Gençliğimizden beri gelenektir.

Gençliğimizden beri gelenektir.
CHP dalgalı denize benzer.
Dalgalar karaya bir vurur,
Bir çekilir.
Geri çekildiğinde her şey sessiz sakin, huzurlu olurken,
Karaya vurduğunda “Gâvura vurur” gibi olur.
Kıyıda ne var, ne yok alır götürür.
.
Tüm şehirlerdeki örgütlerinde ve genel merkezinde de böyledir.
Bunun sağcılıkla, solculukla alakası yoktur.
Bizim millete has bir özelliktir.
Koltuğu kapan, kaptırmamak için uğraşır durur.
Ancak ağzından demokrasi kelimesini eksik etmeyen CHP'ye pek yakışmadığı bilinir.
.
Bakın AK Partiye,
Hiç “Özgürlük, demokrasi, hak, hukuk” filan diyor mu?
Her seçime tek aday gitme şartı varmış gibi yürüyüp gidiyor.
Teşkilatında kafasını kaldırana, azıcık palazlanana “Güle güle” deniyor.
En kısa örnek.
Bakın Çanakkale’ye.
Kurulduğundan bu yana kaç tane İl, İlçe başkanı geldi, geçti.
Zaten AK Partinin işleyişi farklı.
Vekilden çok, vekil danışmanı yönetiyor şehri.
.
Gelelim konumuza.
“CHP’de iç savaş çıktı ve kılıçlar çekildi” demiştik zaten.
Gelenek devam ediyor yani.
.
Şimdilik üç gruba bölünmüş olan parti, geleceği için çırpınıp duruyor.
.
Belediyeciler, Vekilciler ve her şeyden ayrı duranlar olmak üzere bölünmüşlükleri var.
.
Belediyeciler çalışıp, çabalıyor ön seçimlerle istediğini elde ediyor.
Parti üzerinde etkileri fazla.
.
Vekilciler ise, belediye ekibinden ayrı kalanlar.
Vekil önderliğinde partiyi gözetmeksizin Genel Merkez gücüyle başa gelmeye çalışıyorlar.
.
Geçtiğimiz günlerde Başkan vekilinin eşiyle ilgili bir girişim başlatan Vekilciler, istediklerini Genel Merkezi devreye sokarak aldılar.
.
Bu durum karşısında Belediyeciler hamle üzerine hamle yapmaya başladılar.
.
Truva Otelinde yenen yemekle görüntü veren Belediyeciler, “Birlik beraberlik” ve “Yedirtmeyiz” mesajını ilettiler.
.
Ayrıca bir hamle yapan Belediyeciler, İl ve İlçe başkanını yanlarına alarak parti binasında basın toplantısı yapıp, Vekilcilere “Ön seçim kozu ile” gözdağı verdiler.
.
Belediyeciler hamlelerine devam etti.
Kırşehir’e CHP’li İl Başkanları Toplantısı’na giden Başkan, yerine beraber hareket ettiği Başkan Vekilini bıraktı.
.
Başkan Vekili ise vakit geçirmeden, CHP Merkez İlçe Kadın Kolları Yönetimini Başkanlık Makamında ağırlayarak “Birlik mesajı” ile gözdağı verdi.
.
Yine peşinden CHP Çanakkale İl Başkanı Metin Ümit Ural ile Yenice İlçe Başkanı Bülent Çakmak’ı da Başkanlık Makamında ağırlayarak “Güçlüyüz motifini” çizdi.
.
Bunun üzerine Vekilciler, büyük çoğunluğu mevcut Belediye Meclis Üyelerinden oluşan bir grupla yemek pozu vererek Belediyecilere, “Hareket alanınız bizim elimizde, her şey eskisi gibi olmayacak” mesajını verdiler.
.
Yemekte buluşanların arasında, fermuar listesinden değil, ön seçimle belirlenen üyelerden oluşmasının ayrı bir mesajı vardı.
.
Şimdi herkes merakla bekliyor:
Belediyeciler bu görüntüye ne cevap verecek?
 
***
AFGANİSTAN
Çanakkale’de oturup, Afganistan için ahkâm kesmek ayıp olur.
Ancak satır başlarına baktığımızda bazı konuları görmemek mümkün değil.
Afganistan’da oynanan oyunların ana sebebinin, “Amerika-Rusya didişmesi” olduğunu bilmeyenin aklından şüphe ederler.
