Ah korona, korona…

Ah korona, korona…
Sosyal hayatımızı mahveden,
Bazılarının da işine gelen korona…
.
Alınacak tedbirler apaçık meydanda iken,
Ne bunlara uyan,
Ne de uyduran var.
.
Dün gece saat 00.00 suları, kapının önünden sonuna kadar teybinin sesini açmış bir araba geçti.
Bütün mahalle adamla beraber Müslüm şarkısını dinledik.
.
Kongreler,
Cenazeler ise hak getire.
.
Çıkın pazar yerine, mesafe kavramı yerle bir.
.
Komşuluk ilişkilerine de oldukça zarar veren bu koronayı yanlış yorumlayanlar da var.
.
İşte size yaşanmış bir örnek:
Kadının biri hastalanır.
Öğretmenlik yapan bir komşusu, o kadar işinin arasında bir vakit ayırarak, “Hastaya yemek götürülür” âdetine de uyarak bir tepsi börek yapar götürür.
Hasta olan komşusu: “Biz korona dolayısı ile dışarıdan bir şey kabul etmiyoruz” diyerek kapıdan geri çevirir.
.
Koronaya mı yanarsınız,
Hasta komşunuzun davranışına mı?
.
Misal Edirne’deki pozitif vakaların yüzde ellisi “Ev hanımlarıymış.”
Komşu ziyaretleri virüsü tetikliyormuş.
.
Madem virüsten dolayı böreği kabul etmiyorsunuz o halde alın, sonra içeride imha edersiniz.
.
Kendinizi kaybettiniz,
Bari komşunuzu kaybetmeyin.
 
***
Vakalar gittikçe artıyor,
Ülke olarak umurumuzda değil.
Fena halde yanacağız bilelim.
.
AK Parti Olağan Kongresi var.
Ankara’da.
Yurdun çeşitli illerinden kongreye gelirken otobüslerde çekilen videolar var.
.
Haber şöyle:
“AKP 7. Olağan Kongresi’nin yapıldığı Ankara Spor Salonu hınca hınç doldu. Ne tribünlerde ne de salonda tüm sosyal mesafe kuralları hiçe sayıldı.”
.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan;
“Sizleri kar yağışının tüm mikropları temizlediği anlamlı buluşmada en kalbi duygularla selamlıyorum.” Dedi.
.
“Allah Ankaralılara kolaylıklar versin” diyorum.
 
***
Fenerbahçe, Beşiktaş maçı sonrası semptom göstermesi sebebiyle PCR testi uygulanan ve pozitif çıkan 1 futbolcunun ardından, tüm takıma pazartesi günü uygulanan testlerde 3 oyuncunun daha sonucunun pozitif çıktığını açıkladı.
.
Bu futbolcular maçta oynadıysa eğer?
Diğer takımın oyuncularına bulaştıysa?
.
Maçları seyrederken “Yere tükürenlerden” nefret ediyorum.
.
Birincisi, “Ekmek yediğin tekneye” tükürmüş sayılırsın,
İkincisi, “Tükürdüğün yere futbolcu arkadaşın yüzükoyun düşebilir ve iğrenç olur”
Üçüncüsü ise, “Tükürükten virüs bulaşır”
Öyle değil mi?
.
Bence yasaklansın veya uyarılsınlar.
Görüntü hoş değil…
 
***
Bakan Fahrettin Koca diyor ki:
“Bu salgında da aile hekimlerimiz, filyasyon ekiplerimiz filmlere romanlara konu olacak başarı hikâyeleri yazdı.
Salgın karşısında ayakta kalan ender sağlık sistemlerinden birisine sahip olmakla, güçlü takip sistemleriyle salgının yıkıcı etkinliğine karşı üstünlüğünü koruyabilen güçlü bir mücadele performansı ortaya koyduk.”
.
Buna kimsenin itirazı yok.
Bizler de onlara sonsuz teşekkürlerimizi yolluyoruz.
.
Onlar görevini layıkıyla yaptılar ve yapıyorlar, kimsenin kuşkusu yok…
.
Peki siz?
Siz görevinizi yaptınız mı?
.
Yayılmanın, bulaşmanın önlenmesi ile ilgili uygulamaları ne kadar doğru yaptınız?
.
Yaptıysanız son açıkladığınız artan vakaların sebebi ne?
.
Aldığınız ve almadığınız kararlarla tüm olanlardan siz sorumlusunuz.
.
Yakında Brezilya’ya dönmeyeceğimizin garantisini kim verebilir?
.
Brezilya demişken, haber şöyle;
“Nüfusu 210 milyonu aşan Brezilya’da son bir haftada günlük ortalama ölü sayısı 2 bin 300’ün, vaka sayısı da 75 binin üzerinde seyrediyor.”
 
