NEDİR? Politikacıya sormuşlar:

-“Dünyada en zor, en kolay şey nedir”.
-“En kolayı aday adayı olmak, en gücü de seçilebilmek.”
 
HAYROLA!
Her seçimde karşısına dikilen aday adayına parti başkanı çıkışır:
-“Seni bir daha karşımda görmeyeceğim.”
Aday sorar:
-“Hayrola sayın başkanım istifa mı ediyorsunuz?"
 
HER SEÇİMDE
Duvarlara asılı afişleri okuyan köylü ile aday arasında şu konuşmalar geçer:
-“Topraksıza toprak, toprağa tapu, ürüne fiyat.”
-“İyide ne zaman olacak bunlar?”
-“Her seçimde, her seçimde…”
 
HASTALIK
Dünya kadar para harcadığı halde, listeye bile giremeyen aday adayına soruyorlar:
-“Durum nasıl?”
-"Lanet olsun, bir daha partilerin önünden bile geçmeyeceğim.”
Aradan dört yıl geçiyor, bakıyorlar ki bizim ki aday adaylığına yeniden soyunmuş. Soruyorlar;
-“Ne o?”
-“Ne olsun… Hastalık...”
 
OLACAK
Karısı adaya çıkışıyordu
-“Bu evde hiç benim istediklerim olmayacak mı?”
Aday yanıtladı:
-“Olacak karıcığım, olacak da, hele şu seçimleri bir kazanayım…”
 
ONUN İÇİN
İktidar partisinin seçim propagandası sırasında bir ihtiyar taşıdığı pankartla ilgi çekmiş.
“Çocukluğumuzu bize bağışlayan genç başbakanımıza teşekkürler!”
Makineli tüfekli yeni korumalar ihtiyarı sorguya çekmişler...
-“Sen kiminle alay ediyorsun? Sen çocukken başbakan henüz doğmamıştı bile...”
-“İşte onun için teşekkür ediyorum ya!...”
 
HIYAR!
Külyutmaz bir parti başkanı ve başkan yardımcısı seçim kampanyası sonrası seçim günü akşamı oylarını atarlar.
Deniz kıyısında güzel bir yemek yerler.
Bir şişe de şarabı devirirler ve kamp çadırında ertesi gün ile ilgili hayaller kurarak uykuya dalarlar.
Birkaç saat sonra parti başkanı uyanır ve yardımcısını dürtükler:
-“Yukarıya bak ve bana ne gördüğünü söyle!”
Yardımcı cevap verir:
-“Milyonlarca yıldız görüyorum.”
Lider sorar:
-“Bu sana neyi gösteriyor?”
Yardımcısı, uyku mahmurluğu ve yalakalık arası bir modda, liderinin güzel şeyler duymak isteyeceğini düşünerek cevap verir:
-“Efendim gökyüzünde partimizin burcunun yüzlerce yıldızda parıldadığını görüyorum, pazartesi belediye bizim olacak” der.
Lider, yardımcısını sabırla dinlemiştir ama artık dayanamaz:
-“Ulan hıyar… Ne yıldızı, ne parlaması, ne belediyesi? Çadırımızı araklamışlar görmüyor musun?”
 
DÜZEN
Ecevit 1997 yılı seçim kampanyasında konuşuyormuş;
-“Bu düzen değişecektiiir…”
Kalabalığın içinden bir vatandaş bağırmış;
-“Düzen hayatından memnun, düzülen ne zaman değişecek?”
 
HAVA
Karadeniz’de bir siyasetçi sünnet düğünü yapacaktır.
Düğünün yapılacağı gün havanın durumunu öğrenmek için meteoroloji müdürlüğünü aramış:
-“Sayın müdürüm, salı günü hava nasıl olacak acaba? Düğünümüz var da…”
-“Yağışlı olacak efendim.”
-“Yapma yahu… Tüh… Bir şey yapamaz mıyız?”
 
