Çanakkale Belediye Meclisi geçtiğimiz günlerde Olağanüstü toplantı yaparak “Deprem Riskine Karşı Alınacak Önlemleri” karara bağladı.
10 Madde olarak alınan kararlarda, İnşaat sırasında alınan numunelerle ilgili olmak üzere, Zemininde iş yeri olup “Kolon kesildi mi acaba?” şüphesi duyanlar için alınan kararlar var.
.
Kahraman Maraş’taki depremde yaşanan olumsuzluklar örnek alınarak Baz İstasyonlarına da yer verilmiş.
Deprem sonrası iletişimi sağlamak adına Baz istasyonlarının sağlamlaştırılması, sağlam binalara kurulması gibi önlem kararları var.
.
Öyle ya, enkaz altında kalmış yüzlerce insan cep telefonları sayesinde kurtarıldı.
.
Deprem sonrası yaşanan en büyük sorun, ulaşımdı.
Ana caddeler üzerindeki binaların yıkılmasıyla acil ulaşım sağlanamadı.
.
Hele hele kavşaklardaki binalar yıkılarak trafiği tamamen felç etti.
.
İşte buna karşılık alınan önlem kararlarında “Çanakkale’de bulunan 4 ana caddeden Atatürk, İnönü, Demircioğlu ve Kayserili Ahmet Paşa Caddeleri kenarlarında bulunan 5 kat ve üzeri bina sahipleri, 31 Aralık 2023 tarihine kadar risk analiz raporu hazırlatacak. Kendileri yapmadığı takdirde bunu belediye yaparak ücreti bina sahiplerinden tahsil edilecek…”
.
2001 öncesi yapılan binalar ile İmar affına girmiş tüm binalardan risk analiz raporu istenecek.
.
Bunlarla beraber İlave “Yapı Test Laboratuvarı” kurulacak.
Şehir içinde 2001 öncesi yapılan ve imar affına girmiş yaklaşık 5 bin bina için test isteniyor.
Bu kadar binanın bu kısa sürede analiz edilebilmesi için fazlaca Yapı Test Laboratuvarına ihtiyaç var.
.
Yapılan inşaatlarda beton döküldükten sonra alınan numunelere ek olarak, “Artık kalıp içerisinden de numune alma kararı” alındı.
Bilindiği üzere kolon ve kirişlerde meydana gelen eksiklikler sebebi ile binalar yıkılmıştı.
.
Zemin kattaki işyerleri dolayısı ile şüphe duyulan “Acaba kolonlar kesildi mi?” şeklindeki sorulara cevap olması niteliğinde bir karar alındı.
Karara göre:
“Zemin katında işyeri bulunan bütün binalar 31.12.2023 tarihine kadar işyerleri için ‘Statik projesine uygunluk kontrolü’ yaptıracak.”
Projeye aykırı uygulamalar yapmış olanlar hakkında işlem yapılacak…
.
Olası bir deprem sonrası alınacak sağlık hizmeti için hastaneler ve sağlık ocaklarının da ayakta kalması gerekiyor.
Ayrıca öğrenim görülen okulların da sağlam olması gerekiyor.
Bunun için alınan karar göre:
“Kent içerisindeki mevcut hastane, sağlık ocağı ve sağlık tesisi ve özel eğitim kurumu olarak hizmet veren birimlerin mülk sahipleri idarenin tebliğini takip eden 45 takvim günü içerisinde bina deprem riski analiz raporu sunacaklar.”
.
Tüm bunların yanında mevcuttaki yurt, pansiyon ve otel olarak kullanılanlar ile tüm katları ticari veya ofis hizmetlerine ayrılmış binalar da “Deprem Riski Analiz Raporu” alacaklar.
.
Yine olası deprem sonrası “Asayişi sağlıklı bir şekilde sağlamaları adına” mevcut polis lojmanları, askeri lojmanlar ve askeri birliklerde yatakhane olarak kullanılan birimler ile kent halkına hizmet veren diğer tüm kamu hizmet binaları analiz raporu hazırlayacak.
.
Alınan kararlarda “Sosyal Konutlar mevkiindeki 13 adet bina hakkında gerekli işlemler idarece yapılacaktır.” Denmiş.
Bu binalar 60’lı yıllarda yapılan ilk Sosyal Konutlar.
.
Diğerleri için yani geriye kalan 73 blok “Risk Raporu” hazırlatacak.
.
İşte durum bundan ibaret.
Alınan kararlar bunlar.
.
Uygulamaların son günü 31 Aralık.
O güne kadar hepsi yapılır.
.
Ancak Bina yapılırken sıvılaşmaya karşı nasıl önlem alınmalı?
Alınmadıysa ne yapılmalı?
.
Şunu anlatacak biri lazım bana…
***
ROBOTLAR
Okuduğum habere şöyle diyordu:
“İngiltere’deki Oxford Üniversitesi ile Japonya'daki Ochanomizu Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafından yapılan bir çalışmaya göre, 10 yıl içerisinde ev işlerinin yüzde 39’u robotlar tarafından yapılacak…”
.
Ne 10 yılı?
.