.
Satranç tahtasındaki piyonlara dönüştürülen Afganlılar, bir o yana, bir bu yana doğru yapılan hamlelerle kendileri için işe yaramayacak bir hiç uğruna canlarını verip duruyorlar.
.
Sonuçta Amerika çekilince savaşmayan Afgan Ordusu dağılınca, koskocaman ülke Taliban’a kaldı.
El altından hem hükümeti, hem de Taliban’ı besleyen unsurlar, sonunda bu canavarı iktidara taşıdılar.
.
Bu ulusların, Afganistan’da kesilen başlar, satılan kadınlar ile ilgili en ufak bir gözyaşı döktükleri yok.
Zira kendi egemenliklerinin varlığı, her şeyin üzerinde geliyor.
.
Yıllarca besledikleri Merkezi Hükümetten bir sonuç alamayan Amerika, sahayı (sözde) Taliban’a bırakınca olan oldu.
Dışişlerinin olmadığı bir toplantıda özel tercümanla ikili anlaşma yaparak, kendi hesabına savaşan unsurları kurtarma adına ülkemize yolladı.
.
Bunun tersini düşünmek abes ile iştigal olur zaten.
Hangi ülke kendisinden 100 yıl geride yaşayan bir ülke vatandaşlarının milyonlarcasını, elini kolunu sallaya sallaya içine kabul eder ki?
Kampa almadan, sağlık kontrolü yapmadan, sormadan, sorgulamadan hem de…
.
Şimdi Afganistan’da çeşitli ülkelerin ajanları cirit atıyordur.
Hepsi, yeni oluşacak düzende yerini almak, iyi ilişkiler kurmak, işlenmemiş rezervlerden pay almak üzere kesin harekete geçmiş durumdadır.
.
Ama “İnsan hakları” diye basbas bağıran Avrupa’nın da sırf çıkar uğruna böylesi bir yönetimi içine sindirerek tanıyacak olması, aslında kendilerinin ne kadar aciz olduğunun kanıtı olarak önümüze gelecek.
.
Onlar Afganistan’da kaymak yeme yarışması yaparken, 1 milyona varacağı söylenen kaçak Afganlılar ile biz ne yapacağız onu düşünelim?
 
***
TALİBAN ÖRGÜTÜ NEDİR?
Sovyet işgalinin sona ermesinin ardından iç savaşların ülkeyi kasıp kavurduğu, savaş ağalarının kendi bölgelerinde derebeylik tarzı hüküm sürdüğü, yolsuzlukların, infazların ve rüşvetin ayyuka çıktığı bir dönem Afganistan’da yaşanmaya başladı…
.
Taliban nasıl kuruldu?
Arapça talib (öğrenci) kelimesinin çoğulu Taliban (öğrenciler) adını benimseyen örgüt, ülkenin güneyinde Molla Ömer Ahund liderliğinde yaklaşık 50 medrese öğrencisiyle birlikte 1994'te kuruldu. Sovyet işgaline karşı savaştı.
.
Gelenekçi bir yapıya sahip Afgan toplumu içerisinde hızla taraftar toplayan ve yükselen grup amacını, Sovyet savaşı ve akabinde patlak veren iç savaşlar sırasında ortaya çıkan savaş ağalarından kurtulmak olarak tanımladı.
.
Kuruluş felsefesini de Afganistan'da İslam'a dayalı bir yönetim getirmek olarak tanımladı.
Kurulduktan birkaç ay sonra çoğunluğu medrese ve şeriat okulu öğrencileri olmak üzere savaşçı sayısı 20 bini buldu.
.
Kısa süre sonra Pakistanlı Peştun etnik kökenden Mevlana Samiul Hak liderliğindeki Darul Ulum Hakkaniye medresesi öğrencilerinin önemli bir kesimi de yine örgüte dahil oldu. Öğrenciler hareketinin mensuplarının çoğu ülkenin güneyindeki Peştun kökenli kişilerden ve Pakistan'daki medreselerde eğitim gören mülteci ailelerin çocuklarından oluştu.
.
Analistlere göre, örgütün kuruluşundan itibaren en büyük destekçisi ve yol göstericisi kuşkusuz Pakistan istihbarat teşkilatı (ISI) oldu. Uzmanlar, hem askeri eğitimin hem de maddi desteğin doğrudan ISI tarafından sağlandığını belirtiyor.
