Ülkemizin en köklü partilerinden olan Milliyetçi Hareket Partisi, son zamanlarda adeta ikilemlerin içine düştü.

Ülkemizin en köklü partilerinden olan Milliyetçi Hareket Partisi, son zamanlarda adeta ikilemlerin içine düştü. Adeta okul olan bu köklü partimiz, yönetimsel sorunlar yaşıyor gibi görünüyor. Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin tutumu, duruşu, sergilediği çizgi, tabanın heyecanını yok etmeye devam ediyor.

Neden böyle bir çizgide durulduğunu hemen herkes merak ediyor ama aklıselim bir açıklama ve gelişme görmek mümkün olmuyor. Beka denilip geçiliyor. Oysa devlet adalet ve demokrasiden hızla uzaklaşıyor. Siyasi dinciler cumhuriyeti kuranlara da küfredip duruyor. MHP’den çıt çıkmıyor.
MHP iktidarı koşulsuz destekliyor. MHP milletvekilleri sorunları dile getiremiyor. Suskunu oynuyorlar. Sorunları dile getireni de partiden atıverdiler zaten.
Türkiye’nin en köklü partisi neden bu hale geldi acaba? Merkez sağ hükümetlerde, kamu yönetiminde MHP’liler devlet kadrolarında sürekli aktif görev alıyorlardı. Gençlik teşkilatları çok güçlü ve aktif bir şekilde kamuyla ilgili sorunlarını çözebiliyorlardı. Milli Eğitim, Ulaştırma, Sağlık ve Tarım Bakanlıkları ülkücülerin en güçlü olduğu bakanlıklardı. Son onsekiz senede AKP hükümetleri döneminde, şimdinin eski ülkücüleri diye tanımlanan ama koyu AKP’li olanlar kadrolarda kaldı, geri kalanların tamamı fetocu ekibin de maharetiyle devlet yönetiminden adeta temizlendi. MHP’liler kamu yönetiminden uzaklaştırıldılar. Gizlisi, saklısı kalmadı. Çünkü cemaat mensupları devletin hemen her kademesine çöreklendiler. 15 Temmuz kalkışmasından bu yana da diğer cemaat mensupları devletin bütün kadrolarını ele geçirdiler.
Bundan üç sene önce MHP’de yönetimsel sorunlar olduğunu dile getiren partinin ileri gelenleri, Meral Akşener ve arkadaşları partiyi olağanüstü kongreye götürmek için yola çıktılar. 700 civarında delege olağanüstü kurultay için noter onaylı dilekçe verdi ama nafile. Koltuğa yapışmış olan Genel Başkan, kurultayın önünü kesmek için, il ve ilçe teşkilatlarını akşam feshedip, sabah açmak suretiyle, dilekçe veren delegelerin delegeliklerini düşürme hilesine gitti.
Kurultay için yola çıkanlar ve yola çıkanları destekleyenler partiden atılıverdiler. Oysa demokratik olan seçime gitmekti.
Akşener ve arkadaşları yeni bir partiyle yola çıktılar ve İYİ Parti ile çok iyi bir rüzgâr yakaladılar. Milliyetçi Demokrat çizgide hızla güçleniyorlar. Cesur duruşları milletin geleceğe dair umutlarını artırıyor. Son yapılan kamuoyu yoklamalarında MHP’nin epey önünde duruyorlar.
MHP Genel Başkan Devlet Bahçeli, iktidarın tutumuna neden ses çıkarmıyor anlaşılır gibi değil. İkide bir yanıldığını dillendiren iktidarın arkasında duran, tek bir eleştiri bile yapamayan yönetimin tutumu, MHP tabanını bıktırıyor artık.
Son günlerde yapılan anketler MHP’nin çok hızlı bir şekilde eridiğini gösteriyor. Köklü bir partinin misyonuna aykırı tutum içinde olan yönetime güven hızla azalıyor. Elli yıldır bu misyonun içinde olanlar, genel başkanın görevinin partiyi bitirmek olduğunu ve başardığını ifade ediyorlar. Yaptıklarına ve duruşuna bakılırsa haksız da değiller sanki.