Sosyal medyada patlama yaşandı. Görüntüler “Yağ kuyrukları…”

Sosyal medyada patlama yaşandı.
Görüntüler “Yağ kuyrukları…”
.
Adam isyanlarda:
“Yağ kuyruğuna girdim. 130 lira yazıyordu. Kasaya gelinceye kadar 190 oldu” diyor.
.
Haberi şöyle:
“Dünya Gazetesi’nin haberini göre, ham ayçiçeği ithalatının büyük çoğunluğu Rusya ve Ukrayna’dan yapılıyor.
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş nedeniyle Türkiye’ye ham yağ ithalatı durdu.
Sektör temsilcilerinin, Türkiye’nin stoklarında market rafları dahil olmak üzere 1-1.5 aylık yağ kaldığı açıklamadı.
Açıklamaların medyada gündem olmasıyla birlikte yurttaşlar marketlere koştu.
Marketlerde 2 adetten fazla 5 litrelik yağ satış yapılmazken, markasına ve markete göre fiyatlar 139 ile 180 lira arasında değişiyor…”
.
Haber devam ediyor:
“Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği (BYSD) Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil, ‘Ülkemizin ilk 10 ithalat kalemi içinde yağlı tohum olarak 4’üncü sıradayız. Gerçekten buna bir çözüm üretmek lazım. Hem pandemi süreci hem de savaş bize gösterdi ki tarımda kendimize yetebilecek hale gelmemiz lazım. O nedenle bu süreçte ister istemez savaş etkiledi. Nüfusumuzun gelişmesi, turizmin artması öyle olunca bu ihtiyaç 3 milyon ton iken, bunun 1,7 milyon tonunu karşılayabiliyor, 1,3 milyon tonunu da ithal etmek zorunda kalıyoruz. Bunun da yüzde 55’ini Rusya’dan, yüzde 15’ini de Ukrayna’dan ithal ediyorduk. Savaş nedeniyle bu aksadı. Halen limanlarda bekleyen sektörümüzün gemileri var’ dedi.”
.
“Yağ kuyruğu” demek, politika demek aslında.
.
Kıtlıktan, yokluktan bahsederken geçmişte ülkeyi yönetmiş kişilere laf atarken kullanılan ana sözlerden biri.
.
Zamanında Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim meydanlarında sürekli söylediği temel sözler şunlardı:
“İnönü zamanında ekmek karne ile dağıtıldı, kuyruklar vardı. CHP halkı yokluğa mahkûm etti.
.
“1970ler’de CHP döneminde, petrol, benzin, şeker, yağ kuyrukları vardı…”
.
“CHP, İSKİ yolsuzluğu ile Belediyeyi zarara uğrattı…”
.
Ne oldu?
Dudaklarınızda bir tebessüm belirdi?
Hayırdır.
Aklınıza bir şey mi geldi de güldünüz,
Yoksa AK Partinin 20 senedir yönetip, memleketi getirdiği son haline mi bakıp da mı güldünüz?
.
Acaba o vakitler durum nasıldı acaba?
.
Bir site bunları tek tek açıklamış:
Suçlama1:
“İnönü zamanında ekmek karne ile dağıtıldı, kuyruklar vardı. CHP halkı yokluğa mahkûm etti.”
.
Cevap:
Cumhuriyet dönemi ülke ekonomisi yokluklar üzerine kurulmuştu. Sanayi devrimini ıskalayan, toprakları ve halkları dağılan, nüfusunun verimli iş gücü olabilecek kesiminin çoğunu savaşlarda ve göçlerde kaybeden ülkemiz, kuruluş döneminde içeride binbir güçlük yaşarken aynı zamanda dünya konjonktürü de büyük bir kaos yaşıyordu.
.
İnönü döneminde: 1. Dünya Savaşı’nın vurduğu ekonomik darbelerin üstüne ayrıca dünyayı kasıp kavuran 1929 Bunalımı ve onun üstüne de 2. Dünya savaşı gibi Avrupa’dan Pasifik’e kadar devam eden tarihin en kanlı savaşı gerçekleşmiştir.
.
İnönü:
Hem ülkede üretimi kıt, hem savaş ve kriz yüzünden ithalatı çok zor olan buğday ve ekmek tüketiminde kotalar koyarak halkı karneye bağlamıştır.
Bütün amaç:
Bu kıtlık ve belirsizlik içerisinde hem kaynakları israf etmemek hem de savaş ihtimalinde orduyu besleyecek stok oluşturmaktır.
.
Sıkı durun…
.
2. Dünya savaşının o en buhranlı günlerinde halkı ekmek ve yiyecek karnesine bağlayan tek ülke Türkiye değildi.
.
Aynı zamanda dünyanın en büyük ekonomik ve siyasi gücü olan İngiltere, öteki Avrupa ülkeleri ve ABD’de aynı politikaları harfiyen uygulamış, sadece yiyecek değil, elbise ve ayakkabı gibi öteki temel ihtiyaçlarda karneye bağlanmıştı.
.
