Gündemi derinden takip ederken göz ucuyla da “Emekli maaşlarına gelecek zammı” merakla bekliyorum.

Gündemi derinden takip ederken göz ucuyla da “Emekli maaşlarına gelecek zammı” merakla bekliyorum.
.
Öyle ya, aldığımız maaş asgari ücretin altında kaldı.
Ben 2004 yılında emekli olduğumda aldığım maaşla bir dolu çeyrek altın alırken, şimdi kuyumcuya yaklaşamıyorum.
.
Haberlerde, AK Parti Grup Başkanvekili Cahit Özkan’ın şu açıklaması beni heyecanlandırdı:
“Emekliye yapılacak zam asgari ücrete yapılan yüzde 50’lik zamma yakın olacak…”
.
Tam açıklaması şöyle:
“Vatandaşlarımızı bugüne kadar ne faize, ne enflasyona ne de kur kumpaslarına yenik düşürmedik. Her daim aldığımız kararlarla satın alma güçlerini artıra artıra bugüne geldik. Demek oluyor ki geçen seneki emekli maaşlarıyla küresel enflasyon salgınına karşı vatandaşımızın ekonomik durumunu güçlendirecek bir rakam olacak. Oran olarak asgari ücret artışına yakın bir düzenleme olacak. Cumhurbaşkanımızın ekonomi ile ilgili müjdeleri de bu istikamettedir. Emekliye yapılacak zam da asgari ücrete zammına yakın olacak.”
.
Şimdi ben bir beklentiye girdim ve
“Maaşıma yüzde elli zam geleceğine” inanmaya başladım.
Hesabımı yaptım ve açlık sınırının üstüne çıkacağım umudunu yaşadım.
.
Bekliyorum.
Eğer altında gelirse benden çekiniz var ona göre…
 
***
HALA AKILLANMADIK
Daha geçenlerde yazdım.
Hayvan Hakları Koruma Kanunu çıktı.
Buna göre:
“Tehlike arz eden hayvanların belirlenmesine ilişkin Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılacak düzenleme yürürlüğe konuluncaya kadar;
Pitbull Terrier,
Japanese Tosa,
Dogo Argentino,
Fila Brasilerio türlerini
veya bunların melezlerini;
Üreten,
Sahiplenen,
Sahiplendiren,
Barındıran,
Besleyen,
Takas eden,
Sergileyen,
Hediye eden ve
Bunların Türkiye’ye,
Girişini,
Satışını ve
Reklamını yapana,
Hayvan başına 11 bin lira idari para cezası verilecek...”
.
Bu kanunun çıkmasının ardından şu haber ajanslardaydı:
“Gaziantep’te oturduğu sitenin bahçesinde oyun oynarken pitbull cinsi iki köpeğin saldırısına uğrayan ve ağır yaralanan 4 yaşındaki Asiye Ateş, ameliyata alınırken, olayla ilgili biri kadın 3 kişi gözaltına alındı.”
.
Çocuğun halini televizyonda gördüm, içim burkuldu.
Bırakın yüzünde kalacak olan izleri, yaşadığı travmayı ömür boyu atlatamayacak.
.
Şimdi size soruyorum;
“O hayvan sahiplerine 11 bin lira ceza yeter mi?”
.
Bir başka haber:
“Sultangazi’de basketbol oynadıkları sırada pitbull cinsi köpeğin saldırdığı 16-17 yaşlarındaki iki çocuk yaralandı. Diğer arkadaşları tellere tırmanarak kurtuldu…”
.
Saldırıya uğrayıp yaralanan biri olayı şöyle anlatıyor:
“Parkta basketbol oynuyorduk. Bir anda bir şahıs geldi. Kemeri pitbullun boğazına bağlamış. ‘Köpeği buraya getirme top oynuyoruz saldırmasın bize’ dedim. Ben bunu dediğim için bir anda köpeğin boynundaki kemeri çıkardı ve üstümüze saldı. Herkes sahanın içine koştu. Köpek sahaya girince topu dışarı attım. Herkes sonra dışarı çıktı biz içeride 3 kişi kaldık. Tellere kadar çıktık saldırmasın diye. Sonra biz dışarı çıkmak istedik, bir baktım köpek arkamda, beni kovalıyor. Üstüme zıpladı dişleri midemi sıyırdı. Orda bir kişi yardım etti, tam beni arkasına alırken, köpek ayağımı ısırdı. Kaptı ve bırakmadı. Daha sonra başka birisi köpeğin dikkatini çekti ben de yakındaki kafeye kaçtım” dedi.
.
Köpek sahibi kaçmış ancak kameralardan tespit edilip yakında yakalanır.
.
Geçenlerde de çay kenarında yürürken Golden cinsi köpeğin sahibi, köpeğinin ağzına kafes bağlamıştı.
Bir anlam verememiştim.
Sonradan bu kanunu hatırladım.
.
Bizim insanımızda “Gülleye kafa atmak” gibi bir bozukluk mevcut.
Resmen kanunlara karşı gelip, köpeğini silah olarak kullanmak istiyorlar nedense.
.
Yaz mevsiminde de gece yarısına yakın Yeni Kordonda pitbullunun tasmasını çıkarmış vaziyette gezdirenler vardı.
.
Şimdi cesaret ediyorlar mı bilemem ancak, yetkililere de çok iş düşüyor…
En ufacık bir ihbarı anında değerlendirip, bu tip insanlık dışı saldırılarda bulunanları en ağır cezalarla cezalandırmaları lazım…
 
