“Mevsimsel depresyon intihara sürükleyebilir”
Sonbaharın gelmesi, havaların erken kararması ve kapalı mekânlarda çok fazla vakit geçirme sonucunda sonbahar depresyonu belirtilerinin ortaya çıkabildiğini ifade eden Uzman Psikolog Nurşen Güngör Albayrak, sonbahar depresyonunun belirtileri ve başa çıkma yöntemleri hakkında bilgiler paylaşarak, “Kişi durumu fark etmez, ya da kendi kendine tedavi olabileceğini düşünüp durumu görmezden gelirse tükenmişlik sendromuna yakalanabilir” dedi.
Doğanın tazelendiği, tatillerin yapıldığı ve güneşin parladığı yaz mevsiminden gündüzlerin kısaldığı sonbahara geçişte, doğadaki tüm değişimlerin insanlarda birtakım psikolojik sorunları da beraberinde getirebildiğini ifade eden Uzman Psikolog Nurşen Güngör Albayrak, “Kişi durumu fark etmez ya da kendi kendine tedavi olabileceğini düşünüp durumu görmezden gelirse tükenmişlik sendromuna yakalanabilir” dedi.
Uzman Psikolog Albayrak, depresyonunun belirtileri ve başa çıkma yöntemleri hakkında şu bilgileri paylaştı.
“DEPRESYON GENEL ANLAMDA UMUTSUZLUK DURUMUDUR”
“Depresyon genel anlamda umutsuzluk durumudur. Birtakım şeyler birikmiştir, kendimizi yorgun hissederiz. Hiçbir şey yapmak istemeyiz. İştahımız kaçar, ya da çok yemeye başlarız.  Hiçbir şeyden zevk alamama gibi bir sıkıntı ortaya çıkar. Neşelenemeyiz, her zaman keyif aldığımız şeyler artık zevk vermez.  Genel anlamda, iyi bir gözlemci, depresyona girmiş insanı tanır, çünkü beden diline yansır.” 
“SEROTONİN VÜCUTTA SIFIRA İNDİĞİNDE KİŞİ ÖLÜMÜ İSTER”
“Serotonin, insanda mutluluk, canlılık ve zindelik hissi veren bir nörotransmitterdir. Eksikliğinde depresif, yorgun, sıkılgan bir ruh hali görülür. Serotonin vücutta sıfıra indiğinde kişi ölümü ister.  Eğer kendi kendimize ya da gıdalar ile artıramazsak, ilaçlar yolu ile bunu yükseltmeliyiz.  İlaçla yükseltme yolunda en az üç ay kullanmak gerekiyor.”
“DEPRESYONUN SON AŞAMASI TÜKENMİŞLİK SENDROMU OLUR”
“Bunun dışında, ağır depresyon hallerinde kişi ölme duygusuna kapılabilir, ölümü isteyebilir. İntiharı düşünebilir. Eğer kişi, terapi görmez, bu durumu da aşamazsa, tükenmişlik sendromuna girer.  Depresyonun son aşaması tükenmişlik sendromu olur. Bu aşamadan sonra ilaçsız tedavi mümkün değildir. Terapi görmek de yetmez. Tükenmişlik sendromu son zamanlarda ortaya çıkmış bir kavramdır. ‘Artık benim için her şey bitti, asla düzelemem, asla yapamam, bitti, dibe vurdum’ cümleleri çok sık tekrarlanır.”
“SONBAHARDA DA İLKBAHARDA DA MEVSİMSEL DEPRESYON YAŞANABİLİR”
 “Sonbaharda da ilkbaharda da mevsimsel depresyon yaşanabilir. İkisinin de tetikleyicisi farklıdır.   İlkbahar aylarında aslında depresyon beklenmemesi lazım ama yaşanabilir. Eğer kişi kış boyu yaşadığı sorunları çözemezse,  bahar ile birlikte canlanan ve yeşillenen doğa kişiyi depresyona sokar. ‘Bahar geldi, doğa canlandı ama ben hala düzelemedim’ düşüncesi kişiyi sarar ve depresyon ortaya çıkar.”
“POZİTİF DÜŞÜNEBİLİRSEK, SONBAHAR BİZİ ETKİLEMEZ”
 “Sonbahar da canlılık sona erer. Melankoli ve hüzün biraz daha belirgin ortaya çıkar.  Pozitif düşünen biri bunun da tadını çıkarabilir.  Ancak havanın soğumaya başlaması, gün süresinin kısalması,  tatilin bitmesi ve işlerin yoğunlaşması kişiyi depresyona sürükler. Bunun da olumlu yanlarını görmek, görebilmek pozitif düşünce dediğimiz şeydir. Pozitif düşünebilirsek, sonbahar bizi etkilemez.”
“SONBAHAR DEPRESYONUNUN FARKLI BOYUTLARI DA VAR”
Sonbahar depresyonunun farklı boyutları da var. Normallerin dışında, manik depresifler ya da bipolar bozukluklar da durum biraz daha farklı seyreder. Kişi kendini birden bire çok çoşkulu, hayat dolu hisseder. Bu manik dönemdir.   Bipoların depresif dönemi de manik dönemi hızla aşar ve birdenbire tükenmişlik sendromuna geçer. Artık savaşma isteği de kalmaz ve bu da intihara kadar gider. Bunun da ilaçlı tedavisi vardır. Kişi kendisi ile ilgilenirse tamamen de iyileşebilir.”
