Prof. Dr. Baytekin ayrıca arı kuşlarının her gün bir ana arının bıraktığı yumurta sayısı kadar arı tükettiğini kaydetti.
 
İklimdeki değişiklik arıları da olumsuz etkiledi. Geçen yıl başlayan sıcak hava dengesi, bu yılın ilk aylarında da devam etti. Adeta kışın yaşanmadığı Türkiye’de birçok olumsuzluklar da yaşandı.
 
Küresel ısınmadan arılarında olumsuz etkilendiği ortaya çıktı. Geçen yıl sıcak geçen kış aylarında nesli tükenme tehlikesi altına olan arı kuşlarının nüfusunun artmasına yol açtı. Beslenmesini önemli bir derecede arılardan sağlayan arı kuşlarının nüfusunda yaşanan bu artış ise arı popülasyonunu olumsuz etkiledi. Bu araştırmayı ortaya koyan ise ÇOMÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Baytekin. Kışın ılıman geçmesi nedeniyle arıların çalıştığını ve bahara zayıf girdiğini söyleyen Prof. Dr. Baytekin, "Arılar tam çoğalma mevsimindeyken; arı kuşu, bu sene geçtiğimiz yıllara göre çok daha yoğun bir şekilde geldi. Arılıklarda ciddi hasarlar meydana geldi.
 
Arı kuşu, sıcak mevsim kuşlarından biri. Göç dönemleri arıların tam oğul çıkarma dönemine denk geliyor. Arı kuşları kuluçkaya yatmadan önce iyice beslenmesi ve yağlanması gerekiyor. Bu nedenle yoğun bir şekilde arılıklarda baskı oluşturuyorlar. Bir arı kuşu, günde yaklaşık 80 arıyla besleniyor. Arının sadece baş kısmını tüketiyor. Dolayısıyla arı kuşunun yoğun olduğu dönemlerde gerçekten arı nüfusunda da azalışlar meydana geldi. Çok ciddi bir şekilde yavrularıyla birlikte arı topluyorlar. Çiçekli bölgelerde arılıklara her ne kadar baskı yapmasa da yine arının uçtuğu, polen ve nektar çektiği alanlarda yoğun bir şekilde arı topluyor. Çünkü yakında göç edecek.
 
Arı kuşları, göç süresince çok fazla beslenemiyor. Dolayısıyla yağlanması ve besin stok etmesi gerekiyor. Yine bugünlerde arı kuşuna karşı arıcılarımızın tedbirli olmasında yarar var. Çok hızlı çoğalıyor. Matematik olarak hesapladığımız zaman yaklaşık 40 gün içerisinde arı kolonisini kata çıkarması bekleniyor. Ama bu sene kata çıkışlar biraz gecikti. Demek ki; arı kuşları yüzde 20-30 oranında bir temizlik yaptı. Özellikle tarlacı arıları tüketiyor. Kovan başına geliyor, kovanın uçuş tahtasına konabiliyor ama kovan içi bakıcı arılara herhangi bir zararı yok. Ama uçan, kovandan çıkan polen ve nektar toplamaya giden bütün arıları havada rahatlıkla kapabiliyor. Nüfus olarak düşündüğümüz zaman; 30'lu, 40'lı gruplar halinde hareket ediyorlar. Arı kuşları, her gün bir ana arının bıraktığı yumurta sayısı kadar arı tüketiyor. 50-60 kolonilik bir arılıkta her gün bir kovanın yumurta sayısı kadar arıyı tüketiyor diyebiliriz. Bu da yaklaşık yüzde 10-15'lik bir zarara denk gelir. Arı kuşu her yıl geliyor ama bu sene daha büyük gruplar halinde geldi. Hemen hemen arıcı arkadaşların hepsi bu konudan şikayetçi. Hepsi tedbir almaya çalışıyor.   CD çalarlara şahin sesi yükleyerek mücadele etmeye çalışıyoruz. Ancak kısa sürede ona da alışıyor. Bazı arıcı arkadaşlarımız tüfek sıkmak suretiyle veya belli aralıklarla patlayan tüplü mekanizmalarla mücadele etmeye çalışıyor. Sesten, gürültüden bir süre uzaklaşıyor. Ancak ondan sonra tekrar alışıyor. Şunu da bilmemizde yarar var. Arı kuşu, nesli tükenmekte olan türlerden bir tanesi. Ama bu sene gerçekten çok yoğun bir şekilde gördük. Arılıklarda çok ciddi baskılar oluşturdu. Nesli tükenmekte olan türler içerisinde yer aldığı için vurmak yasak, cezası var. Çok ciddi hapis cezasına varan ağır cezalar var. Bu nedenle ağırlıklı olarak kaçırıcı unsurlarla mücadele etmekte yarar var" dedi.


 
Haber Merkezi