Çok tuhaftır:
İngiltere’den, Fransa’ya, Almanya’ya, ABD’ye o dönem dünyanın bütün büyük devletleri yiyeceği, giyeceği, petrolü karne ile dağıtmak zorunda kaldığı için ülkelerinde hiçbir zaman yargılanmadılar, eleştirilmediler.
O dönemki koşullardan ülkelerini başarı ile çıkartan Avrupalı liderler hiçbir zaman karneyle, yoklukla eleştirilmedi ve ülkelerini o zor şartlardan çıkarttıkları için hep saygı duyuldu…
.
Suçlama 2:
“1970’lerde CHP döneminde yine petrol, yakıt, şeker ve yağ kuyrukları vardı…”
.
1970’lerdeki CHP hükümetlerinin tarihi çok kısadır. MSP ile (ki o dönem Erdoğan’da MSP’liydi) 20 Ocak 1974’de kurduğu ortak hükümet 17 Kasım 1974’te 10 ay sürerek bitmişti.
2. Ecevit hükümeti ( Dışarıdan milletvekili desteği ile) 5 Ocak 1978’den 12 Kasım 1979’a kadar sürmüştür.
.
Bahsedilen petrol, benzin, yağ, şeker gibi maddelerin yokluğu sadece CHP iktidarlarında değil, 70’lerde kurulan Milli Cephe Hükümetleri zamanında da yaşandı.
.
Öyle ki, Süleyman Demirel’in o zamanlarda söylediği “Benzin vardı da biz mi içtik?” lafı meşhur olmuştu.
.
1970lerdeki kıtlığın 2 ana nedeni vardı.
.
1. neden Tarihte “Yom Kippur” savaşı olarak bilinen ve Ekim 1973’de başlayan Arap-İsrail savaşı, petrol fiyatlarını 1 yıldan kısa bir sürede 4 kattan daha fazla arttırdı.
Bu savaş sırasında Petrol Üreten ve İhraç eden Arap ülkeleri İsrail’e destek veren ülkelere petrol satmayacağını ve petrol ihracatını kısacağını açıklar.
Bu gelişmelere bağlı olarak Global Borsalarda çöküşler başlar.
.
1973’te başlayan bu savaşın üzerine Ecevit Hükümeti 1974’te Kıbrıs’a askeri harekât düzenleyince büyük devletler ülkemize ekonomik ambargo koydu.
Hem Arap-İsrail savaşları ile bir anda petrol fiyatlarının fırlaması, gelişmiş ülkelerdeki borsalarda başlayan krizler ve Kıbrıs Harekâtı nedeniyle konulan ambargo ülke ekonomisinde çok büyük hasarlara yol açtı.
.
İşin Türkiye’de bilinmeyen yanı, bu süreci sadece Türkiye değil, hem Avrupa hem de Amerika petrol ve temel madde kıtlıkları yaşadı.
.
O dönemi eleştiren Erdoğan’ın Genel Başkanı olduğu AK Parti’nin iktidara geldiği 2002’de, enerjide dışa bağımlılık yüzde 69 civarındaydı.
2010’da bu oran yüzde 73’ü gördü.
Türkiye doğalgazda yüzde 98,
Petrolde ise yüzde 92 oranlarında dışa bağımlı.
.
Bu yazı yazıldığında yıl 2014’müş.
Yazının sahibi şunu diyor:
“Bu tablodan çok net anlaşılacak durum şudur. 1970’ler’deki gibi bölgemizde yaşanacak bir savaş ya da kaos %80’nin üzerinde yabancı kaynaklara bağımlı ülkemizi anında 1970’ler’deki petrol, şeker, un, yağ kuyruklarına geri götürecektir.
1970’ler’deki Global krizi CHP’ye yükleyip durmadan eleştiren AKP’nin benzer bir durumun tekrar yaşanabileceği koşullar için ciddi hiçbir alternatifi yoktur…”
.
Adam doğru söylemiş.
Sürekli olarak Karadeniz’de, Akdeniz’de, Ege’de müjdelenerek bulduğumuz petrollerin, doğalgazların pek faydası olmadı gibi.
Baksanıza Benzin 20 liraya göz kırpıyor.
Memlekette yağ tavan yaptı.
Diğer gıdalara yüksek fiyatları sebebiyle yaklaşılamıyor.
.
Merak etmeyin bunların hepsinin sebebi:
“Dış Minnaklar…”
“Bizi kıskanan Avrupa…”
“Savaş…”
Denilecektir…
.
17 Şubat’ta ise şu denmişti:
“Türkiye ekonomide tarihinin en güçlü dönemine girmektedir…”
.
3 Mart’ta şu:
“Cumhuriyetimizin 100’üncü yılı olan 2023 yaklaşırken Türkiye, ekonomide kabuk değiştirmekte artık farklı bir lige çıkmaktadır…”
.
3 Mart’ta:
“Ekonomik sıkıntılar bugünden yarına çözülemiyor, hepsi bir anda olmuyor…”
.
Peki biz ne yapacağız?
Yağ kuyruğuna devam…