“Şimdi seçime gitsek yüzde 60 civarında oy alırım”
Yüzde 42 oy alarak Eceabat Belediye Başkanı seçilen İYİ Partili Saim Zileli,  seçim sürecini, yönetim anlayışını ve yapacaklarını gazetemize aktardı. “Sevgi olmadan siyaset yapılmaz” diyerek Eceabat’ı anlatan Başkan Zileli, “İYİ Parti’nin kazanma şansı yok verdiğimiz oy boşa gitmesin diye bana verilecek yüzde 20’lik oy kerhen başka yere gitti. Şimdi seçime gitsek yüzde 60 civarında oy alırım” dedi. “Eceabat’ta artık insanlar gülecek” diyen Zileli, “Biz üretime dayalı, dar gelirli 500 aile için sosyal konut projemizi hayata geçireceğiz. Yaşlılar yurdu ve kapalı pazaryeri projemiz var. Ek hastane bina projemiz var.  Henüz başladığımız proje yok, öncelikle finansman sıkıntısını halledeceğiz.  Belediye binamızı da yenileceğiz” ifadelerini kullandı.
14 Milyonluk bir borç ile belediyeyi devralan ve öncelikle tasarruf tedbirleri ile yola başladıklarını ifade eden Başkan Zileli yönetim anlayışını ve Eceabat’ı gazetemize anlattı.
 “SEVGİ OLMADAN SİYASET YAPILMAZ”
“Saim Zileli’yi tanımak için Saim Zileli demek yeterli, olduğum gibi bir insanım. Başkanlık benim planlarım arasında yoktu. Ama bu planlanacak da bir şey değil. Kader sizi olmanız gereken yere götürür.  Kaderde başkan olmak varmış. Ben uzun yıllardır Eceabat’ta ticaret yapıyorum. Eceabat sevgisi olmadan bu iş yapılmaz. Sevgi olmadan siyaset yapılmaz. Bir ideal olmadan, günübirlik hırslarla, istemediğin şeylerle yarı yolda kalırsınız, rol yapmak zorunda kalırsınız.  Bizim doğamız insanlarla iç içe ol der, yardımcı ol der. Zaten ticarette bir hizmet anlayışı vardır. Bu siyasete de benzer. Siyaset de bir hizmet işidir. Çok bir fark yok.”
“EMPERYALİZME KARŞI VERİLEN MÜCADELENİN DÜNYADA BAŞKENTİNDEYİZ”
“Eceabat sadece Çanakkale için değil, dünya için bir anlam ifade ediyor. Çanakkale’nin bir ilçesi gibi duruyor ama insanlık tarihinin ve dünyanın siyasi kaderinin değiştiği bir yer burası.  Bu sadece burada yaşayanlar değil herkes için önemli.  ‘Dur Yolcu’ yazısını okuyan herkesin içi titrer. O şiir de ne diyor, Vatan kalbinin attığı yer, bir devrin attığı yer, Mehmetçiğin namus uğruna can verdiği yerdir. Burada feodaliteden özgürlüğe, cumhuriyete geçtiğimiz noktadayız.  Eceabat sadece bir ilçe değildir, sömürüye, emperyalizme karşı verilen mücadelenin dünyada başkentidir.” 
“SADECE TURİZM MANTIĞI İLE BAKMAK DA ÇOK DA İLKELİ BİR DURUM DEĞİL”
 “Eceabat’ın tarihi önemini canlı tutmak için bizim üreteceğimiz projeler bu sebeple hafif kalır.  İnsanlık tarihinin yeniden başladığı yerdeyiz.   Eceabat’ın önemi herkesin toplum bilinci, vatan bilinci oluştuğu zaman açığa çıkar. Benim gibi sıradan bir insanın projeleri ile değil ülke politikaları ile bu gerçekleştirilmelidir.  Burayı sıradanlaştıranlar ile mücadele etmek gerekir. Dünya tarihinin değiştiği bir yer için bir belediye başkanı ne yapabilir?  Belediye olarak turlar düzenleyip, yerel tarihi gezdirmek buranın tarihine saygısızlık olur. Buranın tarihi çok çok daha değerli. Sadece turizm mantığı ile bakmak da çok da ilkeli bir durum değil.”