***
Virüsten sıyrılamayan insanlık sonunda şu noktaya geldi.
“İhbar müessesesi.”
.
Samsun Valisi Zülfik Dağlı, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı koronavirüs risk haritasında 3 haftadır zirvede olan kentte, kuralları ihlal edenlerin ihbar edilmesi için çağrıda bulundu.
Vali Dağlı, “Mutlaka gördükleri bir olumsuzlukla ilgili 112 birimlerine hemen aramak suretiyle ihbar etsinler. Hemen ilgili yerde müdahale yapılacaktır. Bu vatandaşlık görevi” dedi.
.
İşte sonuç bu.
“İhbar.”
.
Gençliğimizde Almanya’dan gelenlerle ilgili birçok anlatımlara şahit olduk.
.
Yere çöp atan komşusunu ihbar etmiş,
Gürültü yapan komşunu,
Bahçesine bakmayan,
Arabasının egzosunu yaptırmayan komşularını şikâyet eden Almanları dinledik hep Almancılardan.
.
“Vay utanmazlar” diyerek tepki koymuştuk.
.
Şimdi sıra bizde.
“İhbar edin, yaşayın…”
 
***
Gelelim, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi’nin yaptığı açıklamanın başlıklarına.
.
“Başkent’te son bir ayda vaka sayısı yüzde 171 oranında artmıştır.”
.
“Bugün Ankara’da Bakanlık verilerine göre 10 bine yakın aktif hasta bulunuyor. Vaka sayılarını temaslıları ile düşündüğünde Ankara’da ciddi risk durumu oluşmaktadır.”
.
“Hayat değil ölümler normalleşmektedir.”
.
“Normalleşme adımlarının ardından Ankara’daki vaka sayısı bir ayda 2 binlerden 7 binlere yükseldi.”
.
“Koronavirüs kaynaklı hastanelere başvurular nedeniyle normal yatak doluluk oranı yüzde 58-62 Aralığında, yoğun bakım yatak doluluk oranlarının ise yüzde 68-72 Aralığındadır.”
.
“Pandeminin başından beri hem sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesinde hem de toplumun sağlık düzeyinin yükseltilmesine yönelik başta aşı olmak üzere gerekli adımları atmayan Bakanlık ölüm sayılarını normalleştirerek sorumluluğundan kurtulamayacaktır.”
.
“Bir yılı aşkın süredir devam eden pandemiden biz sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine; kapalı çalışma, uzun çalışma saatleri, mobbing, şiddet, sürgünler, açığa almalar ve baskılar düşmüştür. Yoksulluk sınırı altında artan giderlerimizle yaşamaya çalışırken, pandemiyi yönetemeyenlerin aldıkları normalleşme kararları nedeniyle ölmek istemiyoruz. Emeğimizin sömürülmesine hayatlarımızın yok sayılmasına izin vermeyeceğiz. Biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, pandemiyle değil, ölümlerimize neden olan emek sömürüsü ile savaşmaktayız; tükeniyoruz ve öfkeliyiz.”
 
***
Peki ya antikor ürettiysek?
.
Bu soruya Prof. Dr. Suat Çağlayan şöyle cevap veriyor.
.
“Aşıdan sonra veya Covid geçirdikten sonra antikor baktırmanın bir yararı olmayacağı bilinmelidir. Aşı da olsanız, hastalığı da geçirseniz muhakkak maske ve mesafe kuralını uygulamalısınız.”
.
“Koruyuculuk yönünden bütün bu olumsuzluklara karşın, aşı mutlaka yapılmalıdır.”
.
“Çünkü aşı olanlarda (düzeyi ve etkinliği tartışılır olsa da) hem saptanabilen bağışıklık (antikorlar) hem de yaygın bakılma şansı olmayan hücresel bağışıklık mutlaka belli düzeyde oluşacaktır.”
.
“Hastalık orta veya ağır geçirenlerde öylesine büyük yıkım yapmaktadır ki, aşının oluşturacağı düşünülen her düzeydeki korumadan yararlanılması gerekir. Aşılananların- hastalansalar bile- hastalığı daha hafif geçirdikleri de önemli bir veridir.”
.
Bundan sonrası mı?
Kişinin kendisine, kendisinden başka kimseden fayda yok.
.
Aşı da olsanız,
Antikor da üretseniz
gerisi size kalmış.
.
“Virüse bulaşmamak bir vatandaşlık görevidir…”
.
O halde;
Maske,
Mesafe ve
Hijyen’e
Devam…