ACABA? Doktor diline baktığı yaşlı kadını muayene ettikten sonra dedi ki:

-“Hanımefendi, sizin diliniz paslanmış.”
Kadın nedenini buldu ve sordu:
-Doktor bey, iki gündür gelinimle kavga etmiyorum. Ondan mı acaba
 
KİM O?
3 tane yaşlı amca bir gün oturuyorlarmış.
Birinci yaşlı demiş ki:
-“Ben artık merdivenleri bile çıkamıyorum.”
İkincisi demiş ki:
-“Benim de kulaklarım duymuyor.”
Üçüncüsü ise;
-“Allaha şükür benim öyle bir derdim yok” dedikten sonra kulağını çekip masaya vurmuş sonrada kapıya dönerek bağırmış:
-“Kim o?!”
 
ÇOK KOLAY
Üç yaşlı adam doktorda hafıza testindedirler.
Doktor ilk yaşlı adama sorar:
-“Üç kere üç kaç eder?”
-“274..”
Doktor üzgün bir şekilde İkinci yaşlı adama döner:
-“Şimdi sizin sıranız. Üç kere üç kaç eder?”
-“Salı..”
Doktor artık iyice ümitsiz şekilde üçüncü yaşlı adama döner:
-“Evet, şimdi de sizin sıranız üç kere üç kaç eder?”
-“Dokuz..”
Yanıtını sevinçle karşılayan doktor
-“Bu harika, nasıl buldunuz?”
Üçüncü yaşlı adam sakince:
-“Oh, çok kolaydı. Sadece 274 ten salıyı çıkardım!”
 
BİR GÜN!
Bir araştırmacı gazeteci, köyün birinde yaşlı bir amca ile röportaj yapıyormuş...
Yaşlı amcaya sormuş:
-“Bize güzel bir anını anlatır mısın amcacığım?”
Yaşlı amca anlatmaya başlamış:
-“Bir gün muhtarın evde kalmış kızı kaybolmuştu... Tüm köylü birlik olup kızı aramaya başladık. Sonra kızı bulduk. Zaten ortalarda kimse olmayınca kıza tecavüz ettik…”
Gazeteci biraz şaşırmış fakat belli etmeden tekrar sormuş:
-“Başka bir güzel anınızı anlatır mısın amcacığım?”
Yaşlı amca:
-“Bir gün komşumuzun evde kalmış kızı kaybolmuştu... Tüm köylü birlik olup kızı aramaya başladık. Sonra kızı bulduk. Zaten ortalarda kimse olmayınca kıza tecavüz ettik…”
Gazeteci iyice utanmış…
Kızgın ve düşünceli bir halde sormuş:
-“Peki amcacığım! Bize kötü bir anını anlatır mısın?”
Yaşlı amca başını öne eğmiş:
-“Bir gün ben kayboldum!”
 
PRENS
Yaşlıca bir bayan evindeki koltuğunda oturup uzun geçmiş hayatını gözden geçirirken birden bir peri karşısına çıkıverir ve ona üç dilekte bulunabileceğini söyler.
-“Peki!” der yaşlı kadın. “Zengin olmak istiyorum!”
Peri bir el hareketiyle kadının koltuğunu som altına çevirir.
-“İkinci olarak ta güzel ve genç bir prenses olmak istiyorum!” der.
Birden başında paha biçilemez bir tacı olan dünya güzeli bir prenses oluverir.
-“Üçüncü ve son olarak ne istersin?” diye sorar peri...
O sırada yaşlı köpeği ağır bir şekilde kafasını kaldırır ve zayıf bir "Hav" sesi çıkartır.
Prenses olan yaşlı kadın çok sevdiği köpeğine bakar ve şöyle der:
-“Köpeğimi yakışıklı bir prense dönüştürebilir misin?”
Tam o anda, şimdi güzel bir prenses olan yaşlı kadının önünde dünyada hiç kimsenin görmediği kadar yakışıklı bir prense dönüşür köpek...
Hiç kimsenin hayal bile edemeyeceği kadar yakışıklıdır bu prens...
Kadın ona büyük bir hayranlıkla bakar ve o anda ona aşık oluverir.
Prens ona doğru yaklaştığında kadının heyecandan dizleri titremeye başlar.
Prens ona doğru eğilir ve dudakları neredeyse kadının kulağına değecek şekilde şöyle fısıldar:
-“Eminim şu an; zamanında beni hadım ettirdiğine çok pişmansındır!”
 
DUR BE AMCA!
75 yaşındaki adam, doktora şikâyette bulunuyordu:
-“Evladım birinci iyi, ikinci de eh şöyle böyle idare ediyorum. Ama üçüncüde dizlerim kesiliyor, hele dördüncü de nefes nefese kalıyorum.”
-“Hop! Amca ne yapıyorsun, delirdin mi? Senin birincide durman gerekir!”
-“Nasıl durayım evladım, beşinci katta oturuyorum!...”
 
