Pazartesi günü yapılan kabine toplantısı sonrası açıklamalar yapıldı.

Pazartesi günü yapılan kabine toplantısı sonrası açıklamalar yapıldı.
Alınacak tedbirler madde madde sayıldı.
.
Sokağa çıkmaktan, esnafa yapılacak yardıma kadar birçok konu gündeme geldi.
.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan yaptığı açıklamada Ramazan ayı için alınacak tedbirlerle ilgili özel bir bölüm ayırmıştı.
.
Zira 13 Nisan Salı günü başlayacak olan Ramazanda teravih namazı, iftar ve sahur yemekleri gibi topluca bir arada bulunma durumu vardı.
.
Bu tedbirler şunlardı:
Ramazan ayında ülke genelinde hafta sonları sokağa çıkma sınırlaması uygulanacak.
.
Sadece Ramazan ayı boyunca Türkiye genelinde lokanta ve kafe gibi işletmeler hizmetlerini paket servisle sınırlandıracak.
.
Ramazan ayı boyunca ülke genelinde toplu iftar ve sahur gibi etkinlikler gerçekleştirilemeyecek.
.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise yaptığı açıklamada:
“Teravih namazları tedbirler alınarak kılınacak” dedi.
.
Bakan Koca, “Teravihler kapalı olmayacak. Bu noktada hassasiyet gösterilerek, tedbirler alınarak kılınmaya devam edilecek” dedi ve “Ramazan ayı boyunca ülke genelinde toplu iftar ve sahur gibi etkinlikler gerçekleştirilmeyecek” diye alınacak tedbirlere ilave etti.
.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ise Çarşamba günü yaptığı grup toplantısında bu tedbirlere şöyle cevap verdi:
“Mübarek ramazan ayında toplu iftar yasakmış. El Hak! Bu şartlarda doğru bir karar ama doğal olarak bu fevkalade duyarlı arkadaşlara sormak istiyorum, sizin lebalep kongrelerinizdeki keyfiniz Allah’ın sofrasından daha mı kıymetliydi?”
.
“Kongrelerinize yasak gerektirecek bir durum yoktu da mübarek sofralarda mı aklınız başınıza geldi? Kısıtlama sadece iftarla sınırlı değil, restoranlar, lokantalar, on binlerce işletme yeniden kapanacakmış. Yahu siz ne vicdansız ne izansız insanlarsınız. Lokantalarda, kafelerde 3-5 kişi bir araya gelince salgın yayılıyor da binlerce kişiyi toplayıp getirdiğiniz kongrelerinizde virüs tatile mi çıkıyordu? Yazıklar olsun.” dedi.
.
Ramazan ayındaki sahur ve etkinliklere yasaklar getirilirken, Teravih namazına bir kısıtlama getirilmemesi başka bir durumdu.
.
Ancak Şeriat ile yönetilen Suudi Arabistan’da Pandemi dolayısı ile Ramazanda alınan tedbirler kapsamında Teravih Namazı 10 rekâta düşürüldü.
.
Ayrıca “İtikaf*” yapılamayacağı da açıklandı.
.
“Öte yandan, Kâbe’deki Mataf alanının sadece tavaf için açık olacağı, bu alanda namaz kılınmayacağı da duyuruldu.
Namaz kılındığı vakitlerde yaşlı ve engelliler de kendilerine ayrılan bölümlerde namazlarını kılabilecek” dendi.
(İtikaf: Dünya işlerinden vazgeçip bir yere kapanma.)
.
Bilindiği üzere Suudi Arabistan’da son açıklanan verilere göre aktif vaka sayısı 4 bin 906 olarak duyuruldu.
.
Bizdeki vaka sayısı ise 37.000’i geçti.
.
Peki ne yapmalı?
.
Teravih namazı için Diyanetin sitesinde şöyle tarif ediliyor:
“Rahatlatmak, dinlendirmek anlamlarına gelen tervîha kelimesinin çoğulu olan teravih, dinî bir terim olarak, Ramazan ayında, yatsı namazı ile vitir namazı arasında kılınan nafile namaz demektir.”
.
Peki nafile namaz ne demektir?
.
“Nafile namaz: Farz ve vacib olan namazların dışında belli günlerde veya günün belli saatlerinde kılınan namazlardır.
.
Bunlar gönüllü olarak kendiliğinden kılındığı için ‘gönüllü (tatavvu) namazlar veya arzuya bağlı namazlar’ olarak da adlandırılır.”
.
Teravih namazı eskiden beri toplu olarak kılınır.
Ancak Diyanet sitesinde şöyle de yazmaktadır:
“Resûl-i Ekrem (s.a.s.) ashabıyla beraber cemaat hâlinde bu namazı kılmış, onların iştiyakını görünce farz olur endişesiyle cemaatle kılmayı terk ederek yalnız kılmaya devam etmiştir.”
.
Demek ki tek başına kılmanın da bir zararı yoktur.
.
Teravih namazının rekât sayısı konusunda yine Diyanet sitesinde şöyle demektedir.
“Teravih namazı, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali dönemlerinden başlayarak günümüze kadar cemaatle 20 rekât olarak kılınmıştır. Sahabeden kimse buna itiraz etmemiş ve âlimler tarafından da bu şekilde kabul edilmiştir. Günümüzde de, başta ülkemiz olmak üzere pek çok İslam ülkesinde teravih namazı, cemaatle 20 rekât olarak kılınmaktadır.
Bununla birlikte şunu da ifade etmek gerekir ki, teravih namazı nafile bir ibadet olduğundan, farz gibi telakki edilmesi de doğru değildir.
Bu nedenle, yorgunluk, meşguliyet ve benzeri sebeplerle, teravih namazının evde 8, 10, 12, 14, 16 veya 18 rekât kılınması hâlinde de sünnet yerine getirilmiş olur. Ancak cemaate iştirak etmeye çalışmak daha iyidir.”
.
Bu açıklamalardan anlıyoruz ki:
Teravih namazını toplu halde kılındığında 8 veya 10 rekat olarak kılabiliyoruz.
.
Ayrıca Pandemi dolayısı ile toplu halde kılmayıp, evimizde de kılabiliyoruz.
.
Günümüzde açıklanan pik yapmış ve mutasyonlu virüse karşı savaş veren bir ülkenin iktidarı olarak, toplu iftar ve sahur yemeklerini iptal edip, Teravih namazını serbest bırakmasının bir anlamı yok.
.
Pandemi dolayısı ile yukarıdaki şartlarda toplu teravih namazı da pek ala kısıtlanabilirdi.
.
Bu kısıtlamalar hiçbir zaman “Dine karşı gelme, namazı yasaklama” gibi düşünülmeyecek ve içinde bulunan şartlar göz önüne alınarak hareket edilmiş sayılacaktır…
 
