Depremin etkileri hala sürüyor. Zarar gören herkesin yaraları sarılmaya çalışılıyor.

Yaralı sayısı, vefat sayısı korkunç boyutta.
.
Hele hasarlı binalar?
.
830 bin 806 binada hasar tespiti tamamlanmış.
.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay;
105 bin binanın yıkık, yıkılmak üzere ve ağır hasarlı olduğunu söyledi.
.
Buna göre binalar, yüzde 73’e yakın bir oranda;
“Tekrar içerisinde doğrudan oturulabilir veya ufak bir bakımla oturulabilecek bir konumda…”
.
Geçtiğimiz günlerde televizyonda başlatılan yardım kampanyasında elde edilen 115 milyar liranın tamamının depremde yıkılan ev yapımına ayrılması durumunda, bina başına yaklaşık 1 milyon lira olduğu görülüyor.
.
TOKİ bu parayla çok rahat binalar inşa edebilir.
.
Bu yardımlar haricinde de birçok yardım yapıldı.
.
Bina konusunda yaraların umulandan çabuk sarılacağına inancım tam.
.
1713 çocuk depremde kurtarılmış.
Bunların 1141 tanesi ailelerine teslim edilmiş.
Hastanede takip edilen çocuk sayısı ise 490.
Sevgi Evleri gibi birimlerde kalan misafir çocuk sayısı ise 82.
Kimliği belirlenen çocuk sayısı 1469.
Kimliği belirlenemeyen çocuk sayısı ise 244’müş.
.
Bugün (dün) 41.020 vatandaşımız hayatını kaybettiği açıklandı.
40’a yakın binada arama kurtarma çalışmaları hala devam ediyor.
.
Bölgede 216.166 çadır kurulmuş.
.
Toplamda 3.282.725 battaniye sevk edilmiş.
.
78.500 depremzedeye geçici barınma hizmeti verilmiş ve bunlara 79.720 adet barınma malzemesi temin edilmiş.
.
6 binin üzerinde konteyner kurulumu tamamlanmış.
68 bin konteynerin de altyapı çalışmaları büyük bir hızla tamamlanmak üzere…
.
Bölgeye toplam;
373 mobil mutfak,
86 ikram aracı,
40 mobil fırın ve
361 hizmet aracı bölgeye sevk edilmiş.
.
2.179.630 kişiye beslenme hizmeti verilmiş.
.
Afet bölgesinde;
49.854.241 sıcak yemek,
8.900.844 çorba,
25.461.364 su,
8 53.997.578 ekmek,
2.963.738 içecek dağıtımı yapılmış.
.
4 Mobil Sosyal Hizmet Merkezi bölgede hizmet vermekte.
.
Bölgeye sevk edilen personel sayısı 3.085,
Deprem bölgesi dışında 3.111 personel ve 1.376 araç sevk edilmiş.
.
Deprem bölgesinde 469.063, deprem bölgesi dışında 168.967 olmak üzere toplam 638.030 kişiye psikososyal destek verilmiş.
.
800 bin kişiye 10 bin liralık yardımlar ulaştırılmış.
.
800 bin afetzede, diğer illerde barınma noktalarına ve valiliklere başvuruda bulunmuş.
.
Bölgeden tahliye edilen afetzede sayısı:
460 bin 945.
318 bin 970’i bölgedeki misafirhaneler ve otellerde bir şekilde misafir ediliyor.
.
Bölgede;
1 milyonun üzerinde afetzede ise çadır kentlerde, konteyner kentlerde veya kamu misafirhanelerinde misafir ediliyor.
.
75 uçak ve 178 helikopter, afetzedelere yardım noktasında çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor.
Bunlar şimdiye kadar 11 bin 97 sorti yapmış…
.
İşte son durum böyle.
.
Devlet elinden geleni yapmaya çalışıyor.
Vatandaşlarımız da onlara yardım elini uzatıyor.
.
Acılar çok.
Yaralar elbette derin.
Kolay sarılamayacak kadar büyük.
.
Milletçe el ele kol kola vererek, her şeyi bir kenara bırakarak bu afatı atlatacağız.
 
