Normal şartlarda arıların salkımda olması gerekiyor. Ancak düzensiz iklim koşullarını arıların davranışlarını olumsuz etkiliyor. Kışın ortasında dahi arılar yavru uçuşturuyor.

Nektar ve polen toplamak için kovandan çıkıyor. Bu durum nüfusun azalmasına neden oluyor.
Güney bölgelerde yavruya yatan arılar, artan soğuklar ve kar yağışı nedeniyle koloniyi korumakta güçlük çekiyor. İklim düzensizlikleri yanında hastalık ve zararlılar da arıları zorluyor. Arıların artık kendi başlarına, desteksiz kendilerini sürdürmeleri imkânsız görünüyor. Bu nedenle sürekli takip etmek, belirli dönemlerde doğal ilaç ve takviye edici maddelerle desteklemek gerekiyor.
Gerek besleme gerekse hastalık ve zararlılarla mücadelede çok sayıda çalışma bulunuyor. Arıcılara düşen efsanelerden ziyade bilimsel araştırmalardan yararlanıp kendi bölgesinde uygun yönetim sistemleri geliştirmek.
Bugünlerde sıcaklığın düşük olması ve yavru bulunmaması nedeniyle oksalik asit uygulaması yapılabilir. Uçuş deliğinden yapılan uygulamalar basit ve pratik uygulamalardır. Varroa temizliği yönünden etkili görünüyor. Bir ay sonra tekrarlamakta yarar var. Kışların kısalması ve baharın erken gelmesini dikkate almak gerekiyor.
Arılar salkım oluşturamadığı ve bugüne kadar sürekli çalıştığı için stok bal miktarını kontrol etmekte yarar var. Dünyanın birçok bölgesinde stokların bittiğine, kovan terklerinin olduğuna dair haberler çıkıyor. Kuraklık nedeniyle yetersiz nektar ve polen stokları, ılıman kışta tükenmiş olabilir. Önümüzdeki günlerde kek, fondan şeker veya şurup desteklemesinde yarar var. Sıcaklık 14 derecenin üzerinde ise kek ve fondan şeker daha iyi. Ancak hava soğuk ise arının su için dışarı çıkamayacağını dikkate almak lazım. Şerbet vermek daha yararlı olabilir.
Besleme uygulamalarında kav mantarını demleyip suyunu vermekte yarar var. Kanatsız arı virüsü başta olmak üzere hastalık etmenlerini öldürdüğüne dair araştırma bulguları var. Dozu hakkında bilgi olmamakla birlikte, keke ve fondan %3-5 oranında eklemek işe yarar.
Yavru çürüğü ve nosemayla ilgi çok farklı görüşler bulunuyor. Ayçiçeğine giden arılarda yavru çürüğü ve nosema pek görünmüyor. Ayçiçeği poleninin yavru çürüğü ve nosemayı azalttığına dair önemli araştırmalar bulunuyor.
Bahar beslemelerinde en önemli risk yavruya yatma olarak kabul ediliyor. Havaların düzensiz olması, erken ısınması, sonra tekrar soğuması, bir salkıma, bir sokağa derken yavru çürüğü riski artıyor.
Arılar bu sene yavruyu erken kesti. Havalar ılıman gitti hep çalıştı. Bahara nasıl çıkarlar bilinmez ama erken davranmakta yarar var. Küçük beslemelerle cemreler düşerken, badem çiçeğinde yavruya yatırmak gerekiyor. Yoksa kışa giren arıların ömrü bitmek üzere.
Bu güz geçen seneki gibi yine kurak geçti. Ot davranamadı. Baharda çiçekli bitkilerin polen ve nektar verimi düşük olacak. Bu nedenle baharda ve yazda çalıya kaçmakta yarar var.