İnsan şu günlerde neye üzüleceğini, neye kızacağını ve neye sevineceğini de şaşırıyor.

Sevinç derken 160 saat sonra göçük altından çıkan bebişin o tatlı bakışları ile karşılaşınca haliyle seviniyor insan.
.
Yine göçük altından 175 saat sonra çıkarılan bir annenin el sallaması içimizi ısıtıyor. Ellerini öpmek geliyor insanın içinden.
.
Biga Meslek Lisesi öğrencilerinin depremzedelere “Soba” yapması da içimizde bir hoşluk oluşturuyor.
.
Ama
Üzüldüğümüz daha çok elbet.
.
Her gün medyada depremzedelerle ilgili “Yaşam Öyküleri” dinliyoruz…
.
Her gün ölüm sayısı artıyor, yaralı sayısı artıyor…
İçimiz yanıyor, kavruluyor.
.
Suçlu mu?
Dolu.
.
Ama canlar gitmiş.
İnsanlar mahvolmuş, suçluyu bulsak ne çare?
Giden gitmiş,
Yanan yanmış,
Ocaklar sönüş…
.
Profesörleri dinlemeyen yetkiliye mi?
Tehlikeli bölgelere bina yapımına izin verenlerden, buraya bina yapanlara mı kızsak?
İmar affına mı?
Kontrolcülere mi?
Bozuk malzeme satanlara mı?
Malzeme çalan müteahhite mi?
Kolon kesen gözü dönmüşlere mi?
İlgisiz yetkililere mi?
Kime kızalım?
.
Geç gelen yardıma mı?
Gelen yardımı ulaştırmayana mı?
İçi boşaltılan kurumlara mı?
Yapılamayan koordinasyona mı?
Gelen yardımları dağıtamayanlara mı?
.
Çalanlara mı?
Yağmalayanlara mı?
.
Kendini kolluk kuvvetlerinin yerine koyup ceza kesenlere mi?
Ortalığı provoke edenlere mi?
Provokasyonlara gelenlere mi?
.
Olanlarla alay edenlere mi?
.
Hangisine kızalım?
.
Şaşırdık işte.
Üzülelim mi?
Kızalım mı?
Yoksa sevinelim mi?
Hangisi ha hangisi?
.
Neler yaşadık?
Ne hale geldik?
.
Bu ayıp da yeter bize…
 
***
ACELE CEVAP
Depremden bahsetmişken Çanakkale depreme ne kadar hazır acaba?
Bizim binalarımız ne halde?
Sağlam mıyız?
Yıkılır mıyız?
Ayakta mı kalırız?
.
Sosyal Konutlar için söylenmeyen kalmadı.
Gerçekten zor bir durum.
.
Şu deprem sonrası derhal harekete geçilmeli.
Kurumlar tüm imkânlarını seferber ederek bu meseleyi en kısa zamanda çözmeli.
.
Sadece orası mı?
.
Bakın Prof. Dr. Sözbilir e demiş?
.
“Sıvılaşma, zeminin sarsıntı sırasında taşıma gücünü kaybetmesi olarak tanımlanabilir. Eğer zemin ‘alüvyon’ dediğimiz, henüz suyunu kaybetmemiş, diyajenez sürecini (taşlaşma-taş haline geçme) tamamlamamış ise, yer altı suyu seviyesi 0-10 metre arasındaysa ve kum-silt boyutundaki malzemeden oluşuyorsa o bölgede sıvılaşma tehlikesi var demektir. Normalde bu tür zeminler üzeri imara açılmadan önce jeolojik-jeoteknik etütlerle belirlenir…”
.
“Bu nedenle öncelikle sıvılaşma tehlikesi ortadan kaldırılmalıdır. Kahramanmaraş merkezli her iki depremde de sıvılaşmanın gerçekleşmesi nedeniyle özellikle Antakya ve Gölbaşı gibi yerleşimlerde hem can ve hem de mal kaybı ciddi boyutlara ulaşmıştır. Demek ki sıvılaşma tehlikesi ortadan kaldırılmadan bu binalar projelendirilip, inşa edilmiş. Yani depremin bir suçu yok. Suç bu tür yanlış işlerin altına imza atanlarda…”
.
Şimdi dönelim Çanakkale’ye.
.
Biz deniz kenarındayız.
Alivyon özelliği taşıyor muyuz?
Sıvılaşma sürecini kaybettik mi?
.
Misal,
Yeni belediye binası yapılırken günlerce suyu kesememişlerdi…
Bunu sıvılaşma ile bir ilişkisi var mı?
.
Çanakkale’de yeraltı su seviyemiz 0-10 metre arasında mı?
Binalarımızın jeolojik-jeoteknik etütleri yapıldı mı mesela?
Çanakkale’de (şehir merkezde) fay hattı var mı?
Çanakkale başta olmak üzere, Dardanos ve Güzelyalı’da denize yakın yerlerdeki binaların durumu nedir?
Buralarda 40 senelik bina oldukça fazladır.
.
Çanakkale’de Sarıçay kenarındaki binaların risk durumu nedir?
Sıvılaşma yaşanacak mı?
Yaşanacaksa, sıvılaşmaya karşı ne gibi önlemler alınmıştır?
Bina temelleri buna göre mi projelendirilmiştir?
Yeterli kontroller yapılmış mıdır?
.
Bunların yanında Bozcaada, Gökçeada, Eceabat, Lâpseki, Ayvacık, Küçükkuyu gibi deniz kıyısında bulunan ilçelerde durum nedir?
Depremde yıkıma sebep olacağı söylenen “Sıvılaşma” ile ilgili, buralarda bir problem yaşanacak mı?
.
Ayrıca,
İmar affından kaç bina yararlanmıştır?
Ruhsat problemi yaşayan kaç binaya ruhsat verilmiştir?
.
İşte sorular.
Şimdi cevap verme sırası sizde…
Yetkilisinden acilen cevap bekliyoruz…
 
