.


Daha geçen gün yazdım.
Hazine aranması için 12 bin yıllık gölün boşaltılıp kurutulmasını.
.
Dert ne?
Para.
.
Romalı Lejyonerlerin gömdükleri hazine.
.
Ne kadar?
“Bir küp” olduğu tahmin ediliyordu.
Tek sikke bile bulunamadı.
.
Hazineye ne kadar kalacaktı?
Yarısı.
.
Vay be!
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti yarım küp altına teslim.
Yahu!
Çıksa ne olur, çıkmasa ne olur?
Gelecek olan para, memleketteki Suriyelilerin su parasına yetmezdi zaten.
.
İktidar anlaşılan gözünü karattı.
Paranın kokusunu aldığı her yere saldırmaya başladı.
Sebep mi?
Dış güçler.
.
Bu dış mihraklar ülkemizi o kadar kıskanıyorlar ki, ne yapacaklarını şaşırdılar.
.
İktidarımız sütten çıkmış ak kaşık olduğundan hiç üzerine alınmıyor maşallah.
 
Şu anda devlet geliri olarak elimizde bir şey kalmadığından sürekli para arar konumundayız.
.
Madenlere ülke çapında “Talan” şeklindeki izin verilmesi bu yüzden.
Gelecek olan “Üç-beş kuruşun” peşindeyiz.
.
Doğa kirlenmiş, zarar görmüş kimin umurunda?
.
Vergiciler her daim cirit atmaya başladılar.
“Ana” hatırından sonra, daha önce sormadıkları “Baba” hatırını bile yoklamaya başladılar.
.
Geçtiğimiz günlerde ziyaret ettikleri bir esnafa “Neden az perakende fişi kestin?” muamelesi yapmışlar.
Zavallı esnaf, “Ziyaret kâğıdı imzaladım” zannetmiş ama “270 liralık ceza kâğıdını” imzalayıp, kendi ipini çektiğini anlamamış.
Bu benim duyduğum.
Duymadığım neler var kim bilir?
.
Zaten Troya AVM’nin önünde “Düz çizgiyi ihlal cezası” yiyen arkadaşımın 1000 liralık ceza makbuzunu görünce anladım ki, devlet sinekten yağ çıkaracak.
Trafiktekiler dikkat.
Devlet bütçesine katkı yaptırmak için sizi bekleyenler var.
.
Dün gazetelerde “Hareket halindeyken iki elini bırakmış bisikletliye” kesilen ceza, ufkumu açtı.
.
Hele hele son günlerde ara sokaklarda trafikçilerin “Park cezası” kesmelerinden Devlet bütçesinde “Kara delik” olduğunu kesin anladım.
.
Sigorta paralarının,
Vergi borçlarının “Yapılandırma” adı altında faizlerini es geçip, “Anaparanın tahsili için yapılan kolaylık” bana anlatılınca, vahim tablonun tamamını gösteren haritayı birleştirdim.
.
Anlaşılan devlet paranın peşine düştü.
.
O kadar malı-mülkü satarsan,
Gelirleri har vurup, harman savurursan,
Üretime yönelik tek bir adım atmazsan,
Yolları, köprüleri, hastaneleri gelir garantili yaptırıp üzerine milyarlarca para verirsen,
Her yapılan yanlışı, her olumsuz durumu dış mihraklara bağlarsan,
Ekonominin başına da damadı oturtursan
Olacağı buydu.
.
Gölü de kurutursun,
Kazdağları’nı da satarsın,
Elini bırakma cezası kesip,
Az fiş uygulaması bile yaparsın.
.
Ey iktidar!
Hani diyorsunuz ya “Bay Kemal on tane koyun güdemez” diye.
Vallahi siz “Bir taneyi bile güdemez oldunuz…”
.
Size tavsiyem:
“İşi ehline bırakıp gitmeseniz de olur, her hangi birine bırakın yeter. O bile sizden iyi yönetir…”