***
DE HAYDİ!
Ülkece yaşadığımız depremin büyüklüğünü bazıları tam kavrayamıyor galiba.
Elbette devleti yönetenlerin de eksikliği var, yok değil.
.
Erken müdahale konusunda sorunlar olduğu basında da yer aldı zaten.
.
Ancak depremin büyüklüğü konusunda Kanada’da bulunan Victoria Üniversitesi Yeryüzü ve Okyanus Bilimleri Fakültesi’nde görev yapan Prof. Dr. Edwin Nissen diyor ki:
“Bu şimdiye kadar kaydedilen en büyük depremlerden biriydi…”
.
En büyük,
En şiddetli ve
En uzun süreli…
.
Kolay değil.
.
Yapılan açıklamalarda, “7,7 büyüklüğündeki ilk depremin etkili olduğu süre 65, ikinci depremin etkili olduğu süre 45 saniye.
İki depremle bölge yaklaşık 2 dakika boyunca çok ciddi şekilde sarsıldı” denmişti.
.
2 dakika!
Hiç kolay değil…
.
“7,7 büyüklüğündeki depremin açığa çıkardığı enerji 500 atom bombasının yarattığı etkiye, enerjiye sahip” denmişti.
.
Şimdi gelelim sadede…
.
Yaklaşık 65 milyon yıl önce kıtalar şekillendi ve hala şekillenmeye devam ediyor.
.
Bu şekillenme sırasında haliyle depremler meydana geliyor.
.
O halde gerçek şu:
“Dünya yok olana dek bu depremler devam edecek…”
.
İkinci gerçek şu:
“Türkiye olarak biz deprem kuşağındayız…”
Bu kadar basit.
.
Üçüncü gerçek şu:
Çanakkale İli aktif fay hatları ve risk bölgeleri içinde gösterilmekte.
.
Bilgi şöyle:
“Ayvacık, Bayramiç, Biga, Bozcaada, Çan, Eceabat, Ezine, Gelibolu, Gökçeada, Lâpseki ve Yenice ilçeleri birinci dereceden deprem kuşağında yer almaktadır.”
.
Yani Çanakkale, “1. Derece deprem bölgesinde…”
.
Bu toprakları “Deprem kuşağı” diyerek terk etmeyeceğimize göre, yapılacak tek şey kalıyor:
“Depremle yaşamak…”
.
Peki bu zor mu?
Cevap:
“Hayır!”
.
Neden?
Çünkü önümüzde emsal var.
Neresi?
“Japonya…”
.
Allah insana deprem konusunda şunu derdi:
“Ben depremleri yarattım ama size de akıl verdim…”
.
Akıl bu işin tek çözümü.
.
Sürekli deprem eğitimi alacaksın (yaşlı, genç herkes)
Depreme karşı teknolojilerini geliştireceksin.
Depreme dayanıklı binalar yapacaksın.
Fay hatlarına yakın iskân kurmayacaksın.
Bu işleri takip eden bakanlığı kuracaksın.
.
Bunları yapmak zor mu?
Bence hayır…
.
Bu proje: “Kanal İstanbul projesinden daha önemli bence…”
.
Acil yapılması gereken ise şu:
Deprem konusunda “Seferberlik” ilan etmek.
.
Ülkedeki mevcut binaların kontrolleri yapılacak.
Eksiklikleri belirlenecek.
Bütçe ayarlanacak.
En kısa sürede giderilecek.
.
Var mı itirazı olan?
O halde ne bekliyoruz?
 
***
ANKET
Deprem bölgesi dışında kalan 71 ilde depremle ilgili anket yapılmış.
İlginç cevaplar var elbet.
.
“Siz kendi yaşadığınız ilde yakın zamanda böyle bir büyük felaketin yaşanma ihtimali olduğunu düşünüyor musunuz?” soru sorulmuş.
.
Cevaplar şöyle:
Yüzde 43’ü “Çok büyük ihtimalle”,
Yüzde 42’si de “Büyük ihtimalle”,
Yüzde 15’i ise, “Hayır kendi ilimde böyle bir felaket yaşayacağımızı düşünmüyorum” demiş.
.
“Oturduğunuz konutun depreme karşı dayanıklılığına dair araştırma yaptırmış mıydınız?” sorusu sorulmuş.
Yüzde 76’sı, , “Hayır” demiş,
Yüzde 37’si oturduğu konutun “depreme dayanıklı olduğunu” söylemiş.
.
“Evinizde deprem çantası var mı?” sorusuna;
Yüzde 31’i evinde deprem çantası bulunduğunu,
Yüzde 69’u ise bulunmadığını söylemiş.
Yüzde 73’ü ise deprem çantası hazırlamayı düşündüğünü söylemiş.
.
“Deprem bölgesinde akrabanız, arkadaşınız var mıydı?” sorusuna şöyle yanıt verilmiş:
Yüzde 59’u bu soruya “Evet vardı” yanıtını vermiş.
.
Deprem bölgesinde yakınları olduğunu belirten kişilere, “Akrabanız ya da arkadaşlarınızdan yaralanan, hayatını kaybeden oldu mu?” sorusu yöneltilmiş:
Yüzde 47’si “Hayır yakınlarıma bir şey olmadı”,
Yüzde 31’i “Yaralananlar oldu”,
Yüzde 28’i de “Hayatını kaybedenler oldu” yanıtını vermiş.
.
“Nasıl yardımda bulundunuz?” sorusu sorulmuş.
Yüzde 77’si “Nakit”,
Yüzde 64’ü “Ayni” yanıtını vermiş.
Bu iki oranın toplamının 100’ü geçmesi, bazı kişilerin hem nakit hem de ayni (gıda, kıyafet vs) yardımda bulunduğunu gösteriyor.
.
Araştırmaya katılanların yüzde 4’ü bizzat deprem bölgesine giderek arama, kurtarma ve destek çalışmalarına katıldığını söylemiş.
.
“Önümüzdeki aylarda bölgede hayatın yeniden kurulmasına yönelik olarak yapılacak çalışmalara katılmayı ister misiniz?” sorusuna Yüzde 64’ü “Evet” yanıtı vermiş.