Hep Çanakkale eskiden daha güzeldi diyoruz ya. Boşuna değil.
Misal,
İstanbul’a gemi vardı.
1940’lı yıllarda “Ülgen Vapuru”, İstanbul- Gelibolu-Çanakkale hattında haftada bir gün sefer yaparmış.
.
Daha sonraları İzmir-Çanakkale-İstanbul arası “Ege”, “Tırhan”, “Marakaz” gibi yolcu gemileri çalışmış.
.
1950’li yıllarda “Gemlik” ve “Ayvalık” isimli gemiler Çarşamba ve cumartesi günleri İstanbul-Çanakkale arasında çalışmış.
Biz 70’li yıllarda yetiştik ve o gemilerle yolculuk ettik.
.
Sonra Kilitbahir motorları vardı.
.
Sınıf arkadaşım Cahit’lerin “Sabır” adlı teknesi (Parion Otel’in yanındaki Belediyenin olduğu yerde) uzun yıllar yapımı için bekledi kızakta.
.
Sonra denize indirildi.
.
Önceleri yolcu taşıyan tekneler daha sonra tek-tük araba taşımaya başladılar.
.
Sonra teknelerini büyüten motorlar şirketleşti ve araba taşımaya başladı.
.
GESTAŞ kurulduktan sonra ve Denizyolları’na ait gemileri alıp Boğaz Trafiğinde çalışmaya başlayınca, Kilitbahir Motorlarını kiraladılar ve onları çalıştırmaya başladılar.
.
GESTŞA, geçtiğimiz yılın sonunda “Sözleşmemizi uzatmıyoruz” şeklinde bir tebliğ ile çalışmayı bıraktılar şirket ile.
.
Şirketin teknelerini yanaştıracakları limanlar “Özel İdare’ye” ait olduğundan ortada kaldılar.
.
Yıllarca Çanakkale’ye hizmet vermiş bu insanlara yapılanlara bakar mısınız?
.
Ellerinde milyonlarca liralık teknelerle öylece kalakaldılar.
Eğer çalışmazlarsa hepsi çürüyecek.
.
Bu tekneler aslında şehrin sayılır, tıpkı GESTAŞ’ın olduğu gibi.
.
Bence şirket de işletsin.
Rekabet olsun aralarında.
Bakalım kim daha iyi hizmet verecek?
Sonuçta halk yararlanacak.
.
Bu konuya derhal el atılmalı ve “Alınteri” eski günlerine döndürülmelidir.
.
Yoksa ayyuka çıkan dedikodular başınızı ağrıtacak, bilginiz olsun…
.
Bu konuda bir açıklama yapılmış.
.
Önce okuyun;
.
Çanakkale’nin Alınteri Engelleniyor!
Neredeyse 100 yıldır bu şehre hizmet veren ALINTERİ Firması’nın 1 Ocak 2023’ten itibaren hizmetleri engellenmeye başlamıştır.
.
Oysa TC Ulaştırma Bakanlığı tarafından verilmiş ‘hat izni’ belgemiz bulunuyor.
Hat izni demek, gemilerimizin Çanakkale-Kilitbahir ve Çanakkale- Eceabat arasında çalışabilmesi ve rampalara yanaşabilmesi demek.
Ama gemilerimiz çalıştırılmıyor ve rampalara yanaşmasına izin verilmiyor!
.
Bu ne demek?
.
- ALINTERİ’nin öz sermayesi ile yapılan rampaları kullanamaması demek,
- Seferlerin yapılamaması demek,
- Onlarca çalışanın ve ailelerinin evine ekmek götürememesi demek,
- Çanakkale Halkı’nın seyahat özgürlüğünün kısıtlanması demek!
- .
Her Çanakkalelinin veya yolu Çanakkale’den geçmiş her kişinin bu gemilerde bir hakkı var.
.
Neden mi?
.
Çünkü,
Hastası olanı,
İhtiyacı olanı,
Devletimize hizmet eden tüm personeli,
Gebeyi,
Yaşlıyı,
Hatta karşıda son kalanı evine ulaştıran;
Siste, karda, fırtınada;
Gündüz-gece demeden taşıyan biziz!
.
GESTAŞ’ın ‘kamu hizmeti’ olarak nitelendirdiği şeyi, yıllardır yapan biziz!
.
Bu bizim Alınterimiz!
Biz ‘köprüyü geçinceye kadar’ değil, her zaman sözümüzün arkasındayız!
.
Çanakkale’ye tekrar hizmet etmek için hazırız.
Alınteri’mize sahip çıkmak için,
Hizmetlerimizin haksız yere engellenmesinin karşısında durmak için
Desteğiniz lazım!
.
Şimdi elinizi vicdanınıza koyun ve yorum yapın…
***
YEŞİL BİNA
Bildiğiniz üzere Belediyenin yeni yapılan “Yeşil Binası”nı gezdik.
.
İdari bölümü gezerken gördüğümüz şuydu;
Katlardaki bütün bölümler cam ile bölünmüş.
