6 Şubat Kahramanmaraş Depremlerine Genel Bakış ve Deprem Sonrası Faaliyetler temalı III. Deprem Çalıştayı ve Paneli, ÇOMÜ Mühendislik Fakültesi Moderatörlüğünde düzenlendi. Bu önemli etkinlik, deprem riski altındaki bölgelerde bilimsel bilgi paylaşımını ve harekete geçme stratejilerini ele alarak, toplumun deprem hazırlıklarını güçlendirmeyi hedefliyor. Çalıştay’ da geçtiğimiz günlerde Biga'da meydana gelen depremi de ele alındı.

“Ülkemiz Coğrafyası Sınırları İçerisinde 5 ve 5'ten Küçük Deprem Her An Her Yerde Olabilir”

Geçtiğimiz yıl 6 Şubat’ta Meydana gelen Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan ilçeleri merkez üssü olarak belirlendiği iki ayrı depremde tam 11 il etkilenmiş ve Türkiye asrın felaketini yaşamıştı. 53 bin can kaybının yaşandığı depremler, bilim adamları ve akademisyenler, jeoloji mühendisleri ve  akademisyenler tarafından yeniden değerlendirildi. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Jeoloji bölümü akademisyenleri ve Çanakkale Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü Jeoloji Mühendisleri bölgede araştırmalar gerçekleştirdiler. Deprem bilimine ışık tutacak araştırmalara imza atan ve bölgede hareketlenen fayları, kırılan ve yükselen levhaları tek tek tespit ederek araştırma tezi haline getiren ÇOMÜ’ nün akademisyenleri, depremin nasıl meydana geldiğine ve hangi kaymalara neden olduğunu yerinde tespit ederek tek tek belgelendirdiler. Akademisyenler ve ilgili kurumlar tarafından bölgede yapılan çalışmalar düzenlenen çalıştayla paydaşlar ve katılımcılarla paylaşıldı. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Çanakkale İl Müdürlüğü, III. Deprem Çalıştayı ve Paneli, ÇOMÜ Mühendislik Fakültesi Moderatörlüğünde düzenlendi. Çalıştay ve panel, Kahramanmaraş ve Hatay illerinde yapılan incelemeler ile ilgili bilgiler verdi. Bu çerçevede, ÇOMÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Profesör Doktor Süha Özden, önemli bir sunum gerçekleştirdi ve Biga Depremi'ne dikkat çekti. Profesör Doktor Özden, sunumunda Biga Depremi'ni değerlendirirken, bilimsel verilere dayalı olarak, deprem sonrası yapılan faaliyetlerin önemine vurgu yaptı. Depremlerin doğal afetler olduğunu ve bu tür olayların insani, ekonomik ve çevresel etkilerinin önemli olduğunu belirten Profesör Doktor Özden, toplumun bilinçlendirilmesi ve hazırlıklı olması gerektiğini ifade etti. Profesör Doktor Özdenaçık konuşmasında Yaşanan büyük deprem felaketi sonrası alanda yaptıkları çalışmalar hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Süha Özden “Bölgede yer alırken 58 tane deprem tespitini yaptık.  Bunlar da 5 ve .5’ten büyük depremler. Bu depremlerin dağılımına bakıldığında pazarcık segmenti, çardak segmenti ve Antakya fay hattı boyunca görülen gerilmeleri, yaklaşık Kuzey-Güney yönünde sıkışmayı oluşturduğunu gösteriyor.  Zaten bu Kuzey-Güney sıkışması hep vardı ve devam ediyor. Bunun sonucunda da bölgede faylanmalar meydana geldi.  Sahadaki sonuçlarına bakıldığında ise büyük depremlerin ardından büyük yer değişiklikleri oldu.  Bu fay her bin yılda iki kez hareket ediyor ve bunların sonucunda yer kaymaları meydana geliyor.  Bu depremler sonrasında da yerlerde kaymalar gözle görülür şekilde oluştu.  Depremler sonrası oluşan kaymalar bazen sağa bazen sola olabiliyor. Biz ise deprem sonrasında sola kaydık. ülkemiz coğrafyası sınırları içerisinde 5 ve 5'ten küçük deprem her an her yerde olabilir. İlle de kökünde büyük bir fayı aramayın, bir aktif fayı aramayın. Küçük küçük lokal, etkisi sınırlı, zaman sınırı içinde kalacak bir etki yaratan depremler olarak görüyorum bunları” dedi.

“Bana Göre Biga Yaşanan 4.6'lık Depremle Küçük Depremler Son Buldu”

Profesör Doktor Özdenaçık geçtiğimiz günlerde Biga'da meydana gelen depremi de ele aldı. Önceki gün yaşanan 4.6 büyüklüğündeki Biga merkez üssü depreme yönelik de açıklamalarda bulunan ve fayların aktif olduğunu belirten Prof. Dr. Süha Özden, her an her yerde 5 ve daha küçük depremlerin her yerde neydana gelebileceğini dile getirdi. Prof. Dr. Özden “Bir aktif fay yoktur. İster bunu Türkiye'deki fay haritasına göre değerlendirin, isterseniz bize sorun. Bilinen bir fay yoktur. Son yüzyılda bilinen bir şey yoktur burayla ilgili. Tabi ki bunun doğusunda Çan-Biga Fayı var. Bunun üzerinde bir Biga depreminin görüyoruz. Kuzeyinde başka bir Karabiga fayı var. Bunların tam ortasında bir noktada yer alıyor. Bilinen herhangi bir fay yoktur. Depremlerin dağınıklığına bakıldığı zaman bir çizgisellik sunmuyorlar. Herhangi bir faya işaret yok. Çok dağınık bir alanda. Değişikler yerlerde. Mesela Düşbudak köyünde var. Onun Güneydoğunda var, Güneybatısında var. Nihayetinde küçük depremler 4.6'lık depremle son buldu bana göre. Dün akşamda onun 3.6'lık 3.2'lik artçı depremlerini gördük.  Ben bununla sonlanacağını düşünüyorum. Ancak önümüzdeki günlerde o taraflara gidip bir gözlem yapacağız. 6'dan büyük depremlerde yeryüzünde bir takım şeyleri görebildiğimiz için göremeyebiliriz de. Ancak şunu da net bir şekilde ifade edeyim. Ülkemiz coğrafyası içerisinde depremin olmayacağı hemen hemen yer yok, bu bir. Konya'da da oluyor biliyorsunuz. İlle de kökünde büyük bir fayı aramayın, bir aktif fayı aramayın. Küçük küçük lokal, etkisi sınırlı, zaman sınırı içerisi içinde kalacak bir etki yaratan depremler olarak görüyorum bunları da. Ama tabi bilimsel olarak bunları izlemeye gözlemlemeye devam edeceğiz” dedi.

Ogün İnal