“GEREKSİZ HARCAMALARI AZALTIYORUZ”
14 Milyon bir borcumuz var, karamsar bir tabloda olmamak lazım.  Burada kısa vadede alacağımıza göre borçlanma yapıp, uzun vadede bilançomuza göre hesaplama yapıyoruz. Demirbaşları ve sabit giderleri ayrı ayrı değerlendirme altına almak gerekir. Bilançonuz artı veriyorsa o zaman doğru yoldasınız demektir. Mesela işletme para kazanabilir ama doğru yatırım yapması lazım. Belediyelerde böyle.  Belediyelerin bir geliri vardır, para kazanması kolaydır ama tutması zordur.  Aynı zamanda sosyal belediyecilik kavramı da var. Öncelik sıralamasını da yapmak lazım. İlk etapta kazancı artırmaktan ziyade gereksiz harcamaları azaltmak gerekir.”
“BİZDEN ÖNCE TEMSİL AĞIRLAMA MASRAFLARI BELEDİYE BÜTÇESİNİN YÜZDE 17’SİNE TEKABÜL EDİYORDU”
“Biz ilk olarak birimler arası oluşuma gayret ediyoruz. Belediyelerde devamlılık esastır.  Bir belediye başkanının her şeyi yapabilme şansı yoktur. Mevcut dinamiklere göre otokontrolün sağlanması gerekir.  Ciddi bir tasarrufa gidiyoruz.  Bizden önce temsil ağırlama masrafları belediye bütçesinin yüzde 17’sine tekabül ediyordu. Biz onu şu anda sıfıra indirdik. Temsil ağırlama masrafları için en fazla bütçemizin yüzde 5’ini öngörüyoruz.  Yapacağımız harcamaların daha verimli olması için piyasa araştırmaları ile mal temini yapıyoruz.  Kalifiye elemanlar ile çalışmaya önem veriyoruz.  Bir işletmede nasıl sağlıklı ve doğru yatırım yapılıyorsa belediyenin de hiçbir farkı yok.  Sadece sosyal belediyecilik anlayışına dikkat ediyoruz, onu da doğru kişilere yapmak lazım.  Zaten devlet kurumlarının belli oluşumları var. Biz de buna kendi fikirlerimiz ile katkıda bulunuyoruz.  Daha önceki borçlanmaları çok maliyet hesabı yapılmamış, gelire göre hareket edilmemiş, hesap oluşmuşluğu yoktu. Bunu birden çevirme durumumuz yok, gelirimiz çok kısıtlı. Normal planlama yapılırken bir işletme öz sermaye ve borcunu dengeler.  Sermaye borcun üzerinde ise zaten sorun yok demektir.  Duran varlıklar bilançoları kuvvetli gösterebilir ama anlık nakite çevrilebilir ürün grubunda sıkıntı varsa o işletme yine sıkıntılıdır. Biz yıllık bütçemizle borcumuzu mukayese ediyoruz. Şu anda mevcut borcumuz yıllık bütçemizin iki katına çıkıyor. Bunu belli dokunuşlarla düzeltme ihtimaliniz olabilir ama kesin düzelecek diye bir durumda yoktur.  Şu anda çözüm yolları arıyoruz. Ticaret biliyorum, bu işin okulunu da bitirdim, başarılı olacağımıza inanıyorum.”
“KARŞIMDA GÜÇLÜ ADAYLAR VARDI”
“Benden önceki başkan ara ara dört dönem başkanlık yapmış. İnkâr edilemeyecek bir şey var, burada yılların tecrübesinden bahsediyoruz.  Eceabatlıları birebir tanıyan birisi. Ayrıca Cumhuriyet Halk Partisinin adayı da yüzde seksen oy kitlesi ile karşımızda idi.  Bütün bunlara baktığımız zaman ben insanlarla iç içe olmayı seven, içinden geldiği gibi davranan bir insanım. Ben yüzde 42’den daha iyi bir başarı bekliyordum.  Ülke genelinde yapılan bir strateji hatası vardı. İYİ Parti’nin kazanma şansı yok verdiğimiz oy boşa gitmesin diye bana verilecek yüzde 20’lik oy kerhen başka yere gitti. Şimdi seçime gitsek yüzde 60 civarında oy alırım.”
“SEÇİM İÇİN GELDİ DERLER DİYE ÇOĞU GİTMEDİM”
“Samimiyet ve içtenlik yeterli. Normal yaşamınızı devam ettirdiğiniz sürece sıkıntın yok. Ama siz bir işi yaparken beklenti içerisinde yaparsınız, rol yapmış olursunuz ve vatandaş rol yapan insanı anlıyor.  Eğer rol yapmıyorsanız, vatandaş size güveniyor. Ben normalde pazara hiç gitmem, ağırlıklı eşim pazara gider. Ben seçim üstü her gün her gün pazara gitsem, pazarcı ne diyecek, daha önce hiç gelmiyordu, şimdi geliyor.  İnandırıcılığı orada kaybedersin.  Seçim sürecinde öyle yerler oldu ki, gitmem gerekiyordu, gitmedim.  Hasta olan ailelere gitmedim.  Seçim için geldi derler diye gitmedim ama seçim bitince gidip hepsini ziyaret ettim.  Sebebini de anlattım. Oy için gittiğim düşünülmesin diye gitmedim. Bir insan siyaset yapıyorum diye kendi karakterinin dışında davranmamalı. Ben yarın  bir olaya ne tepki vereceğimi bilmem. Ben o an ki insani duygum ne gerektiriyorsa onu yapanlardanım, o yüzden benim için siyaset yapmak çok rahat.”
