Uzun süredir şifa kaynağı olarak bilinen Meryem Ana Dikeni, içerdiği etken maddelerle araştırma konusu olmaya devam ediyor.

Uzun süredir şifa kaynağı olarak bilinen Meryem Ana Dikeni, içerdiği etken maddelerle araştırma konusu olmaya devam ediyor. Sap ve yapraklarından kırıldığı veya ezildiği zaman süte benzer özsu çıktığı için süt deve dikeni olarak da bilinmektedir.
Meryem Ana dikeni 30 ila 200 cm arasında boylanmakta, genellikle dere ve çay kenarlarında bozuk meralarda doğal olarak yetişmektedir. Deve dikeni veya farklı yabani aspir türleriyle karıştırılabilmektedir. Yapraklar mızrak şeklindedir. Kenarları dikenli damarları süt beyazı damarları bulunmaktadır.
Çiçek tablası 4-12 cm uzunluğunda ve geniş, çiçekleri kırmızı-mor renktedir. Haziran ayından Ağustos ayına kadar çiçek açmakta ve tohum bağlamaktadır.
Dünyanın birçok bölgesinde doğal yayılış göstermektedir. İran’dan Atlas okyanusu kıyılarına kadar tüm Akdeniz havzasında yabani formlarına rastlanmaktadır.
Avusturalya, Almanya, Macaristan, Polonya, Çin ve Arjantin’de ilaç endüstrisi için yetiştiriciliği yapılmaktadır.
İstilacı bir tür olduğu düşünülür. Ancak daha çok işlenmeyen kullanılmayan alanlara yerleşmektedir. İstilacı tür tanımı, köygöçüren ile karıştırıldığından ileri gelmektedir. Avrupa'da genellikle Mart-Nisan aylarında ekilmekte ve ağustos ayı sonunda hasat edilerek tarla temizlenmektedir.
Bitki bazen bahçelerde dekoratif bir unsur olarak da kullanılmaktadır. Dikenli yaprakları görsel güzellik açısından tercih edilmektedir. Yine mor renkli çiçekleri ve çiçek tablasının altındaki etli bırakteleri ile buket çiçek demeti yapımında da tercih edilmesini sağlamaktadır.
Geleneksel olarak Meryem Ana dikeninin tohumları şifa kaynağı olarak kullanılmaktadır. Tohumları % 4-6 arasında slymarin etken maddesi içermektedir. Tohumlarından elde edilen ektrede ise yaklaşık % 65-80 slymarin, % 20-35 arasında yağ asidi içermektedir.
Slymarin flavanoidler bakımından çok zengindir.
Süt devedikeni, karaciğer hastalığının tedavisi, kanserin önlenmesi ve tedavisi ile mantar zehirlenmelerine karşı son derece etkili olmaktadır. Ancak, klinik çalışmalarında yeknesak sonuçlar elde edilememiştir. Alkolik ve hepatit B veya C virüsü karaciğer hastalıkları olan 1088 hastada Meryem ana dikeni test edilmiş sadece 18 hastada sağlıklı sonuç alınamamıştır. İngiltere’de kanserin tedavisiyle ilgili etkili araştırmalar yapılmaktadır. Meryem Ana dikeninin, muhtemelen östrojenik aktiviteye bağlı olarak prolaktin'i uyardığı tahmin edilmektedir.
Meryem Ana dikeni gıda olarak da kullanılmaktadır. Kökleri çiğ yenebilir, haşlanabilir, tereyağlısı yapılabilir veya kısmen kaynatılıp kavrularak tüketilebilir. İlkbaharda genç sürgünleri de kavrulup böreği yapılabilir. Geçmişte çiçek tablası da enginar gibi tüketilmiştir. Genç gövdeleri de soyulduktan sonra haşlanarak değişik sebzeli yemekler yapılmaktadır.
Potasyum nitrat içeriğinin nispeten yüksek olması nedeniyle hayvanlarda sorun yaratabilmektedir. Potasyum nitrat çift tırnaklı hayvanlarda hemoglobin üretimini engellemek suretiyle oksijensizlik sorunu oluşturmaktadır.
Meryem Ana dikeninin en önemli kısmı tohum kabuklarıdır. Yüksek sylimarin içeriği ile fazla alkol tüketenlerde karaciğerde oluşan yağlanma ve siroz eşiğinde sıklıkla kullanılmaktadır. Etken maddenin izolesiyle daha önemli sorunlarda kullanılacağı kesindir.