…”
.

Bu şarkıyı bir dost ortamında hep beraber söylerken aklıma AK Parti seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz geliverdi birden bire.
.
Şöyle demişti;
“İki yıl öncesinden başlayarak tam bir organizasyon içerisinde sandık başında hile yapmaya dönük işlemlerin olduğunu çok net bir şekilde görüyoruz…”
.
Halbuki 28 Martta (yani seçimden 2 gün önce) Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven, seçim güvenliğinde en önemli konunun, oy kullanılan sandıklardaki ıslak imzalı tutanaklar olduğunu belirtti. Güven, seçimlerle ilgili her türlü güvenlik tedbirini aldıklarını söyleyerek, “Fiziki güvenlikleri aldık ama onun ötesinde seçimin kendi güvenliğiyle ilgili de tedbirleri aldık.” dedi.
.
Levent Yüksel şarkısını hala söylemeye devam ediyorduk;
“Kimin bacağını sıkmışım tramvayda,
Güya Galata’ya dadanmışız,
Kafaları çekip çekip,

Orada alıyormuşuz soluğu,
Onu da sonra anlatırım…”

.
Bir gün kameralar karşısına çıkan Yavuz öylesine büyük bir gaf yaptı ki;
“YSK'nın verilerine göre fark 19 bine düşmüş görünüyor. Ama daha bizim elimizde düzeltilecek hazırlık yaptıklarımız...” derken lafını kesti ve arkasını dönüp gitti.
Sonra hatasını anlayan Yavuz, geri gelip özür dileyerek,
“Sadece sayıyı verdim çıktım oldu mu?” dedi.
.
Dedikodu şarkısı mı?
Söylüyorduk canım;
“Ya o Mualla'yı sandala atıp,
Ruhunda hicranını,

Söyletme hikayesi…
Geç bunları,

Anam babam geç bunları,
Bir kalemde,
Bilirim ben yaptığımı…”

.
Sayın Yavuz seçim işleri başkan yardımcısı olduğundan televizyonlara sık çıkıyor;
“İstanbul'da kesinlikle bir şeyler oldu, net ifade etmek istiyorum. Bir şey olmadığını hiç kimsenin iddia etmesi mümkün değildir.”
.
Şarkı devam ediyor;
“Kim söylemiş beni,
Süheyla’ya vurulmuşum diye…
Kim görmüş ama kim?

Elene'yi öptüğümü…
Yüksek kaldırımda güpe gündüz,
Melahat’i almışım da sonra,
Alemdar'a gitmişim öyle mi?
Onu sonra anlatırım fakat…”

.
Ali İhsan Yavuz, bizim “Dedikodu” şarkısını patlattığımız gibi sürekli basın karşısında bir şeyler patlatıyor;
“Hiç bir şey olmasa bile eminim ki kötü bir şeyler oldu…”
.
Levent Yüksel’i bu aralar nedense pek özledik.
.
“Kimin bacağını sıkmışım tramvayda,
Güya Galata’ya dadanmışız,
Kafaları çekip çekip,

Orada alıyormuşuz soluğu…”