.

 
Bu hafta sonu 2 milyon gencimiz sınava giriyor. Allah zihin açıklığı versin. Emekleri boşa gitmesin.
Hayatımız sınav. Ne tarafa baksan elek dolu. Ömür ilerledikçe eleklerin gözleri daha da daralıyor. Yükselmeye de pek hevesli bir toplum olunca dayanıyoruz sınav setlerinin üstüne. Barajları geçmek yetmiyorsa da elimizde olsun diye tırmalıyoruz. Aslında iyisini bulmak ne kadar güzelse, iyisi olmak çok daha güzel. İyisi olmak için gayret etme, koşullara uygun bilgi ve deneyim sahibi olma çabaları toplumun gelişmesine de önemli katkılar sağlamaktadır.
Çocuklar daha kendine gelmeden, oyun oynaması gerekirken tanışıyorlar sınav derdiyle. Elbette okulda müfredatta bulunan derslerin sınavları hazırlık ve çalışma gerektiriyor. Ancak ayrı bir çabaya gerek yok bu sınavlar için. Küçük heyecanlar yaşatıyor çocuklara, yaşatmalı da. LGS ve ÖSS sınavlarıyla başlayan maratonda her yıl 6 milyon civarında çocuk ve genç,sınavlarda başarılı olmak için ders desteği, etüt, dershane gibi yollara düşüyor.
Yaklaşık 4 milyon ergenimiz üniversite sınavlarına hazırlanmak için ders ve dershane desteği alıyor. Lise ikinci sınıftan itibaren dershane maratonu başlıyor. Sıra arkadaşı bile en büyük rakibi oluveriyor. Ne olacak bu çocukların hali demeden edemiyor insan. Ders ve dershane desteği için ödenen paralar 10 milyar doları aşmaktadır. Bunu pazar olarak görmek çok doğru olmasa da önemli miktarlarda sermaye dönmektedir. Okullarımızda eğitim-öğretimin yetersiz olduğu elbette söylenemez. Okullar da sınav kulvarları içinde birbirleriyle yarışıyorlar. Yarışın rüzgârı öyle büyük ki toplumun tüm kesimlerini önüne katmış götürüyor. Kimse farkında değil.
Fakülteleri yüksekokulları bitirmek yetmiyor. Hangi meslekte olursa olsun işe girmek için yine bir sürü sınav var. KPSS bunların en büyüğü. Çünkü devlet en büyük işveren memleketimizde. Yediden yetmişe herkes bu sınava giriyor nerdeyse. Devlete kapağı atmak önemli veya sokak ağzıyla eşeği sağlam kazığa bağlamak lazım. Daha ardından da görevde yükselme sınavları devam edip gidiyor. Bir tek emekliliği hak etmenin sınavı yok.
Kimilerine göre sınavlara hazırlık kurslarına ödenen para, her yıl ülkemize 20 tane üniversite kazandırır. Kimilerine göre sınavlara hazırlık programları sermaye merkezli olduğundan sosyal adaletsizlik yaratmaktadır. Kimilerine göre de yeni bir eğitim-öğretim kulvarıdır.
Sınavları baraja döndürmeyen, gençleri ve insanımızı yeteneklerine, bilgi ve becerisine yönlendiren bir yapıya kavuşturmanın hesabı yapılmalıdır.
Eğitim sistemiyle sürekli oynayan yetkililer, okuduğunu anlamayan, çoktan seçmeli sınavlarda doğruyu bulmanın ihtimallerini hesap eden bir nesil ortaya çıkarmaktadır. Sistemleri sürekli değiştirerek Arap çorbası haline getirmek yerine, sakin ve okuduğunu anlayan, ne yapacağını bilen bir gençlik yetiştirmek millet ve memlekete hizmet ekseninde çok daha yararlı olur değil mi?