***
UYUŞTURUCU
Yine gündeme “Pudra Şekeri” olarak düşen “Uyuşturucu”nun dinimizde karşılığı “Haram”dır.
.
Hele ki muhafazar olarak bilinen bir parti mensubunun bu tuzağa düşüp, uyuşturucu kullanması kadar da kötü bir örnek yoktur.
.
Allah bu gibi çocuklarımızı ve gençlerimizi “Uyuşturucu” belasından uzak tutsun.
Bunu satan veya vesile olanları da Cehenneminin en dibine yollasın.
.
Dinimiz de bu gibi keyfi veren maddelerle ilgili bazı yasakları ortaya koymuştur.
.
Diyanet Dergisindeki köşe yazısında Dr. Erdinç Ahatlı bu durumu (özetle) şöyle anlatmış:
“Modern dünyanın acımasız çarkları arasında sıkışıp kalan insanlık, kendine yeni çıkış noktaları arayadursun, özellikle gençleri hedef alan; bağımlılık ya­pan maddeler ve uyuşturucu tehdidi, giderek daha tehlikeli boyutlar kazanıyor.”
.
“Tuzağına düşürdüğü kişilere bir damlasında fırtınalar kopararak sahte cennetler sunan o sihirli kimya, diğer taraftan, beraberinde getirdiği acılar ve ölümlerle adeta bir cehennemi andırıyor.”
.
“Artık hiç umulmadık kesimlerden uyuşturucu haberleri gelmeye başladı. Anlaşılan o ki, hiç kimsenin uyuşturucunun vadettiği yalancı cennete direnmesi pek kolay olmasa gerek.”
.
“Uyuşturucu kolay girilen ama kolay dönülmeyen bir yol. Dahası, uyuşturucu kendini sattırdıktan sonra ‘müştemilâtını’ da pazarlamaya başlıyor.”
.
“Yanında, fuhuştan soyguna, homoseksüellikten cinayete kadar uzanan yan ürünlerini de zulada bekletiyor.”
.
“Nefislere reddedilmez rüşvetler veriyor; karşı konulmaz davetler sunuyor uyuşturucu. Ateş düştüğü yeri yakar derler, ama uyuşturucu düştüğü toplumu yakmaktadır.”
.
“İnsanlık tarihi kadar eski bir geçmişi olan ve son 30-40 yıldır bütün dünyada hızla büyüyen bir mesele haline gelen, tıp dilinde psikoaktif madde dediği­miz ‘bağımlılık ve alışkanlık yapan maddeler’, sosyo-kültürel ve ekonomik boyutları itibariyle bugün devletlerin ve milletlerin gündemini tayin edebilmektedir.”
.
“Çünkü bu işte dönen para, devlet bütçelerinin çok üstündedir. Bugün dünyada uyuşturucu sektöründe bir yılda dönen para 400 milyar dolara varmıştır. Yasal olan sigara ve alkol gibi maddeleri de buna katarsak sektörün ne kadar büyük olduğu daha iyi anlaşılabilir.”

Diyanet sitesinde şöyle diyor:
İslam dini uyuşturucu ve alkollü içecekleri kesin olarak yasaklamıştır.
Bu konuda Kur’ân şöyle buyurur:
“Ey iman edenler! İçki, kumar, (tapınmaya mahsus) dikili taşlar, fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz”.
.
“Ayetteki içki ve şarap şeklinde tercüme edilen ‘hamr’ kelimesi, anahtar bir kelimedir.
Bu kelimeye, dini hakikaten çok iyi anlayan, İslam’ın ikinci halifesi, fakih sahibi Ömer’in (r.a.) verdiği manaya baktığımızda, uyuşturucu tarifine ne kadar benzediği görülür.
Hz. Ömer ‘Hamr’ı: aklı örten her şey olarak’ izah etmiştir.”
.
Genel olarak ifade edilirse, uyuşturucu kullanımının ruhî, fizikî, maddî ve sosyal olmak üzere dört ana madde ile zararlarını saymak mümkündür.
Tabi bunlar sadece dünyaya ait zararlardır. Bir de kişinin ebedî olan ahiret hayatında karşılaşabileceği azap söz konusudur.”
.
Yani hiç kimse uyuşturucuya “Pudra şekeri” deyince inanmıyor ve haram olması gerçeğini değiştirmiyor.
.
Siz siz olun ondan uzak durun ve uzak durdurun…