POLİTİKA
Bir bürokrat, yoksul bir adamı ziyarete gitmiş demiş ki:
-“Senin oğlana artık iş bulalım ve evlendirelim, zamanı geldi.”
Adam: -“Ben hayatımda oğlumun işine karışmadım, karışmam da.”
Bürokrat: -“Ama bu kız, Rahmi Koç’un kızı!” demiş.
Adam birden tavır değiştirmiş:
-“Aaaa… Tamam o zaman.” diyerek durumu kabul etmiş.
Sonra bu uyanık bürokrat Rahmi Koç’un evine gitmiş:
-“Kızınız için harika bir koca adayı buldum.” demiş.
Rahmi Koç şaşırarak:
-“Ama benim kızım daha çok küçük.” diye itiraz etmiş.
Bürokrat: -“Haklısınız da, bu genç adam Dünya Bankası’nda başkan yardımcısı.” deyince, Rahmi Koç:
-“Ne yapalım, madem kısmet böyleymiş. Bizde engel olmayalım.” demiş.
Uyanık bürokrat son olarak Dünya Bankasını ziyaret etmiş ve:
-“Başkanım, size harika bir başkan yardımcısı adayı buldum.” demiş.
Başkan olumsuz bir tavırla:
-“İyi ama benim zaten ihtiyacımdan fazla yardımcım var.” demiş.
Bürokrat: -“Ama bu Rahmi Koç’un damadı.” demiş.
Başkan heyecanlanmış:
-“Aaa... Tamam o zaman. Hemen işe başlasın.”
 
YEMİŞİM
İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere Başbakanı Churchill radyoda konuşma yapmaya gidiyormuş.
Radyoevinin kapısına gelince, bindiği taksinin şoförüne sormuş:
-“Beni yarım saat bekleyebilir misin?”
Karanlıkta müşterisinin yüzünü seçemeyen şoför:
-“Özür dilerim sör bekleyemem, çünkü başbakanın konuşmasını dinleyeceğim.”
Churchill yurttaşının bu ilgisinden pek hoşnut kalarak iki sterlin bahşiş uzatmış.
Şoför parayı aldıktan sonra yerlere eğilerek selam vermiş:
-“Yemişim ulan başbakanı, sizi sabah kadar beklerim efendim.”
 
YALAN
Bir otobüs dolusu politikacı seçim kampanyası için Rize’de dolaşıyorlarmış.
Otobüs büyük bir çiftliğin yanından geçerken şoförünün dalgınlığı yüzünden derin bir şarampole uçmuş.
Çiftliktekiler koşarak gelmiş ve “gece kurda kuşa yem olmasınlar” diye cesetleri gömmeye başladılar.
Ertesi sabah, polis soruşturma için çiftliğe gelmiş ve kâhyaya sormuş;
-“Otobüsteki bütün politikacıları gömmüşsün, hepsi ölüydü, değil mi?"
Kahya cevap vermiş:
-“Bazıları yaşadıklarını iddia ettiler ama politikacıları bilirsiniz... Nasıl yalan söylerler.”
 
SADECE
Temel seçimlerde aday olmuş, büyük kalabalığa karşı konuşma yapmak için kürsüye çıkmış.
Cebindeki kağıdı aramış bulamamış.
Bunun üzerine seçmenlere şöyle seslenmiş:
-“Sevgili hemşerularım, purayacelirken neler söyleyeceğimu pir Allah, pir de penpileydum. Şimdi ise sadece Allah piliy!...”
 
KİME?
Kürsüye çıkmış olan aday, atıp tutuyor:
-“Falanca parti komünisttir, ona oy vermeyin!”
-“Yaşa...”
" Filanca Genel Başkan masondur, ona oy vermeyin.”
-“Varol...”
-“Şu parti de dinsizdir, ona da oy vermeyin!”
-“Nurol...”
Kalabalığın arasından biri sorar.
-“Peki kime oy verelim?”
-“Bana oy verin, bana...”
 
BAŞKA YERE
1950 Seçimlerinde oyunu kullandıktan sonra, köylü seçmen geri döner.
-“Bey pusulamı geri istiyorum.”
-“Geri verilmez, niçin istiyorsun?”
Adres yazacağım”
-“Adres yazılır mı be Adam!..”
-“Geçen seçimde adresi yazmadık ta oylar başka partiye gitti de..."