***
PROVOKATİF HABERLER
Şu insanları anlamıyorum.
Milletçe yas tuttuğumuz şu günde sosyal medyadan bir dolu yalan yanlış haber paylaşılıyor.
.
Okunan bir habere “Sazan gibi atlayanlar” hemen paylaşma sevdasına kapılıyor.
Ne olacaksa artık?
.
Önce bir araştır, soruştur.
Biraz zaman harca ve haberi diğer sitelerde sorgulattır.
.
Neler okuyorum, akıl dışı, mantık dışı.
Araştırıyorum tabi.
Teyit siteleri var, onlara bakıyorum.
Kimin paylaştığına bakıyorum, güvenilir mi? diye.
.
Geçen biri paylaştı:
“….. biri, cansız yatan kadının kolunu kesip altınlarını çaldı” diye bir yalan iddia ortaya atıldı.
Noktalı yazmamın nedeni, o milletin insanlarını boşuna zan altında bırakmamak adına.
Haber yalan tabi.
Bu haberi yayanı da tutukladılar…
Eğer siz de haberi paylaşsaydınız yanmıştınız.
.
Sosyal medyadaki başka bir paylaşımda “Kulak kesme videosu” yayınlandı.
Bu videoda da kulağı kesilen kişinin depremdeki bir yağmacı olduğu anlatılıyordu.
Ancak bu Meksika’daki bir kartele ait eski bir video…
.
Bir partili, “Suriyeliler Samandağ'da yağma yapıyor…” şeklinde paylaşım yaptı.
Haber doğrulanmadı.
.
“Suriyeliler Fenerbahçe tırını yağlamadı” şeklinde bir twitt atıldı, haber Fenerbahçe Kulübü tarafından yalanlandı…
.
“Suriyeliler KYK yurduna yerleşti. Nargile içiyorlar, sevişiyorlar ve eğleniyorlar” şeklinde bir iddia ortaya atıldı.
Bu iddiayı bir CHP’li vekil yerinde inceledi ve çürüttü…
.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Münferit olaylar söz konusu. Deprem sonrası olaylarda 230 kişinin şu ana kadar gözaltına alındı. 20’nin üzerinde tutuklama söz konusu. Sosyal medyada bu konuda yapılan paylaşımlara tepki olarak, şu ana kadar 416 olay çıktı…” dedi.
.
Emniyet Genel Müdürlüğü, sosyal medya platformlarında depreme ilişkin provokatif paylaşımlarda bulunan;
475 hesap yöneticisini tespit etti. 
56 şahıs gözaltına alındı,
14’ü tutuklandı.
.
Yapılan yazılı açıklamada şu bilgilere de yer verildi:
“41 adet Oltalama (Phishing) dolandırıcılığına yönelik hazırlanan internet sitesinin kapatılması sağlanmış, resmi kurumların adını kullanarak/taklit ederek vatandaşlardan para talep eden 4 adet sosyal medya platformu hesabı ile ilgili gerekli işlemler yapılmış.
Ayrıca “Deprem yardımı” teması kullanılarak para yatırılması talep edilen 3 adet kripto varlık cüzdan adresi tespit edilerek cüzdanların dondurulması sağlanmıştır.”