“BAZILARI BİR İKİ GÜNDE ATLATSA DA AYLARCA SÜREN DEPRESYONLAR DA VARDIR”
“Mevsimsel depresyonda dönüşümün tam başladığı ay olan Eylül çok önemlidir. Uyanırsınız, içinizde bir isteksizlik, bir tuhaflık vardır. Bu hafif depresyonun ilk sinyalidir. Bunu fark edip,  kendinizi kontrol edebilirseniz, depresyondan sıyrılırsınız. İlginç bir çalışma vardır. Eskiden insanların sadece onda biri depresyona girerdi, yine de yüksekti. Son dönemde yapılan araştırmalar gösteriyor ki onda dokuzu depresyona giriyor. Bazıları bir iki günde atlatsa da aylarca süren depresyonlar da vardır.”
  “EN BÜYÜK HATA BEN BUNU KENDİ KENDİME ATLATIRIM OLUYOR”
“En büyük hata ben bunu kendi kendime atlatırım oluyor.   Ağır depresyonlarda, kişi kendi kendine iyileşemez ve de terapi alınmazsa durum daha ağır olabilir. Herkes aynı zamanda kendi kendinin psikoloğu da olmalıdır.  Belli bir aşama da yataktan bile çıkmak istemiyorsanız, bunu atlatamazsınız. Depresyon kendi kendine biten bir durum değildir. Son dönemlerde gençler arasında depresyondayım demek moda oldu. Gençler bu şekilde ilgi toplayabileceğini düşünüyor.” 
“DEPRESYON SİNYALİNİ ALDIĞIMIZ ZAMAN ÖNCE CESARETİMİZİ TOPLAYACAĞIZ
“Önce cesaretimizi toplayacağız. Depresyon sinyalini aldığımız zaman diyeceğiz ki ‘Evet, kendimi kötü hissediyorum ama ben bununla başa çıkacağım.’ Beynimizde verdiğimiz ilk mesaj çok önemli.  Depresyon sinyali aldığımızda, hızla kontrolü ele alacağız ve olumsuz tüm düşüncelerden uzaklaşacağız. Beynimize diyeceğiz ki, ’Anı yaşıyorum, geçmişte boğulup gitmiyorum. Şüphelerden uzak duracağım.’  Hayatımızda hobilerimiz olacak. Hobi deyince ille el emeği olan bir şeyler üretmek değil.  Hayatımızda eksik olan alan bizi depresyona iter.  Günde bir saat yürüyüş yapmak, her gün bir fincan Türk kahvesi içmek de bir hobidir. Ama önemli olan vazgeçmeden, keyif aldığımız şeyleri rutine çevirmektir. Vazgeçmeden, bizi mutlu eden şeyleri keyif alarak ve sürekli yapmamız gerekir.  Keyif alacağımız bir şeyleri bulmak gerekir. Elimizden geldiği kadar etkinliklere katılacağız. Sosyal aktivitelerden uzaklaşmayacağız.” 
“EĞER REFAH İÇERİSİNDE YAŞIYORSAK, DEPRESYON İHTİMALİ DÜŞÜK OLUR”
“Mesela yaz boyu tatil yapamamak kişiyi depresyona iter. Gelişmiş ülkelerde, psikoloji biliminin önerisi ile tatile gidenlere ekstra maaş verilir. Eğer refah içerisinde yaşıyorsak, depresyon ihtimali düşük olur.  Çünkü muhakkak bir çıkış yolu bulunur. Bu yüzden dünyanın en mutlu insanları Kuzey Avrupa ülkelerinde yaşar. Bu insanlar maddi anlamda muhtaç değildir, kültürleri mutluluğa yöneliktir.”
“NE KADAR KÖTÜ KOŞULLAR OLURSA OLSUN SAVAŞIRSAK, AYAKTA KALIRIZ”
“Ben çok ciddi bir Mustafa Kemal hayranıyım.  Bunu her zaman ifade ederim. Yaptığı şeyleri nasıl yapabildiğine dair aklımın zor aldığı bir hayatı var.  ‘Ya istiklal, ya ölüm’ diyor ve yarı aç yarı tok insanlar onu ayakta tutuyor. Herkes onunla birlikte savaşa gidiyor. O insanları ikna ediyor. Kimse depresyona girmiyor, çünkü savaşıyorlar. Demek ki bir şeyler ile ne kadar kötü koşullar olursa olsun savaşırsak, ayakta kalırız.  Umudumuz ve amacımız olacak.  Bunu yapabilirsek de depresyondan kurtuluruz.”
“POZİTİF ENERJİYE İNANARAK HAYALLERİMİZDEN VAZGEÇMEMİZ GEREKİR”
“Pozitif enerjiye inanarak hayallerimizden vazgeçmemiz gerekir. Evrende hiçbir şeyin yok olmayacağını bilerek yaşamalıyız.  Devamlı negatif düşünürsek, bunun bize geri dönüşü de negatif olur. Hayatın güzel olduğunu kabul edeceğiz.   Ben bu durumu atlatırım diyeceğiz ama şişirilmiş bir ego ile değil. Bu dünyada sadece bir canlı olduğumuzu hatırlayacağız.  Bu hayatı güzel hale getireceğiz. “
Dilek Akşen