Kimlik oluşumu ve merakın en yüksek düzeylerde olduğu yaşlardaki çocukların adeta bilgisayar ve internet canavarı olduğunu hemen herkes ifade etmektedir.

Artık okuma yazma öğrenmeden çocuklar dahi bilgisayar canavarı olup çıkıyorlar.

Artık okul döneminde bilgisayarsız ve internetsiz çocuk yetiştirmek neredeyse imkânsız hale gelmeye başladı. Çocuklar okul zamanına harcadıkları zamanın önemli bir kısmı kadar bilgisayara da harcıyorlar. Bazı evlerde çocukların varlığı bile belli olmuyor. Kandırılmaya ve eğilim geliştirmeye de en elverişli yaşlar oysa bu yaşlar. Facebook, Instagram, X, tigtog gibi sosyal paylaşım siteleri bu anlamda çocukları en fazla meşgul edebilecek unsurlar olarak görünmektedir. Sosyal paylaşım sitelerinde hemen her türlü oyun ve benzeri eğlence programları bulunduğu gibi, tehlikeli sayılabilecek gelişmelere de altyapı özelliği taşımaktadır.

Sokaklar, park ve bahçeler küçük çocuklar için emniyetli değil gibi görünse de, internet ve sosyal paylaşım siteleri daha tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Birey mahremiyetinin suiistimal edildiği ve kutsal değerlere saldırıldığı gerekçesiyle youtube sitesi bir ara yasaklanmıştı. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de geniş yankılar uyandıran bu karar zaman içerisinde unutuldu gitti. Oysa mevcut sosyal paylaşım siteleri hem çocukları kilitlediği gibi hem de kirli emelleri olan örgütlerin tuzağına düşürmektedir. Günümüzde youtube sitesi en masum site haline geldi. Müzik dinlemek ve film izlemek dışında çok fazla ziyaretçisi de yok.

Instagram, TigTog, X ve Facebook sosyal paylaşım sitelerinin gelişimi oldukça hızlıdır. Çok güçlü bağlantı motorları ve kelime eşleştirmeleriyle sürekli insanları birbirine sunmakta ve paylaşımları daha da artırmaya çalışmaktadırlar. Çocuklara yeni dünyalar, yeni heyecanlar sunmakta, aynı evin içinde anne ve babadan daha farklı bir dünya oluşturmaktadır. Böyle ortamlarda kirli, sapıkça düşüncelere sahip canilerin emellerine ulaşmaları daha da kolaylaşmaktadır.

İnternet ve sosyal paylaşım sitelerinin kullanımında yaş sınırı getirmek imkânsızdır. Belki gerek de yoktur. Ancak kullanımla ilgili sınırlamalar konabilmekte, bu sınırlamalar da çok etkili olmamaktadır. Sokakta, parkta, bahçede polisimiz, güvenlik görevlilerimiz 24 saat görev yapmaktadır. İnsanımızın güvenliğini sağlamak için elinden geleni yapmaktadır. İnternetin jandarması yoktur. Güvenlik sistemleri de zayıftır. Sanal alem olarak adlandırılan bu dünyada gerçeğinden öte kimlikler cirit atmaktadır.

Eskiden anneler çocuklarına kızarken sokak çocuğu oldun diye kızarlardı. Sokaktan gelmek bilmiyorsun diye azarlarlardı. Günümüzde dizinin dibinde duruyor ne güzel. Evden dışarı bile çıkmıyorlar. Anne ve babalar çok mutlu. Ancak çocuk sokakta oynarken anne ve babasıyla daha fazla zaman geçiriyordu sanki. Karakedi gibi bu bilgisayar. Çocuklara evin içinde ayrı bir dünya sunarken, sanki çocukları da anne ve babalardan uzaklaştırıyor. Evdeki tehlike aslında bir yerde.