.

Şu internet çıktığından beri olumlu veya olumsuzluklar bizleri hayret etmeye devam ediyor.
.
Sonsuz bilgi akışı ile bizlere zaman kazandıran internet,
Bazılarına ise doktor kararlarını sorgulama yetkisi veriyor.
Hatta bazılarını “Doktor” bile yapıyor.
Yaşadığı rahatsızlığı internetten araştırıp, kendi kendine teşhis koyarak, doktora sadece ilaç yazdırmaya gidenler var.
“Doktorcuğum ben internete baktım, bu … hastalığıymış. Sen … İlacı yaz bana…”
.
Yahu,
Adam,
15 sene dirsek çürütmüş okumuş, mürekkep yalamış.
İnsan sağlığı konusunda yemin etmiş,
Gecesini gündüzüne katmış,
Çalışmış, çabalamış ve
Doktor olmuş.
.
Bizimki girmiş internete kısır bilgisiyle dikilmiş doktorun karşısına:
“Ben baktım, böyleymiş…” diyebiliyor.
.
Durum böyle olunca:
Yazanın cahil,
Okuyanın ise zırcahil olmasıyla yaşadığımız olaylara gülüyoruz ağlayacakken.
.
Bu yazımı bana yazdıran (fake) haber ise şuydu.
Duymuşsunuzdur.
“Koronavirüsten korunmak için Arap sabununu yoğurda katarak yiyen Yozgatlı Mehmet E. zehirlenerek hastaneye kaldırıldı.”
.
Haber birçok sitede geçti.
Ancak:
Sizlere geçen gün bahsettiğim teyit.org sitesi haberi yalanladı.
.
Onca haber sitesi ve gazete:
Araştırmadan gerçekdışı haber yazmış oldu.
.
Haberi okuyan hemen hemen herkes inandı…
.
Sebebi ise:
Ülkemizde böylesine olayların çok olması.
Bizim insanımızın yapabileceği kapasitesinin olduğuna inanılması.
.
Mesela ben şöyle bir haber yazsam inanın çoğu kimse önce gülüp geçer ve haberde adı geçen hayali adama “Haklı” der:
“Koronavirüsün, Çin’in Wuhan kentinde yarasa yiyen bir adamdan yayıldığının tahmin edilmesiyle ve de maske takılarak bu virüsün bertaraf edileceği inancı ile yola çıkan vatandaş, yüzüne ‘Batman Maskesi’ taktı…”
.
“Neden böylesi bir yola başvurduğunun” sorulması üzerine açıklama yapan vatandaş şöyle dedi:
“Bu virüs yarasadan geçmiş mi?
Geçmiş.
Peki maske takarak bu virüsün vücuda girmesi önleniyor mu?
Evet.
İşte ben bu ipuçlarını birleştirerek,
‘Yarasa adam’ olarak bilinen ‘Batman’ı baz aldım ve onun maskesini de taktım.
Böylece hem yarasalardan,
Hem de onun maskesi ile virüsten kurtulacaktım…” dedi.
.
Böyle bir haber olur mu?
Olur…

Yaşanmış bir olay:
Kendisine “Koronovirüs hakkında ne düşünüyorsunuz?” diyerek mikrofon uzatan kişiye bir vatandaş şöyle cevap verdi:
“Ne virüsü? Ben ortada virüs filan görmüyorum” dedi.
“Peki bu virüs sebebi ile kafelerin, sinemaların vb. yerlerin kapatılmasına ne diyorsunuz?” sorusuna ise şöyle cevap verdi:
“Boşuna… Bakın ben buradayım, bana kimse bulaşmıyor, demek ki virüs yok, önlem almaya da gerek yok…” dedi.

Son zamanlarda oldukça sık duyduğumuz “Kolonya ile ellerinizi ovalayın, virüse karşı en iyi tedbir” sözü acaba geçerli mi?
.
Bunu araştırdım ve “evrimagacı.org” adlı siteden tam cevabını buldum.
.
Evet aynen denildiği gibi.
En iyi dezenfektanlardan biri, kolonya.
.
Bakın site ne diyor?
.
“Alkol bazlı çözeltiler dünyanın en verimli ve en kolay ulaşılabilir dezenfektan materyallerindendir. Uygun kullanım ve uygun çözelti koşulları sağlandığında hemen hemen hiçbir alternatif, alkol çözeltilerinden daha iyi değildir.”
.
Öyleyse hiç şüphe etmeden “Kolonyaya devam…”
Tek şart:
70-80 derece olması…

Peki ya maske?
Doktor şunu diyor:
“Eğer bir gün enfekte olursam, bilin ki bu virüs kendi ellerimden bana bulaşmıştır.”
.
Başkalarını maske takmış gördüğünüzde, kendinizin eksik kaldığınızı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
.
Çünkü:
Bu virüs havada yaşamıyor.
Sadece yüzünüze karşı yapılan öksürükten, hapşırıktan geçebilir ihtimaline karşı maske kullanılıyor.
.
Yapılacak en önemli iş:
Elleri sürekli olarak dezenfekte etmek…

İşin özü şu:
Virüs kendi kendine bulaşmıyor,
Biz bulaştırıyoruz…