Tüm Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapacağı “Kabine Toplantısı”nın sonucunu merak ediyordu.

Tüm Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapacağı “Kabine Toplantısı”nın sonucunu merak ediyordu.
Herkes, ortak tek derdi olan pandemi kısıtlamaları için verilen kararı dinlemek üzere televizyon karşısına geçti.
.
Zira 1 Haziran sonrası atılacak normalleşme adımları ile ilgili yapacağı açıklama milyonlarca kişiyi ilgilendiriyordu.
.
Nefesler tutuldu.
.
Tüm Türkiye sustu.
.
Gözler ekranlara kilitlendi.
.
Ekranlara çıkan Erdoğan’ın ilk söylediği şuydu:
“400 kilometrelik Kuzey Marmara otoyolumuzu hizmete almış bulunuyoruz. Nakkaş bölümünü de inşallah en kısa sürede tamamlayacağız.”
.
Böylece merakımız giderilmiş oldu.
Kuzey Marmara yolunu yapanlardan Allah razı olsun dedik.
.
Sonrasında yine buna benzer başarı öyküleri açıklandı.
.
Misal yüzde 7 büyüdüğümüzü biliyor muydunuz?
.
Yaaa…
.
Aylardır kafesini, lokantasını açamayan adam ne kadar merak etmiştir kim bilir.
Yüzde 7’yi duyunca bir rahatlama gelmiştir ve uzunca “Ohh…” çekmiştir sanırım.
.
Yine,
“Kırsal kalkınmada bu yıl 925 ekonomik yatırımı projesine 888 milyon TL, 2 bin 531 alt yapı yatırım projesine 196 milyon hibe desteği verdik.” Dedi.
.
En son marullarını çaya döken çiftçiyi hatırlayınca, “kesin provakasyonmuş” dedim içimden.
.
Söylem uzadıkça uzadı.
Millet gözünü bile kırmazken açıklama süresi gecikiyordu.
.
Nihayet o an geldi:
“Ekranları başında bizi izleyen aziz milletim şimdi haziran ayına ilişkin kademeli normalleşme takvimini sizlerle paylaşmak istiyorum.”
.
Şu sorular gündemdeydi:

  • Kafe, kahvehane ve lokantalar açılacak mı?
  • Tiyatrolar, sinemalar açılacak mı?
  • Düğün salonları ne olacaktı?
  • Futbol karşılaşmalarına taraftar alınacak mı?
  • Hafta sonları ve hafta içi sokağa çıkma kısıtlaması saatleri değişecek mi?
  • Spor salonları, halı sahalar ve yüzme havuzları açılacak mı?
  • Okullarda yüz yüze eğitime geçilecek mi?
.
İşte tüm merak edilen soruların yanıtları artık akşam belli oldu.
Hiç olmaktansa, belli süre serbestlik rahatlatmıştı milletimizi.
Daha sonrası “Temmuz ayında tekrar değerlendirilecek” denilerek müjdeler son buldu.
.
Vatandaşlarımıza hayırlı, uğurlu olsun…
 
***
Belki içimizde “Neden kısıtlanıyoruz, daha da serbest olabilirdik” diye karşı çıkanlar, itiraz edenler de olabilir.
.
Evet, itiraz tamam da, adama “Sen ne yaptın?” diye sormazlar mı?
.
Sağlıkçılar sana,
“Temizlik” dedi,
“Maske” dedi,
“Mesafe” dedi…
.
Sen ne yaptın?
.
“Kongre” dediler gittin,
“Cenaze var” dedin gittin,
Kordon’da sürtünerek gezdin,
Sarıldın, öpüştün,
Her türlü önleme itiraz ettin,
Şimdide itiraz ediyorsun.
Yok öyle “Üç kuruşa beş köfte.”
.
İktidar da bazı kararları alırken kafasına göre davranması mümkün değil.
(Bu arada “İktidarın hiç suçu yok mu?” Diye sorarsanız elbette fazlasıyla var. Daha önceki yazılarımda defalarca yazdım. Ama madem onlar beceremiyor, o halde kendimize bakıp “Bu işi biz bitirelim” diyorum.)
.
İktidar da Sağlık Bakanlığından günlük vaka sayılarını alıyor, değerlendiriyor ve ona göre karar veriyor.
.
Alınacak baz şuydu:
“Günlük 5000 vaka sayısının altına düşmek.”
 
“Peki bu tablonun son hali neymiş?” diyerek Sağlık Bakanlığının açıkladığı günlük “Covid-19 Hasta Tablosu”ndaki sayılara bakmak lazım.
.
31 Mayıs itibari ile günlük vaka sayısı:
6493 kişi.
.
Ancak “Vefat sayısı 122” olunca bir umut doğmuş oldu.
.
Bazı Avrupa ülkelerinde aşılanma süreci yüzde ellilerin üzerinde olduğundan, toplum bağışıklığı sağlanmış kabul edilip, kısıtlamalar kaldırılıyor.
İnsanlar artık maskesiz geziyor.
.
Bizdeki aşılama oranı ise hala yüzde 23 civarında.
.
Şimdi yapılacak iş şu:
Geçmişte yaşadığımız o güzel günlerin kıymetini bilmek ve ona göre davranmak.
Kısıtlamaların tamamen son bulacağı günlere kavuşmak için azami dikkati göstermek.
.
Biz böyle davrandığımız müddetçe, bizden sonraki nesillerimize de bırakacağımız mesut, mutlu bir yaşam bizi bekliyor.
 
