Çanakkale Belediyesi Şubat ayı Meclis Toplantısını canlı olarak izliyorum.

Çanakkale Belediyesi Şubat ayı Meclis Toplantısını canlı olarak izliyorum.
.
Sisteme kim müsaade ettiyse sağolsun.
Sıcak sıcak evimiz salonundaki koltuktan gerine gerine, çekirdek yiyerek, çay içerek seyrediyorum.
.
Elimde kâğıt, kalem not alıyorum.
Öyle ya, işimiz bu.
Gazeteci olarak takip etmem lazım.
(Ne yani:
Online okul oluyor da,
Toplantı,
Kongre oluyor da,
Kurs,
Yoga,
İmtihan oluyor da
Benimki neden olmuyormuş?)
.
Seyrederken söz alan Meclis üyelerinden birinin isteğini duyunca,
Koskoca meclisin bunun için topladığına inanamadım.
.
Normal olarak belediyeye bir telefon edilerek veya WhatsApp hattından yazılacak bir bildirinin, mecliste dile gelmesine hayret ettim.
.
İstek şu:
“Cumhuriyet Meydanındaki kaldırımda oynak taşlar var. Yağmurdan içleri su dolmuş. Gelip geçerken su sıçratıyor, paçalarımız ıslanıyor. Bunun yapılmasını…”
.
Orada bulunan teknik ekip not almıştır sanırım.
Bu üyenin acil isteğini yerine getirirler inşallah, yoksa var ya…!
.
Sonra dedim ki:
“Benimde bazı isteklerim var. Lütfen belediye olarak bunlara da bakıverin.”
.
“Geçen gün AVM’ye gidiyordum, tam önündeki caddede bulunan yaya geçidinin kenarı azıcık silinmiş. Bildiğin çizgi yok, rica etsem çizdiriverin…”
.
“Balıkesir Caddesinden, Salı Pazarına giderken yolu bölen mazgal kıpraşıyor ve arabalar geçtikçe ses yapıyor. Rahatsız oluyoruz. Lütfen yaptırıverin…”
.
“Barbaros Mahallesindeki komşumun bahçesinde bulunan ağaçtan yola yaprak düşmüş. Çok çirkin duruyor lütfen onu aldırıverin.”
.
“Atatürk Caddesindeki trafik lambasının 100 adet led ışığından bir tanesi yanmıyor, bir zahmet baktırıverin.”
.
“Kordonda gezerken gördüm, sokak köpeğinin biri tam ortaya pislemiş, istirham etsem temizlettiriverin…”
.
Neyse…
Bu kadar muhalefet yeter.
Gerisi sonraki toplantıya…
.
(Bu arada, Erdal Bey’in sorduğu: “Bizim Baro Kongresi Koronadan iptal olurken, lokanta ve kafelerde Koronadan müşteri kabul edilmezken, tıklım tıklım AK Parti Kongreleri nasıl oldu da oldu? sorusunu cevaplayacağını söyleyen Meclis Grup Başkanı cevaplamadı. Merak ettim, yazayım dedim…)
 
***
KORONAYA KURBAN OLUN…
“Bu virüslerde değişim, mutasyon çok hızlı olur ve ortaya değişmiş virüsler çıkar. ‘Varyant’ deniyor bunlara. ‘Mutasyon’ çok daha büyük değişimlere verdiğimiz isim aslında.
‘Varyant’ yani ‘değişmiş virüs’.
Bizim şu an için korkulu rüyamız.
Bu virüsün yaklaşık 23 noktasında, genetik yapısında değişiklik var.
Bu değişiklikler nedeniyle daha kolay bulaşıyor ve daha hızlı yayılıyor.
Eğer bu dolaşmaya devam ederse bu 23 bölge olacak 25 bölge, 30 bölge, 50 bölgeye kadar çıkacak aylar içinde.
O zaman birikince, bu değişimlerle birdenbire virüs çok daha değişik bir virüs haline gelecek.
Bizim şimdiki geliştirdiğimiz aşılar buna etki etmez olacak.
Aynı risk tedavi için de geçerli ne yazık ki. Bu aşıları biz hızlıca değiştirip yeni virüse göre üretebiliriz.”
.
Herkes virüs hakkında bir şeyler diyor.
Kime, nasıl inanacağımızı şaşırdık.
.
İnsan istiyor ki bir kurul oluşsun ve sadece onun sözcüsü konuşsun.
.
İsteğimiz oldu galiba.
Zira şu yukarıdakileri bize “Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alpay Azap” anlatıyor.
.
Evet, yetkili biri yani.
.
Devam ediyor anlatmaya.
Ama en korkutucu olanı şu:
“Varyant virüslerin yüzde 40 oranında daha kolay bulaştığını belirtiyor…”
.
Yani demek istiyor ki:
“Siz bu Koronaya yatın, kalkın dua edin. Varyant virüsler oluşursa sı*tık…”
.
İşin en can alıcı şekli şuymuş:
“Ne kadar çok insana bulaşırsa, o kadar çok değişime uğrarmış.”
.
O halde yapılacak iş:
“Aşı olmak,
Bulaşmamak,
Maske, mesafe ve hijyene uymak…”
 
