Çanakkale'den İstanbul'a, 81 ilde yapılan açıklamalarda, hükümetin kadınların kazanılmış haklarına yönelik adımlarını eleştiren CHP Kadın Kolları, tepkilerini sert bir dille dile getirdi.

İktidar, Kadınların Bedel Ödeyerek Kazandıkları Haklara Göz Dikmektedir

Torba yasa ile değiştirilmek istenen ve evlilik ile mirasın yanı sıra nafakalarda da yapılması beklenen değişiklikleri içiren yasa ile ilgili Cumhuriyet Halk Partisi İl Kadın Kollar tarafından 81 ilde  eş zamanlı basın açıklaması yaptı. Çanakkale’de de yapılan basın açıklamasında CHP Çanakkale İl Kadın Kolları Başkanı Elveda Geçer, hükümetin eşitlik ilkesine inanmadığını ve kadınların insan haklarının büyük bir tehdit altında olduğunu belirtti. Geçer, "İktidar, kadınların bedel ödeyerek kazandıkları haklara göz dikmektedir. İstanbul Sözleşmesi'ni fesheden, kadını şiddetten koruyan yasayı budamaya kalkan AKP'nin yeni hedefi; Medeni Kanun'dur" şeklinde açıklamalarda bulundu. Geçer açıklamada şunları söyledi. Cumhuriyetimizin kuruluşuyla birlikte egemenlik hakkı halka geçmiştir. Bu, çığır açan bir devrimdir. En büyük ikinci devrim ise eşit yurttaşlık hakkıdır. Eşit yurttaşlık hakkı laik düzen içinde kurulmuştur. 17 Şubat 1926’da kabul edilen Medeni Kanun, 4 Ekim 1926’da yürürlüğe girmiştir. Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte eğitimde, toplumsal, kültürel, ekonomik ve siyasal yaşamda kadınlar ve erkekler eşit haklara sahip olmuştur. Erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı boşanmaya ilişkin düzenlemeler kaldırılarak, evlilikte resmi nikah zorunluluğu, tek eşle evlilik esası getirilmiştir. Kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı ve malları üzerinde tasarruf hakkı, mahkemede tanıklık yapma, eşit miras hakkı tanınarak; kadın-erkek eşit hale getirilmiştir. Kanunun görüşüldüğü gün, dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt Meclis’te şunları dile getirmiştir ‘Türk tarihinin, bendenizin anlayışına göre, en hazin siması Türk kadınıdır. Yeni tasarının aile teşkilatı ve miras hükümleri şimdiye kadar istenildiği zaman kolundan tutularak bir esir gibi yerden yere vurulan, fakat ta ezelden hanım olan Türk annesini layık olduğu saygın mevkiye getirecektir’ 1926’da çıkarılan Medeni Kanun laikliği esas alır. Din kurallarının değişmezliği vurgulanmış, hukuk kurallarının ise toplumsal ihtiyaçlara göre değişmek zorunda olduğu belirtilmiştir. Laiklik, 11 yıl sonra, 5 Şubat 1937'de Anayasa’ya girmiştir” dedi.

Medeni Kanundaki Nafaka Hedefte

Torba Yasa kapsamında yapılmak istenen değişikliklerin özellikle evlilik, miras ve nafaka konularını içerdiği belirtilirken Geçer, bu değişiklikleri kadınların haklarını geriye götürecek adımlar olarak değerlendirerek “Eşitliğe inanmayanların yönettiği ülkemizde, kadının insan hakları ve laiklik büyük tehdit altındadır. İktidar, durmadan kadınların canları pahasına bedel ödeyerek kazandıkları haklara gözünü dikmektedir. İstanbul Sözleşmesini fesheden, 6284 no’lu kadını şiddetten koruyan yasayı budamaya kalkan AKP’nin yeni hedefi; Medeni Kanun’dur. Gelenek haline getirdiği ‘Torba Yasa’ uygulaması ile biz kadınların haklarını bir torbaya doldurup çöpe atabileceğini sanmaktadır. Oysaki çok yanılmaktadır. İktidar, yine algı yönetimi peşindedir. Boşanmalara erkekler açısından bakmakta ve boşanan kadınlara ödenen yoksulluk nafakasının erkekleri mağdur ettiğini iddia etmektedir. Hatırlayalım,  Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, 26 Temmuz 2023 tarihinde yaptığı açıklamada ‘Ben süresiz nafaka konusunu önemsiyorum. Mağdur olan erkeklerimiz varsa onun da yanındayız’ diyerek kadınların değil erkeklerin yanında yer aldığını açıkça itiraf etmiştir.  Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise 6 Kasım 2023 tarihinde bu söylemi bir adım öteye taşımış ve evliliklerde süresiz nafakanın hakkaniyete uygun olmadığını iddia etmiştir. Oysaki süresiz nafaka yoktur. Bakan nafakanın verilme şartlarını elbette çok iyi bilmektedir” dedi.

Boşanma Erkekler İçin Kolaylaşacak Kadınlar Hakkını Alamayacak 

Geçer torba yasa ile  birlikte boşanmanın erkekler açısından kolaylaşacağını ifade ederek “Torba yasada yer alacağı belirtilen düzenlemelerden birisi de boşanmaların hızlandırılmasına yöneliktir. Her alanda davaların çok uzun sürdüğü Türk yargı sisteminde, bu vaat kulağa çok hoş gelmektedir ancak gerçek hayatta bu uygulama, çubuğu elimizde kalacak bir elma şekeridir. Boşanma erkekler açısından kolaylaşacak, kadınlar haklarını alamayacaklardır. Anlaşmalı boşanmalarda bile çoğu kadın psikolojik şiddet görmektedir.  Dillerine pelesenk ettikleri bir başka konu ise aile arabuluculuğudur. Oysaki boşanmalarda arabuluculuğa gerek yoktur, hâkimin sulh yetkisi vardır. Kaldı ki boşanmak isteyen kadınlar, adliyede bile öldürülmektedir. Arabulucu tarafından uzlaştırılmak üzere bir araya getirildiğinde, kadının can güvenliği yoktur. Ayrıca arabuluculuk sistemi aile hukukunda uygulanmaz. Altında imzamız olan CEDAW yani; Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi de bunu şart koşar” dedi.

Hem Meclis’te Hem de Sokakta Sahada Direneceğiz

Elveda Geçer “Bugün sadece 81 il, 973 ilçede tek ses olmuyoruz. Bütün kadın örgütleri ve demokrasi bileşenleriyle ile tek ses oluyoruz. Ailede eşitlikten, toplumda eşitlikten vazgeçmiyoruz. Medeni Kanun’u değil sil baştan yazmak, üzerinde virgül oynatmalarına dahi izin vermeyeceğiz. Medeni Kanun’u yok sayan, Cumhuriyet değerlerine düşman olup şeriat çağrısı yapanlara asla geçit vermeyeceğiz. Hem Meclis’te hem de sahada direneceğiz. Örgütlü gücümüzle ve kadın hareketiyle kenetlenerek mücadeleyi büyüteceğiz. Medeni Kanun için sil baştan diyenleri siyasetten sileceğiz” dedi. 

Ogün İnal