***
ÜLKE DEĞERİNE SAHİP ÇIKTI
Bildik bir senaryo,
Bildik bir konuşma,
Bildik bir lanet.
.
Hep aynı,
Vazgeçemeyecekler.
.
Ama bilmedikleri şu:
Bu milleti daha çok Atatürk etrafında topluyorlar.
Saflar daha da sıklaşıyor.
.
İnsanlar onun yolundan ayrıldıklarında neler olduğunu siyasi tarihimiz boyunca gördüler.
.
Bu millet, FETÖ denilen terör örgütünün vatanımız üzerindeki hain oyunlarını gördü ve en sert tepkiyi de gösterdi.
.
Din kaynaklı ve dış kaynaklı bu provokasyonlar artık iş yapmıyor.
Bunlar demode oldu.
.
Ama nedense rahat durmuyorlar ve:
Bir eziklik,
Bir intikam,
Bir kabullenememe durumu içindeler.
.
Daha yeni yaşadığımız bir haber düştü ajanslara:
Ayasofya Camii’nde yapılan icazet merasimi sırasında emekli imam “Mustafa Demirkan” vaazında üstü kapalı olarak Mustafa Kemal Atatürk’e lanet okuyarak:
“Bu ve bu gibi mabetler (Ayasofya Camisi) mabet olarak devam edilmesi için inşa edilmiş, hediye edilmiş. Öyle bir zaman geldi ki bir asır gibi bir zaman içerisinde bu mabed-i şeriften Ezan-ı Muhammedi, namaz, her şey yasak olarak müze haline çevrildi. Kitab-i ezelinde buyuruyorsun… Onlardan daha zalim, daha kâfir kim olabilir. Ya Rabbi, o zihniyetin bir daha bu ümmetin başına gelmesini mukadder buyurma” dedi.
.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi sonrasında ilk cuma namazı hutbesinde:
“Vakfedenin şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar” demişti.
.
Tabi tüm bunlara tepki gecikmedi.
.
Zira bu millet;
Mete’sine, Fatih’ine, Atatürk’üne ve nicelerine “Bizim değerimizdir” diyerek sahip çıkar.
.
Bu millet;
Bu topraklara hizmet etmiş, gönül vermiş, içinde vatan sevgisi taşıyan herkesi kucaklar.
.
Bu millet;
Koltuğu için vatanı satanları,
İhanet edenleri,
Zoru görünce bırakıp kaçanları,
Düşmanlarla işbirliği yapanları,
Asla unutmaz…
.
Şimdilerde ucuz kahramanlık peşinde koşanlar boşuna heveslenmesin.
Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar alacaktır…
.
Bu vaaz sonrasında ülke çapında büyük bir tepki yaşandı.
Sosyal medyada bu tepkiler birinci sıraya oturdu.
.
Muhalefet başta olmak üzere MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de tepki göstererek;
“Gizli FETÖ’cü olup olmadıkları mutlaka incelenmelidir” dedi.
.
Bu büyük tepkilerin ardından “AKP Sözcüsü Ömer Çelik”, büyük tepkilerin ardından sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı:
“İstanbul’umuzu ve ülkemizi tehdit eden düşmana karşı ‘Geldikleri gibi giderler’ diyen İstiklal Savaşı’mızın Başkomutanı, Devletimizin kurucusu, İlk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk, milletimizin ortak ve yüksek değeridir. Atatürk ve silah arkadaşlarının düşmana karşı verdiği soylu mücadeleyle ülkemiz ve milletimiz ile ezanımız, camilerimiz ve mescitlerimiz de düşman tehdidinden kurtulmuştur. Rahmet ve şükranla anıyoruz” dedi.
.
Genç İmam Hatipliler Derneği Genel Başkanı Muhammet Samet Akkaya da yaptığı yazılı açıklama da:
“Mustafa Kemal Atatürk bu ülkenin kurucusu ve bir değeri olduğu gibi herkesin de saygı duyması gereken bir şahsiyettir. Biz, kendisine taş atılırken bile beddua değil dua ile karşılık veren bir Peygamberin ümmetiyken Müslümanlar olarak söylediklerimize dikkat etmeli ve dikkat etmeyi tavsiye etmeliyiz.” dedi.
.
Görüldüğü üzere Ülkedeki her kesim, değerlerine sahip çıkmıştır.
Bazılarının kafası hala eskilerde kalsa da…