Özel olarak yapılan bu camlar sayesinde benim deyimimle gayet şeffaf bir durum ortaya çıkmış.
“Kapalı kapılar ardında” şeklinde bir durum söz konusu değil.
.
Başka odası, dinlenme odası dâhil iyi düşünülmüş.
.
Binanın Yeşil olması renginden değil ebet.
Kendi enerjisini kendi üretiyor olması en çarpıcı kısmı.
Çatısına kurulan 900’ü aşkın güneş paneli binaya resmen hayat verecek.
Hem aydınlatma hem da ısıtma konusu Çanakkale halkına pek yük olmayacak.
.
Çanakkale’nin önemli sorunlarından olan otopark meselesine bir yudum ilaç olacak 180 araçlık ücretsiz 7/24 açık olacak otopark düşünülmüş.
.
Bu otoparkta elektrikli otomobiller için 5 adet şarj ünitesi konmuş.
.
Binanın günlük yaşama katkısı olması istenmiş ve bir kat aşağıya sosyal etkinliklerin yapılacağı bir meydan ve bunun etrafında 75 metrekarelik dükkânlar sıralanmış.
.
Bu dükkânlar ihale ile kiralanacak.
Daha çok kafelerin yer alması istenen dükkânlarda çiçekçi, fotoğrafçı, şekerci gibi hizmet odaklı esnaflar da faydalanabilirler.
.
Geldik binanın diğer bölümüne.
Kültürel etkinliklerin yer alacağı iki salon var.
Birincisi nikâh salonu olarak düzenlenmiş.
400 kişiye yakın davetliye hizmet verecek salon, başka amaçlarla da kullanılabilecek şekilde düzenlenmiş.
.
Benim en çok merak ettiğim ise çok amaçlı salondu.
.
Tiyatrolarımızı rahatlıkla oynayabileceğimiz salonun ışıklandırılması, akustiği, sahnesi, perdesi, kulisleri mükemmel gözüküyordu.
.
Ayrıca çalıştığında salondaki etkinlikleri gürültüye boğmaması adına klima tabandan üfleyecek şekilde yapılmış.
.
800 kişilik olan salonla beraber “Yeşil Bina” Çanakkale halkına hayırlı uğurlu olsun…
.
Binanın,
2015 yılında yapılan hesaplamalarla 47 milyon lira maliyeti vardı.
Hedeflenen yılda fiyat farkıyla 60 milyona çıkacağı hesaplanmıştı.
Krizler, pandemiler, müteahhittin bırakması, enflasyon ve mal krizleri nedeniyle gelinen noktada 120-130 milyon liraya mal olacak.
Bugün aynı binanın yapım maliyeti 350-400 milyon lira civarında.
***
GEREKEN NEDİR?
Seçim mi?
Referandum mu?
.
10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü sebebiyle gazetecilere yaptığı konuşmada Başkan Ülgür Gökhan şöyle dedi;
“Cumhuriyet’in ikinci yüzyılına giderken laik, demokratik bir cumhuriyetle bir yönetilmesi noktasındaki Türk toplumu iradesini ortaya koyacaktır. Bu bir seçim değildir. Bu bir referandum. Önümüzdeki yapılacak olan bu cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri niteliği referandumdur. Burada bir koalisyon veya başka bir şey söz konusu değildir. Bir cumhurbaşkanı seçeceğiz. Ve bu cumhurbaşkanının başkanlığında yeni öngörülen anayasanın ve parlamentoda çoğunluğu sağlamak suretiyle de yeterli çoğunluğu sağlamak suretiyle de bu süreçte yeniden geliştirilmiş parlamenter sisteme geçip ülkeyi kendi ilk kuruluş değerlerine getirme noktasında yeniden çalışmaya başlayacağız.”
.
Şimdiki sistem gerçekten zor.
Tek kişinin koskocaman ülkeyi yönetmesi, her konuda talimatlar vermesi olası değil.
.
Şimdiye kadar yaşanmış en çarpıcı cümle şudur:
“Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla orman yangınlarının söndürülmesine başladık!”
.
Orman Bakanının kendi inisiyatifini olmaması ve yangına müdahale talimatını Cumhurbaşkanından beklemesi kadar olumsuz bir durum olabilir mi?
.
Deprem, sel ve yangın gibi afetlerde de sürekli olarak, “Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla kurtarma, söndürme çalışmaları yapıldı” şeklinde cümle duymak bizleri şaşırtıyor.
.
Ortaya konan ve ülkenin yarısını kabul etmediği bir sistemin kan uyuşmazlığı yaşandığı günlere baktıkça, yapılacak seçimin gerçekten bir referandum olacağı açıktır.
.
Adayların peşine takılıp gitmeyi bırakıp, silkelenip kendine gelen bir ülke, seçimde gerekeni yapacaktır…
***
YILIN GAZETECİSİ
Çanakkale Belediyesi 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü dolayısı ile her sene bir gazeteciyi, “Yılın Gazetecisi” seçmekteydi.
Bu sene bu ödül bana verildi.
Aldığım ödülü bana layık görenlere buradan çok teşekkür ederim.