Bir ülkenin parasının değeri, doğrudan doğruya cari açığına bağlıdır.

Bir ülkenin parasının değeri, doğrudan doğruya cari açığına bağlıdır. Diğer bir deyişle aldıkları sattıklarından fazlaysa parasının değeri azalır. Bunun aksi bir durum söz konusu değildir. Ekonominin kitabını kim yazarsa yazsın bunu değiştiremez. Kendini ekonomi profesörü ilan edip memleketin ekonomisini duman edenler, şimdilerde farkındayız deyip milletin gazını almaya çalışıyor ama boşuna.
Paranın değeri, dış güçlerle falan azalıp artmaz. Ekonominiz güçlüyse, ürettiğiniz milletin ihtiyacını karşılıyorsa birilerinin komplosuyla paranın değeri değişmez. Yabancı para girdi döviz düştü, yabancı para çıktı döviz arttı gibi denklemler, ancak sanal ekonomilerde olur.
Türkiye, 20 yıldan buyana yıllık ortalama 45-65 milyar dolar arasında cari açık veriyor. 2022 yılında gerçekleşen cari açık ise 100 milyar doları devirip tüm zamanların rekorlarını alt üst etmişti.
Kişi başına milli gelirin 10 bin dolar olduğu söyleniyor. Dış borç kişi başına yaklaşık 7 bin dolara denk geliyor. Demek ki, milli gelir söylendiği gibi artmış görünmüyor.
Yıllardır her türlü tarım ürününü, canlı hayvan ve et dahil ithal eden memleket, tarımda da dış ticaret açığı veriyor. Son 20 yılda 100 milyon tonun üzerinde buğday ithal eden memleket, bunun için 35 milyar dolara yakın para ödedi. Geçen yıl yapılan buğday ithalatında memleket dünya şampiyonu oldu.
Petrol ve doğalgazın yanında, gübre, sigara, ilaç, elektronik malzemeye ödenen milyarlarca doların karşılığı ne yazık ki yok.
Türkiye’nin tekstil ve otomotiv dışında cari fazlası olan bir sektör yok. Otomotiv de ne yazık ki yerli değil. Tekstil de hammaddesini dışarıdan ithal ediyor.
Basit bir şekilde, güneşine, havasına, suyuna, toprağına bedel ödemediğin buğdayı yetiştirirken dahi, mazota, gübreye, ilaca, makineye ödediğin bedeller dışarı gidiyorsa, tohumda patent hakkı ödeniyorsa, paranın değeri artmaz.
Paranın değerini koruyan ve artıran tek bir aktör vardır. O da üretimdir.
Hangi ülke olursa olsun, üretemiyorsa, üretime ayrılan kaynaklar azalıyorsa, o ülkenin parası pul olur.
Gıda fiyatları tüm dünyada düşerken memlekette akıl almaz bir şekilde artıyor. Diğer yandan toplama parasını çıkaramayan ürünler, raflarda el yakıyor. Fiyatları artık ithal edilen malın bedeli belirliyor. Hallere yapılan baskınlar, vurguncu aramalar, ithalat kozu oynamalar da artık işe yaramıyor. Çünkü yerine koyacağınız malınız yok.
Hangi sektörde olursa olsun, maliyetlerin artması, öncelikle ürün fiyatlarını arttırır. Pazarda oluşan fiyatlar maliyetleri karşılamıyor veya kar payını düşürüyorsa üretim kısılır veya üretime ara verilir.
Bir ülkenin parasının değeri, cari açığı azalırsa artar. Bunun için yerli ve milli üretimi artırmak gerekir. Eğer paranın değeri düşüyorsa, yerli ve milli sloganları hikâyeden ibarettir.
Görünen köy kılavuz istemez, Halep ordaysa, arşın burada diye atasözlerimiz boşuna söylenmemiştir. Bizden fakir Bulgaristan’ın Levası 15 lira oldu. Uzağa gitmeye gerek yok.