Ural, Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) tarafından her yıl düzenlenen Dünya Mimarlık Günü’nün, bu yıl "Dirençli Topluluklar için Mimarlık" temasıyla ile kutlandığının altını çizerek “Bu anlamlı gün, mimarlık alanındaki uzmanların, kent planlamacılarının ve toplum liderlerinin bir araya gelerek geleceğimizi şekillendirmek için nasıl birlikte çalışabileceğini vurguluyor.” dedi. Ural açıklamasında, “Bu yılki tema, sağlıklı, güvenli ve yaşanabilir yapıları ve kamusal alanları desteklemek amacıyla dirençli toplulukları teşvik etmeyi hedefliyor. Toplumlarımızın, kentlerimizin ve kırsal alanlarımızın karşılaştığı bir dizi zorlukla baş etme konusundaki direnci artırmak, sadece mimarların değil, aynı zamanda kamu yöneticilerinin, yerel yönetimlerin ve halkın ortak sorumluluğunda. Türkiye Mimarlar Odası olarak, bu özel günü bir haftalık etkinlik serisiyle kutluyoruz. Bu etkinlikler, mimarlığın ve planlamanın toplumumuzun yaşam kalitesini nasıl iyileştirebileceği konusunda farkındalık oluşturmayı amaçlamaktadır. Meslektaşlarımızla birlikte, bu etkinliklerle insan haklarına saygılı, çevre dostu ve sürdürülebilir yapılar konusundaki bilinci artırmayı hedefliyoruz.” dedi.

“Evrensel Değerleri Bağlamında İnsancıl Ve Yaşam Hakkından Yanayız”
“Dünya Mimarlık Günü vesilesiyle, kentlerimizin ve doğal çevremizin korunmasının ne kadar önemli olduğunu hatırlatmak istiyoruz” diyen Ural açıklamasına şu cümleler ile devam etti. Sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşam hakkının korunması; bilime ve şehircilik ilkelerine uygun nitelikli mimarlık hizmetleriyle şekillenen yaşam alanlarının oluşturulması; yapılı çevrenin kamu yararını gözeten politikalar çerçevesinde üretilmesi, kamu yönetiminin, merkezi ve yerel yönetimlerin, meslek mensuplarının, meslek kuruluşlarının ve ilgili tüm kesimlerin ortak sorumluluğudur. Ülkemizi ve tüm dünyayı etkileyen salgın hastalık ve afetlerin giderek arttığı; ekonomik krizle birlikte toplumsal ve siyasal kriz koşullarının ağırlaştığı süreçlerin etkileri en fazla, yoğun yapılaşma ve rant odaklı yapılaşmaya öncelik verilen büyük kentlerimizde görülmüştür. Kamu denetimini, sağlıklı ve güvenli çevrelerde insan onuruna yakışır bir yaşam hakkını yok sayan politikalar nedeniyle kentlerimizde ve kırsal alanda yapılı ve doğal çevrede yaşanan tahribat yurttaşlarımızı afetler ve salgınlar karşısında güvencesiz bırakmıştır. Bütün yerleşmelerin fiziksel ortamını oluşturan yapı üretimi ve mekân tasarımı etkinliği olan mimarlık; üretim sürecinin yanı sıra kültürel, sosyal ve coğrafi farklılıkların sürekliliği konusunda taşıdığı sorumluluklar nedeniyle evrensel değerleri bağlamında insancıl ve yaşam hakkından yanadır. Kontrolsüz yapılaşma, ekonomik krizler ve sosyal dengesizliklerle başa çıkmak için sadece mimarlar değil, aynı zamanda politika yapıcılar ve halk da bir arada çalışmalıdır. Bir kentin sadece fiziksel değil, aynı zamanda kültürel ve sosyal yapısını da inşa etmek, tüm toplumu güçlendiren bir süreçtir. Mimarlık, insanların sağlıklı, güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde yaşayabileceği alanları yaratma misyonunu taşır. Bu nedenle, mimarlar olarak, evrensel değerlerle uyumlu bir şekilde, insan onuruna saygılı yaşam alanları oluşturmak için çalışmaya kararlıyız. Tüm toplumumuzun Dünya Mimarlık Günü'nü kutluyoruz. Umuyoruz ki, bu etkinlikler insanların çevrelerine daha duyarlı hale gelmelerine ve birlikte daha güçlü, daha sağlıklı ve daha dirençli topluluklar oluşturmalarına ilham verecektir. Geleceği birlikte inşa edebilmek için bir araya gelmeye devam edelim. Mimarlar Odası olarak; mesleki ve toplumsal sorumluluklarımızı yerine getirmek üzere tüm yaşam alanlarımız için kamu yararı doğrultusunda ve toplum hizmetinde çalışmalarımızı sürdürmekte kararlı olduğumuzu paylaşıyor, meslektaşlarımızın ve toplumumuzun Dünya Mimarlık Günü’nü kutluyoruz.”
Şenay Azman