Siyaset yapmak kolay bir iş değildir.

Siyaset yapmak kolay bir iş değildir.
Neredeyse meslek haline gelmiş siyaseti Türk milleti olarak futbol gibi çok süper anlarız ve uygulamaya çalışırız.
.
Modern siyaset olduğu gibi, çarıklısı da vardır.
Çeşit olarak dünyaya da servis etmişliğimiz konuşulur…
.
Çok uzun zamandan beri siyaseti kirlettiğimizden partilerde çalışacak, siyaset yapacak insan bulmak ta zorlanıyoruz.
Böylece seçerek değil, önümüze geleni siyasetçi yapıveriyoruz.
.
Peki, sonuç ne oluyor?
Durum ortada.
Memleket ortada.
Kimler kimler bizi yönetiyor.
İktidardan,
Muhalefet kanadına kadar şöyle bir göz gezdirin.
.
Bizleri uçuracak,
Muhasır medeniyet seviyesine çıkaracak,
Uzay çağına hazırlayacak siyasetçileri görebiliyor musunuz?
Sadece günü kurtarma adına içi boş gündem yaratma, bu gündemi haftalara yayarak seçmeni oyalama ve her kesimi içine çekerek gerçek gündemden uzaklaştırma çabalarına “Siyaset” denir oldu.
.
Üslup bile hala orta çağ dili kullanılarak yapılınca insanı ister istemez geriyor ve büyük umutlar ve beklentilerle oy verdiğiniz insanlar bunları karşılayamayınca “Ne işimiz var bunlarla?” diyerek haliyle gündemden uzaklaşıp, işimize bakıyoruz.
.
Son günlerde şehrimizde yaşanan Millet ittifakı arasındaki kavga sonucunda tarafıma bir basın açıklaması geldi.
Ortak çalışmalar yaparak halkın gerçek gündemi ile meşgul olmak varken, iki tahta parçası ile uğraşmanın adı “Siyaset” oldu…
.
Eski siyasetçiler olsaydı açıklama şöyle olurdu:
“Belediye olarak şehrimizin sokaklarında ve caddelerinde görülen ve işletmenin önüne kurulmuş tahtadan platformların görüntü açısından hoş olmaması sebebiyle söküm kararı vermelerini şehrimize yapılan en büyük iyilik olarak görüyoruz.
Hatta bu işlemler yapılırken,
Şehir esnaflarımızın itirazları olacak ve belki de söküm ekipleri ile tartışmalar yaşanacaktır.
İşte bunu önlemek ve belediyemize yardımcı olmak maksadıyla, ittifak yaptığımız partinin sahip olduğu belediye ekiplerinin, partimize üye esnafımızın işyerlerinin önündeki platformlardan söküme başlamasını takdirle karşılıyoruz.
En azından itiraz edenlere:
‘Bakın önce bizimle aynı masada siyaset yapanlardan başladık’ şeklinde cevap vererek tartışmaların önüne geçme imkânı verilmiştir.
Kimseye ayrıcalık tanınmadan yapılacak tüm söküm işlemlerinin şehrimize hayırlı olmasını ve tamamının sökülmesi ile yaşanacak güzelliğin her daim peşinde olup takip edeceğimizi, belediyemize yardımcı olmak adına her işlemi fotoğraflayıp basın ile paylaşacağımızı da belirtir yetkililere teşekkür ederiz.”
.
Şimdi basın açıklamasına bakalım ve bir seçmen olarak sonuç paragrafını okuyalım.
“Sevgili basın mensupları ve güzel Çanakkalelimin vatandaşları:
Belediyemizin hantal bürokrasisinin,
Vatandaşı yıldıran yanlış uygulamalarının,
Daha öncesinde birçok sefer örneklerini gördüğümüz başa çıkamadıklarını bertaraf etme çabalarının sonu gelmiştir.
İYİ Parti’nin hiçbir neferi bu gibi sindirme çabalarından dolayı bu memleket için mücadelesinden asla vazgeçmeyecektir.
Unutmayın artık İYİ Parti vardır.
Mücadele eden varsa Umut vardır.”
.
İyi de adama sorarlar:
Belediyenin başkanı ve çalışanları 5 dönemdir iktidarda.
Seçim öncesi ne yapacaklarını İYİ biliyordunuz.
Bunları neden seçim zamanı söylemediniz?
.
Anladım, belki ittifak halindeydiniz ve söyleyemediniz.
Peki, şimdi neden söylüyorsunuz?
Başınıza gelecek haller belliyken,
Verdiğiniz veya verdirdiğiniz oyların hesabını sormak üyelerinizin platformları yıkılınca mı aklınıza geldi?
.
Belediye başkanı bu konuda siyasi davranmış olabilir.
Haklısınızdır da.
Ama ispat edemezsiniz.
İddialarınız havada kalır.
.
O sebeple yapılan açıklama bir siyasi parti üslubu değildir.
İş şahsiyete dökülmüştür.
Bu tip metinler, halk tarafından pek sevilmez.
Keşke bunu, belediyenin ruhsat verip sonradan sökmesi ile sınırlandırıp, “Esnafımızın yanındayız” şekline bağlasaydınız.
Zira sırf esnaf İYİ Partili olduğu için kasten söküldüğünü ispat edemezsiniz.
Belediye:
“Kanunu uyguladım” der geçer,
“Sehven ruhsat verilmiş” der geçer,
“Bu sokakta böyle bir uygulama kararı aldık” der geçer,
“Senin platformun sabit, biz sadece prefabriklere izin vermiştik” der geçer.
.
Dedim ya.
Siyaset kolay iş değil.
Sinirle, kızgınlıkla açıklama yapılmamalı.
.
Genel merkez bu açıklamanızı duyduğunda “Susun, şimdi sırası değil” derse ne yapacaksınız?
.
İki şey var yapacağınız:
Ya susacaksınız,
Ya da istifa edeceksiniz.
.
Sonuç?
Her ikisinde de suçladığınız belediye kazanacak…
Peki,
Siyaset nerede kalacak?