***
BÖLMEYELİM…
3 tane milletvekili istifa etti.
“Vay efendim nasıl olur?” şeklinde başlayan cümlelerde linç edildiler.
.
Demokratik haklarını kullandılar diyen oldu da,
Onlarda zamanında kendilerinden istifa edenler için aynı cümlelerle başlayan uzun uzun cümleler kurmuşlardı.
.
Vekillerin yaptıkları kanunen uygun mu?
Evet.
Bir sakıncası var mı?
Yok.
Öyleyse sorun yok.
.
Adamlar diyor ki: “Bizi kimse dinlemedi. Uyarılarımızı dikkate almadı…”
.
Ama dinleyen kim?
Yüklendikçe, yüklendiler.
.
Sonunda adamlar İnce’nin kuracağı partiye katılacaklarını açıkladılar.
Sebebi, İnce’nin mağdur edilmesi.
.
Nasıl olmuş bu?
İzmir Milletvekili Çelebi sosyal medya hesabından şöyle dedi:
“Bize ‘Sarayın Adamı’ diyenlere açıkça soruyorum! 
24 Haziran 2018 gecesi (Cumhurbaşkanlığı seçiminde) CHP’nin kurduğu ASP sisteminin (bir nevi dosya sistemi) çökmesi saray operasyonu muydu?
Sayın Muharrem İnce’ye bunu neden yaptınız? O zaman da sorumluları istifaya davet etmiştim, el üstünde tuttunuz. Geçin bu işleri...”
.
Eh, bir de madalyonun ters tarafından bakmak lazım.
Bir şey diyorsa, onun da dinlenmesi gerekmiyor mu?
.
Bu ülkede artık şu kesin.
Kendisinden olmayan:
Terörist,
FETÖ’cü,
Vatan haini,
Ergenekoncu,
Faşist,
Deniyor…
.
Aynı 12 Eylül öncesi gibi.
Halk “Bizden olanlar, olmayanlar” şeklinde bölünüyor.
.
Bu denendi.
Başarılı olamadı.
O sebeple herkes ağzından çıkanı duysun.
İşin sonu oldukça tehlikeli.
.
Hatta öyle ki:
Hala bölünmenin sonuçlarını yaşıyoruz.
Sağcı, solcu.
Dinci, dinsiz.
Alevi, Sünni.
Laz, Kürt, Ermeni.
Milliyetçi, solcu.
Komünist, Faşist…
.
Kim olursanız olun…
Lütfen bu bölünmeye mahal vermeyin.
Bu dili kullananları dışlayın ve dinlemeyin.
 
***
AKLIM BASMIYOR…
Çok kere yazdım ama şu haberi bizim gazetelerden biri olan Burası Çanakkale’de okuyunca yazmadan edemedim.
.
Şu göçmen meselesi.
.
Haber şu:
“Çanakkale'nin Ayvacık ilçesi açıklarında bir grup düzensiz göçmen olduğu ihbarını alan Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri harekete geçti. Yunanistan Sahil Güvenlik unsurlarınca, Türk karasularına geri itilen can salı içerisindeki 9 düzensiz göçmen, Sahil Güvenlik Komutanlığı ekipleri tarafından kurtarıldı. Kaçak göçmenler, Küçükkuyu beldesindeki Sahil Güvenlik Karakolu'na götürüldü.”
.
Haydi diyelim eskiden Türkiye’nin diğer ucundan bu tarafa 3000 kilometre kat ederek gelen ‘Düzensiz göçmenler’ fark edilmiyordu.
.
Yahu şimdi adım başı kontrol var.
Koronası var.
Seyahat izni var.
Çocukların, yaşlıların sokağa çıkma yasağı var.
.
Bu insanlar onca yolu nasıl geliyorlar?
Anladımsa Arap olayım…
.
Ben 89 yaşında olan annemi Edirne’ye götürmek için, ‘yolda görürler ve izin sorarlar’ korkusundan izin almak için dakikalarca 199 başında bağlanmayı beklemiş ve sonucunda Trabzon Vatandaş Etkileşim Merkezi’nden izin almış biriyim. (Nasıl oluyorsa onu da anlamamıştım zaten).
.
Ben bu zorlukları yaşamışken, bunlar Kordonda gezer gibi nasıl şehirlerarası gezinip duruyorlar?
.
Lütfen biri bunu bana açıklasın,
Veya
Bir açıklama yollasın da bu satırlardan yazayım.
Zira akıl basmıyor.