“BİR İNSANIN BİR İNSANDAN ÜSTÜN OLABİLME ANLAYIŞINA TAHAMMÜLÜM YOK”
“Ben protokol sevmem, resmiyet sevmem. Gerektiği zaman mecburen yapıyoruz ama normal hayatta asla protokolün olmaması gerektiğine inanan bir insanım. Bir insanın bir insandan üstün olabilme anlayışına tahammülüm yok.  Belli yerlerde mülki amirler zaman kavramı ile sınırlı oldukları için öncelik alabilir ama bayramda, etkinlikte, iftarda en öne oturmak doğru değil.”
“İMECE USÜLÜ İFTAR YAPIYORUZ”
 “Her akşam iftar veriyoruz, protokol masası diye bir masa yok. Kim nereyi boş bulursa, oraya oturur.  Ben yemek dağıtımı bittikten  sonra neresi boş ise oraya oturuyorum. Yemeklerin hepsini kendim dağıttım.  Bunu medyaya poz vermek için de yapmadım. Bizim iftarlarımız çok hoşumuza gidiyoruz. Çanakkale bölgesinin en samimi iftarları şu anda ilçemizde oluyor.  İftarları biz finanse etmiyoruz. İmece usülü  yapıyoruz. Kimi bir çuval nohut veriyor, kimi fasulye veriyor.  Çok da lüks menümüz oluyor, bütçemizden para çıkmıyor. Gelenleri de muhakkak çalıştırıyoruz. Dün akşam esnaf arkadaşlar yemekleri dağıttı. Katılım çok iyi. Bazı teyzeler iftar sofrasını toplama gönüllü kalıyor. Her geçen gün katılım arttı. İnsanlar iftarda mutlu oluyor, masa ayırtmak yok, yer tutmak yok.  Eşim de her şeye yardım ediyor. Daha hiç oturup karşılıklı iftar yapmadık. Kim nereye denk gelirse.”
“EŞİM MÜKEMMEL BİR ANNEDİR”
“Bir kızım bir oğlum var, çekirdek bir aileyiz. Çok aktif bir gece hayatımız  yok. Ağırlıklı olarak  birlikte evde vakit geçiririz. Okumaya dayalı sohbetler yaparız. Özellikle oğlumla okumalar yaparız. Adeta yarış yaparız. Eşim çok donanımlı bir insandır, eğitim hayatının tamamını Almanya’da tamamladı. Her işi yapabilecek kapasiyede 7 yabancı dil bir kadın, mükemmel bir annedir.”
“ECEABAT’TA ARTIK İNSANLAR GÜLECEK”
“Eceabat’ta artık insanlar gülecek. Biz üretime dayalı, dar gelirli 500 aile için sosyal konut projemizi hayata geçireceğiz. Yaşlılar yurdu projemiz var. Kapalı pazaryeri projemiz var. Ek hastane bina projemiz var.  Henüz başladığımız proje yok, öncelikle finansman sıkıntısını halledeceğiz.  Belediye binamızın da yenilenmesi projeler arasında ama diğer projelerden sonra.”
“ŞAHİNBEY BELEDİYESİ’Nİ KAYBETMEK DEĞİL AMA ÜZMEK İSTEMEM”
“Kardeş kent ile ilgili son mecliste bir takım anlaşmazlıklar yaşanmış.   Meclis üyeleri kardeş kentlikten çıkmak istemiş, mevcut başkan devam etmesi yönünde taraf olmuş. İptal için mahkemeye gidilmiş. Süreci izleyeceğiz.  Ben kardeş belediyeliğin iptal olmasını çok doğru bulmuyorum.  Bu devam etmeli, Şehitler diyarı diyerek, bize bir park hediye etmişler.  Bu parkın niteliği niceliğinden ziyade belediyenin bakış açısı ne derece iyi niyetli ona bakmak lazım. Ben iyi niyetli davranan bu belediyeyi kaybetmek değil ama üzmek istemem. Parkın komple alanı kaplaması biraz sıkıntılı o da ufak dokunuşlar ile halledilebilir.”

Özel Haber: Dilek Akşen