BEN DE ANLAMADIM!
Amerika’da 22 numaralı karayolunda, devriye görevi yapan bir otoyol polisi arabasından yolu takip ederken, bir araba görmüş.
Radarda; asgari 50 km hız ile gidilmesi gereken yolda bu aracın 22 km ile hız ile gittiğini fark etmiş.
Bu araba trafiği tıkıyormuş.
Aracı durdurup sürücüyü uyarmak için aracın peşinden gidip durdurmuş.
Bir de ne görsün…
Aracı kullanan çok yaşlı bir teyze, aracın arka koltuğunda da; tir tir titreyen 3 tane yaşlı teyze…
Polisi görünce, yaşlı sürücü endişelenerek sormuş:
-“Polis bey çok mu hızlı gidiyordum?”
Polis:
-“Hanımefendi, hızlı değil, aksine çok yavaş gidiyorsunuz ve bu bütün otoyol trafiğini etkiliyorsunuz! Radardan gördüğüm kadarıyla 22 km. hızla gidiyordunuz.”
Yaşlı teyze:
-“Ama otoyolun girişinde “22” yazıyordu ve bende bu hıza uymak istedim!”
Polis:
-“Hanımefendi o “22” otoyolun numarası. Bu yolda en az 50 km hızla gitmelisiniz.”
Yaşlı teyze:
-“Tamam, anladım bundan sonra hızlanacağım” der…
Polisin gözü arkadaki tir tir titreyen üç yaşlı kadına takılmış ve merakını yenemeyerek sormuş:
-“Hanımefendi arkadaki hanımların nesi var? Rahatsızlar mı? Bir şeyden kormuş gibi de duruyorlar?”
Yaşlı teyze:
-“Vallahi ben de anlamadım, 250 numaralı yoldan çıktığımızdan beri böyleler!...”
 
SAÇMA
İki yaşlı dertleşiyormuş
İki yaşlı adam karşılıklı dertleşiyorlarmış.
Biri demiş ki:
-“Şu sağ bacağımdaki romatizma ağrısına artık dayanamıyorum! Ne diye ağrırsa kör olası?”
-“Neden olacak, demiş diğeri... Yaşlılıktan! Bunların hepsi yaşlılık alâmetleri!”
-“Saçma, demiş bacağı ağrıyan. Sol bacağım da sağ bacağım ile aynı yaşta, o neden ağrımıyor?”
 
TAHLİL
Temel hastaneye gider.
Girişte Dursun’un ağladığını görür.
Yaklaşır ve sorar:
-“Hayrola hemşerim? Neden ağlıyorsun?”
Dursun: -“Kan tahlili yaptırmaya geldim. Parmağımı kestiler” der demez bu sefer de Temel hüngür hüngür ağlamaya baslar.
Ne olduğunu anlayamayan adam Temel'e sorar:
-“Hayırdır hemşerim. Sen niye ağlamaya başladın simdi?”
Temel cevap verir:
-“Ben idrar tahlili yaptırmaya geldim.”
 
EMİN OLALIM
Avukat, müvekkiline telgraf çekmiş:
“Başınız sağ olsun. Karınızın cenazesinin gömülmesini mi, mumyalanmasını mı, yoksa yakılmasını mı istersiniz?”
Ertesi gün cevap gelmiş:
“Emin olmak için üçü de yapılsın.”
 
BELGE?
Vaktiyle bir Amerikan kasabasındaki bankaya kovboyun biri gelip çek bozdurmak istemiş.
Veznedar başlamış sormaya:
-“Doğum yerin? Sürekli oturduğun adres? Kimlik kartın? Kefil göstereceğin kişiler vs...”
Kovboy:
-“Buraya bak veznedar. Sen daha önce bu kasabada yargıç olarak adam asarken bile, bu kadar belge aramazdın; ne oldu sana?”
Veznedar:
-“E, demiş, burada giden bizim para; şayet giden senin hayatın olsa yine üstünde o kadar durmazdık...”
 
SORULAR VE SEÇİM
Seçim öncesi Anadolu turuna çıkan Kılıçdaroğlu’nun yolunu kalabalık bir grup kesmiş.
Demişler ki:
“Size 3 soru soracağız, eğer bilirseniz bu bölgedeki tüm oyları size vereceğiz…”
“Tamam” demiş Kılıçdaroğlu,
“Sorun bakalım…”
-''İlk atom bombası ne zaman atıldı?
-“1945 yılında...”
-“Tamam bildiniz”
-“İlk atom bombası nereye atıldı?''
-“Hiroşima’ya…”
-“Tamam bildiniz.”
Bu son sorumuz:
-“Atom bombasının atıldığı Hiroşima'da kaç kişi öldü ve ölenlerin isimlerini alfabetik sırayla söyleyiniz...”