Gündem sürekli değiştiğinden nereye bakacağımızı, nereye dokunacağımızı şaşırdık.

Gündem sürekli değiştiğinden nereye bakacağımızı, nereye dokunacağımızı şaşırdık.
.
Ekonomi,
Avukatlar,
Yangın filan derken 65 yaşında birinin mektuplu serzenişi ile uyandık kendimize geldik.
.
Hakikaten unuttuk bu yaş ve üzerindekileri.
.
Yazmış:
“Gün içinde saat 10.00 ila 20.00 arası sokağa çıkma serbestim var. Bu yaz günü 20.00 den sonra evdeyim neden acaba? O saatte daha güneş bile batmıyor, 4 aydır evdeyiz benim de çocuklarımla, torunlarımla ve arkadaşlarımla bir akşam yemeğinde buluşmak hakkım değil mi?”
.
“Yaz sezonu açıldı, arabamla bir tatile gidemiyorum, yayınlanan tebliğ gereği 199 veya internetten izin alınması gerekiyor.
Ancak her iki müracaat da adeta bitirme sınavına girmek gibi...
Benim yazlığım yok.
‘Nerede kalacaksın evde, tapusu var mı, otelse faturasını ekle, kiralıksa kontrat ekle’ filan.”
Müsaade almak daha bir stres konusu oluyor.
.
“Ben seyahat özgürlüğümü istiyorum.
Arabamla çıkarak keseme/sosyal yapıma uygun bir yer bulup orada tatil yapmak istiyorum...
Yok, ‘Bir ay kalacaksın, niye kalacaksın?’ filan.
Belki erken döneceğim...
Hem tatil yapayım hem de ülkeme ekonomik katkı sağlayayım istiyorum.
Gittiğin yerde de saat 10.00-20.00 sınırlamasına tabiisin…”
.
“65+ için Türkiye'nin her yerinde aynı kısıtlama var, ben sabah erken veya akşam geç saatte serinlikte yürüyüş yaparım, ama nafile çünkü: Yasak!”
.
“Bu tür kısıtlamalar inanın insanın bütün psikoloji dengesini bozuyor…”
.
“Sizler bize ihtimam gösterdiğinizi
Zannederken, bizi daha çok bozuyorsunuz...
Şimdiye kadar gösterdiğiniz ihtimama sonsuz teşekkürler artık bizim de bir sosyal yaşam hakkımızın olduğunu göz önüne alarak buna göre düzenlemeler yapmanızı bekliyoruz…”
.
“Şimdiden göstereceğiniz ilgiye tekrar teşekkürler. Biz yaşlıların ne kadar hayat tecrübelerinin olduğunu kendimize çok iyi bakacağımızı takdirlerinize sunarım
Saygı ve sevgilerle...”
.
İşte size +65 yaştakilerin kendi ağızlarından genel durumu.
.
Biraz empati yapın.
Olayı çözün.
Koskoca virüsü bu insanlara da yüklemeyin…
 
***
Sokakta bir kedi görseniz düşkün,
Bir köpek görseniz cılız,
İçiniz parçalanır değil mi?
O an için bir şeyler yapmak istersiniz.
Onlara yaşama hakkı vermek için çabalarsınız.
Çünkü içinizdeki insan sevgisi bunu gerektirir.
.
Tarım ve Orman Bakanlığı ise:
Dağlarda kendi doğal yaşamında hayatını sürdüren ve  “Hızır’ın davarı” olarak kabul edilen dağ keçilerini avlatmak için ihale açtı.
İyi mi?
.
17 tane “Dağ Keçisi” yok edilecek.
Hem de devlet eliyle.
Sebep?
Bilinmiyor…
.
Bakanlıktan bir açıklama gelmedi.
.
Ancak:
Sosyal medyada paylaşılan, “Dağ keçilerini vurma ihalesini genelde yabancı avcılar alıyor. İspanya’dan, Avusturya’dan gelen katiller, yerli muhbirlerin rehberliğinde Dersimlilerin bakmaya bile kıyamadığı, gözü gibi koruduğu dağ keçilerini/geyikleri vuruyor” şeklindeki sosyla medyadaki eleştiri paylaşımını, Tarım ve Orman Bakanı Pakdemirli beğenmiş.
.
Bunu iyi bir gelişme olarak kabul ediyor ve gözden çıkarılan güzelim “Dağ Keçilerinin” hayatlarının korunmasını tüm akıl sağlığı yerindeki insanlar gibi bekliyorum.