Zaten sadece ev işleri değil, askeri işler, fabrika işleri, her türlü hizmet sektörü, şoförlük, gemi kaptanlığı, bulaşıkçılık, aşçılık, garsonluk v.s.
.
Robota iş mi yok?
Dolu.
.
Yapay zekâ işin içine girdi mi?
Değmeyin keyfine robotun.
.
Kendi kendine karar mekanizması devreye girince resim de yapacak, tiyatro da.
.
Hatta köşe yazarlığı bile yapacaklar.
.
Kısaca, işlerimiz tehlikede.
.
Misal; Robottan trafik polisi olsa.
“Ağabey bu sefer affet, çoluk çocuğumun rızkını kazanıyorum.” şeklindeki yalvarmalarınız boşuna olacak.
Hele, “Üflemiyorum ulan teneke bozuntusu” derseniz, boynunuzdan tuttuğu gibi gırtlağınıza kadar soktuğu alet ile son nefesinizden örnek alabilir.
.
Ben en çok temizli ve bakım işlerinde robot isterim.
.
Evi silsin, süpürsün.
Camları silsin, çamaşır, bulaşık yıkasın,
Ütü yapsın.
Perdeleri yıkayıp, yerine taksın.
.
Vallahi süper olur.
.
Ayrıca yaşlılar için bakım hizmeti versin mesela.
İlaçlarını versin,
Bakımlarını yapsın.
Yürüyüşlerinde yardımcı olsun…
Onlarla sohbet etsin, kitap okusun…
.
Ama madalyonun diğer tarafı da var.
Bunlar yavaş yavaş dünyayı ele geçirip, bizi şutlayabilirler.
“Birader haydi başka kapıya” diyerek, Mars’a doğru yol gösterebilirler.
.
En kötü senaryo şudur bence:
“Robotların, yapay zekâlı robot üreten fabrika kurmaları…”
Düşünsenize günde binlerce robot piyasaya çıkıyor…
Kurşun geçirmez, silahlı, laf anlamaz…
.
Onu bunu bilmem.
Dünyada söz sahibi olmak istiyorsak Türkiye olarak yapacağımız tek şey;
“Robot üretmek.”
Yoksa işimiz zor…
.
Bu arada,
Son günlerde şu yerde sürünen “Robot süpürgeye” gıcık olmaya başladım zaten. “Beni mi takip ediyor o?”
***
UMUT REİS’TE
Bu arada yine seçimi es geçtik.
Siyaset yazmadık.
.
Ama karşıma çıkan şu anket sonucuna göre “İktidarın oylarının düştüğü” görülüyor.
.
Zaten oyların yükselmesi veya yerinde sayması için bir tek neden söyleyin?
Yok.
.
Sabah yazarı Engin Ardıç Kılıçdaroğlu için şunları yazdı:
“Kılıçdaroğlu, ‘AK Parti seçmenleri öldü, oylar bana kaldı’ diye sevinmesin…”
.
Bu yazısı gazetecilerden ve siyasetçilerden oldukça tepki aldı.
.
Böylesi yazılar zaten düşüş trendi olan AKP’ye hiç yaramıyor.
Oradaki vatandaşla adına konuşmak, gerçekten ayıptır, yazıktır, günahtır.
.
“İnsanın ölümünden siyasi malzeme çıkarmak” hiç kimseye yakışmıyor.
.
Ben Kahramanmaraş ve çevresindeki depremzedelerin şu anda siyaset düşündüklerini zannetmiyorum.
Ancak sandık başına gittiğinde bir sorgulama yapacak ve ona göre karar verecektir.
.
O bölgeye gidip “Anket” yapılacağını da zannetmiyorum.
Sorduğunuz “Oyunuzu kime vereceksiniz?” şeklindeki bir soruya alacağınız cevabı terbiyem dolayısı ile buradan yazamam.
.
“Koyun can derdinde, kasap et derdinde” iken siyaset o insanlar için son planda.
.
Leman Dergisi Engin Ardıç ile ilgili bir karikatürü kapağına taşımış.
Şahsen o duruma düşmek istemem…
.
Martta toplanacak olan 6’lı masa büyük ihtimal adayı konuşacak.
“Kim olsun?” şeklindeki sorulara yanıt arayacaklar belli.
.
Her liderin elinde bir dosya olacağı muhakkak.
.
Kimisi; “Ben olayım” derken,
Kimileri de “Masa dışından başka alternatif aday isimleri” sunulacaktır.
.
Sonuçta “Oylama mı yapılacak, yoksa tek kişide uzlaşılacak mı?” belli değil.
.
Son günlerde “Kemal Kılıçdaroğlu” ismi ön planda.
Konuştuğum bazı kişiler bana:
“Ona oy vermem” diyor.
Ben de diyorum ki:
“Ekmelettin İhsanoğlu’na verdin mi?”
“Verdim.”
“O halde Ekmelettin’den neyi eksik?”
“?”
.
Konuştuğum AKP’liler ise şunu diyor:
“Reis ne yapar, ne eder bu seçimi alır…”
Yani AKP’lilerin kazanacaklarından umutları yok…
Bütün umutları “Reis…”