.
Kuruluşundan kısa süre sonra, Afganistan'ın ikinci büyük kenti Kandahar'a saldırdı. Talebeler örgütü 3 Kasım 1994'te ciddi bir direnişle karşılaşmadan Pakistan sınırındaki kentin kontrolünü ele geçirdi.
1995 yılında ülke genelinde 12 kentte kontrolü sağladı. Yolsuzluklara ve rüşvete savaş açan grubun popülaritesi günden güne arttı. Ele geçirdiği şehirlerde kanunsuzluklar ortadan kaldırılmaya ve emniyet tesis edilmeye başlandı.
.
1995'te Kabil'e dayandı.
Ancak Sovyetler Birliği'ne karşı verdiği direnişle adını duyuran Ahmet Şah Mesut liderliğindeki güçler Taliban'ı burada ağır bir yenilgiye uğrattı.
.
1996 yılının eylül ayında Kabil'e saldırmak üzere tekrar hazırlık yaptılar.
.
Kanlı sokak savaşına girmek istemeyen Tacik komutan Ahmet Şah Mesut, kendine bağlı tüm güçleri 26 Eylül 1996'da Kabil'den çekti.
.
Otorite boşluğundan faydalanan Taliban savaşçıları 27 Eylül 1996'da Kabil'e girdi.
İlk olarak BM binasına sığınan eski Devlet Başkanı Muhammed Necibullah Ahmedzay ile kardeşi Şahpur Ahmedzay idam edildi.
.
Taliban, kendi hükümetini kurdu.
Adını Afganistan İslam Emirliği, kurucu lider Molla Ömer'i de Emirel Müminin (Müminlerin emiri) olarak ilan etti.
Bayrak değiştirildi.
Molla Ömer adına camilerde hutbe okundu.
.
Pakistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan, Taliban'ı resmen tanıdı.
.
Önceleri nispeten yumuşak bir görünüm veren örgüt Kabil'in ele geçirilmesinin ardından çok katı kurallar uygulamaya başladı.
Şeriata dayalı anayasal sistem yürürlüğe girdi. Hanefi mezhebi ön planda tutuldu.
.
Hayatın her alanından soyutlanan kadınların çalışması, kız çocuklarının okula gitmesi ve eğitim alması tamamen yasaklandı.
Kadınlara peçe zorunluluğu erkeklere ise takke ve sakal mecburiyeti getirildi.
Sakalını kesenler için 6 aydan başlamak üzere hapis cezası verildi. Yüzü görülen kadınlar kırbaçlandı.
Afganistan Televizyonu'nun yayını durduruldu. Fotoğraf dahil her türlü görsel yayın ve müzik yasaklandı.
Erkeklere, evine en yakın camide 5 vakit namaz kılma mecburiyeti getirildi.
Mazeretsiz camiye gitmeyenlere ağır yaptırım uygulandı.
Namaz surelerini bilmeyenler kırbaçlandı.
Bütün okullar medreseye dönüştürüldü. Ders kitaplarındaki görseller yok edildi.
Ele geçirilen tüm bilgisayarlar TV kabul edilerek kırıldı.
'İslam devletine karşı gelenler' hain ilan edilerek doğrudan idam edildi.
Çok sayıda kişinin çeşitli sebeplerle eli kesildi.
Toplu taşıma araçlarındaki aynalar, kadınlara bakılabileceği gerekçesiyle kaldırıldı.
.
Örgüt 1998'de Afganistan'ın yüzde 90'ını kontrol altına aldı.
Muhaliflerin elinde sadece Şah Mesud'un kontrolündeki Pencşir bölgesi kaldı.
.
ABD 11 Eylül saldırılarının ardından Taliban'dan El Kaide lideri Üsame bin Ladin'i teslim etmesini istedi. Taliban, Ladin'i 'misafir' olduğu gerekçesiyle iade etmeyeceğini bildirince operasyon başlattı. Kısa sürede başkent Kabil dahil elindeki tüm şehirleri kaybeden Taliban, kalesi konumundaki Kandahar'a çekildi.
Ardından burayı da kaybetti ve dağlara çekilmek zorunda kaldı.
.
ABD varlığının sona ermesi ardından 15 Ağustos 2021 itibarıyla tüm Afganistan'ı yeniden ele geçirdi.
Cumhurbaşkanı Eşref Gani ülkeden kaçtı.