Malum seçim yaklaşıyor. Hemen bütün partiler memleketi daha iyi yöneteceklerini, memleketi yönetmede izleyecekleri yolları millete anlatmaya çalışıyorlar. İktidar partisi devletin gücünü de kullanarak orantısız güç kullanarak seçime gidiyor. İlk defa böyle bir seçim programı uygulanıyor. Millet demokrasiden, demokrasi etiğinden ne kadar çok uzaklaşıldığını ayan beyan görüyor artık.
İçişleri Bakanlığının, Adalet Bakanlığının mutlaka bağımsız ellerde olması gerekirdi. Zaten uzun süredir, özellikle İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinde çevrilen dolaplardan sonra milletin sandığa güveni de hızla azalıyor.
İktidar partisi doğru kavramı üzerine kurguladığı reklamları reklam panolarına yapıştırmaya başladı. Arabaları da giydirdiler. Doğru adım ve doğru adam sloganı ile milleti ikna etmeye çalışıyorlar. Bakalım ne kadar doğru gitmişler? İstatistikler ayan beyan gösteriyor.
Çok uzağa gitmeye gerek yok aslında ama hemen bütün sektörlerde memleket neden bu kadar içler acısı hale geldi onu da görmekte fayda var.
Hemen kapı komşumuz Bulgaristan vatandaşlarının otobüslerle, kendi otomobilleriyle memleketin batı bölgelerini adeta abluka altına aldığını herkes görmüştür. Doğru dürüst sanayisi bile olmayan Bulgaristan aslında zengin bir memleket olmadı. Leva ile Avro paritesi yerinde sayıyor. Türkiye fakirleşti. Yirmi sene önce 1 TL 10 Leva ederken, bugün 1 Leva 11 TL yapıyor. Demek ki Türk Lirası Bulgar Levası karşısında 21 kat değersizleşmiş. 2001 yılında 1 lira olan avro, bugünlerde 21.5 liradan işlem görüyor. Suriye 12 yıldan beri iç savaş halinde kendini sürdürmeye çalışıyor. Her tarafı yıkık dökük. Buna rağmen parasının TL karşısında değer kazanması kabul edilebilir gibi değil.
Eğer bir ülkenin parası uluslararası borsalarda geçerli paralar karşısında değer kaybediyorsa cari açığı büyüyor demektir. Üreten sektörler üretemiyor, buna karşılık ithalat artıyor demektir. Nitekim kamuya ait onlarca fabrika özelleştirme yolu ile üretimden uzaklaştırılmıştır. Şeker fabrikası sayısı fazla diyen, tarihi değeri olan fabrikaları dahi satan iktidar sahipleri geçen yıl 600 bin ton civarında şeker ithalatı yapmışlardır.
Son yirmi bir senede iktidar erki, en büyük darbeyi tarım sektörüne yapmıştır. Hemen bütün dünyada gıda fiyatları düşerken, memlekette iki üç katına çıkmıştır. Türk çiftçisi üretemez hale getirilmiştir. Halen istatistiklere göre nadas hariç 40 milyon dekar arazi ekilmemektedir. Çiftçinin kara gün dostu olarak bilinen TMO, dışarıdan pahalı aldığı buğdayı, arpayı, mısırı iç piyasaya ucuza vererek Türk çiftçisinin elindeki ürünün fiyatını düşürmüş ve zarar ettirmiştir. Yemeklik tane baklagillerde memleket tamamen dışa bağımlı hale gelmiştir. Milyonlarca canlı hayvan ithalatı yapan iktidar erki, hayvancılığı içler acısı hale getirmiştir. Aylarca danasını kestiremeyen Türk çiftçisi zarar etmiştir. Geçtiğimiz yıl süt fiyatlarının düşük oluşu nedeniyle yüz binlerce inek kesildi. Türk çiftçisi gözü gibi baktığı ineklerini keserken, iktidar sahipleri gebe düve ithalatı yaptı.
Türkiye gıda güvenliği açısından en riskli ülkeler arasına girdi. Neyi doğru yapmışlardı? Sormazlar mı adama.