***
MUHALİF TEYZE
AK Parti iktidarında bunu da gördük.
Yeni lakaplar türettiler Türkçe literatürümüz için:
“Muhalif teyze…”
.
Bu kadın Ankara Kızılay’da.
Ördüğü lif ve patikleri satarak geçimini sağlıyor.
.
Verdiği röportajda:
“Çin’de okul, sağlık, konut ve yol gibi kamuya ait her şeyin ücretsiz olduğunu, Türkiye’nin daha gümrük vergisi bile koyamadığını” üstüne basa basa anlatması oldukça ilginç.
.
“Tekelci kapitalizm dünyayı ve Türkiye’yi rehin aldı… 1970’den önce dolar yoktu. 24 Ocak kararlarıyla Özal soktu. Serbest piyasa ekonomisini bu ülke kaldıramaz” diyerek kendisine göre ekonomi dersi veriyor.
.
Ön yargılı olup kınamamak lazım.
Zira bu o kadının görüşü.
Her önüne gelenin kitap yazdığı ülkede bırakalım “Muhalif teyze” de kendi fikirlerini savunsun.
.
İşin iyi tarafı, AKk Parti iktidarı “Herkesi ekonomist yaptı.”
.
80’li yıllarda Özal’ın ekonominin başına getirilmesi ve 24 Ocak kararlarını alması ile başlayan o dönem de bankerler hortlamıştı.
Herkes ekonomist olmuştu.
Elde hesap makineleri sürekli bir hesap peşindeydiler.
Zamanın Maliye Bakanı Kaya Erdem, bankerlik sistemine ilişkin, “Vatandaş üç-beş kuruş fazla kazanmak için kumar oynamıştır.” sözünü söylemesiyle toplumda endişeye sebep olmuş ve bunun üzerine paralarını geri almak isteyen vatandaş başvuruda bulundu.
Yüzde yüze yakın faiz verenlerin bir anda batmasıyla ortalık yangın yerine dönmüş ve 300 bin kişi olduğu tahmin edilen bankerzedeler, yaklaşık 62 milyar lira batırmıştır.
.
Giden milletin parasıdır.
Aynı geçenlerde olduğu gibi, olan vatandaşa oldu…
.
Nebati yaşanan dolar krizi sonrası ne diyordu:
“Küçük yatırımcıya yazık oluyor. 15 liradan, 16 liradan, 17 liradan dolar alanlar var. Kim bunlar? Büyük finansörler değil. Niye? ‘Biliyor çünkü’. Bütün altyapı yatırımlarını tamamlamış bir ülkede, tüm makro göstergelerin pozitif olduğu bir yerde, aklı başındaki bir finansör Türkiye’de bu işlerin bir şekilde döneceğini bilir. Ama çarpılan kim oldu? Küçük yatırımcılar. Her zaman olduğu gibi. Küçük yatırımcılara eziyet ettiler. Şimdi de kara kara düşünüyorlar.”
.
Sonuçta,
Nebati’nin, “Biliyor çünkü” dediği ekonomistler kazandı, “Zavallı küçükler” ezildi.
 
***
MARİE ANTOİNETTE
Marie Antoinette’yi duymuşsunuzdur.
Hani şu meşhur Fransa Kraliçesi ve Avusturya arşidüşesi.
Başka bilinen ismi de şuymuş:
Maria Antonia
.
Ancak asıl ismi:
“Josephe Jeanne Marie Antoinette von Habsburg-Lorraine…”
Veya
“Maria Antonia Josepha Johanna”
.
“Jozef Jan Mari Antuanet von Habsburg Loren” de var.
.
O zamanlar yaşasaydım, kadının ismini doğru ve bir kere de söyleyene kadar rahmetli olurdum herhalde…
.
Kraliçenin kısa ismini yazınca hangi konudan bahsedeceğimi anlamışsınızdır.
“Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler” sözünün sahibi olduğu iddia ediliyor.
.
Aslında onun dediği ispatlanmamış ama üzerine de yapışmış.
Kraliçenin bu söz ve diğer yaptıkları ve dolayısı ile halkı öfkelendirmesiyle yargılanarak giyotin ile idam edilmiş.
.
Okuduğum bir haber üzerine, 38 yıllık hayatına çok şeyler sığdıran kraliçenin adı birden aklıma geldi.
.
Haber şuydu:
“Düzce Fırıncılar Odası Başkanı İbrahim Korkmaz, ekmeği pahalı bulan vatandaşlara yönelik ‘Bir çuval un al, ekmeğini evinde yap!’ dedi.”
.
İlk bakışta oldukça itici görünen sözünü başkan şöyle açıklamış.
Okuyunca ona hak vermemek elde değil.
.
“Un fiyatı önceden 170 TL idi, şimdi 350’nin üzerinde. TMO yeni bir kampanya başlattı. TMO tarafından un bize 200- 250 TL’ye geliyor. Bu olmasaydı ekmek 4-5 TL olurdu. Şu anda devletimiz buğday temin ediyor değirmenciye” dedi ve ilave etti:
“Biz şu anda para kazanarak iş yapmıyoruz. Eğer yarın un fiyatı düşerse, biz ekmeğin gramajını yükseltelim…”
.
Ekmeğe kafasına göre zam yapması mümkün değil.
Komisyon var, onlar bakarlar duruma.
Sonuçta zarar edecek değil…
.
Un fiyatının iki katına çıktığı piyasayı yöneten iktidar varken:
Düzce Fırıncılar Odası Başkanı İbrahim Korkmaz’ı,
Söylediği kanıtlanmamış bir söz için de “Marie Antoinette”yi suçlamak bize yakışmaz…