“O hak teslim edilecektir”
 
YSK’nın kararını incelediklerini belirten CHP Genel Başkan Yardımcısı Av.Muharrem Erkek, “Türkiye tarihinde Yüksek Seçim Kurulunun bu kararına kadar sandık başkanı ve sandık kurulu üyesi atamalarına dayanarak iptal edilen hiçbir seçim yok. İstanbul seçimlerini siyasi bir kararla iptal ettiklerinin başlı başına bir göstergesi. Seçmenin iradesinin İstanbul seçiminde nasıl sakatladığına ilişkin bir tek satır dahi kararda yok. Seçmenin iradesi nasıl sakatlandı. Sandık kurulu başkanları bu 754 sandıkta nasıl yanlı davrandı, seçmenin oyunu nasıl değiştirdi, seçmenin oyunu nasıl çaldı? Bir tek cümle dahi yok. İstanbul seçmeninin 23 Haziran’da bir hakkı teslim edeceğine yürekten inanıyoruz. O hak teslim edilecek” dedi.
“31 Mart seçim günü seçmenler özgür iradeleriyle İstanbul’daki tüm sandıklarda 31 bin 186 sandıkta oy kullanmaya gittiler” diyen Erkek, “Gittiklerinde tüm sandıklarda sandık kurulları hazırdı 7 kişiden oluşan, 5’i siyasi partilerin temsilcileri sandık kurulu üyeleri, başkan ve üye. Bu 7 kişilik sandık kurulunun önünde seçmenler özgür iradeleriyle oylarını kullandılar ve bu sandık kurulları da tüm işlemleri kanuna ve Yüksek Seçim Kurulu’nun genelgelerine uygun şekilde gerçekleştirdiler. Sonra oy sayım döküm işlemleri başladı sandıklar kapandıktan sonra. 7 kişilik sandık kurulunun, siyasi partilerin müşahitlerinin ve vatandaşların huzurunda şeffaf bir şekilde tüm oylar sayıldı ve tüm sandıkların sandık sonuç tutanakları 7 kişilik kurul tarafından imzalanarak AK Partili ve MHP’li sandık kurulu üyelerinin de imzalarıyla imza altına, tutanak altına alındı ve ilçe seçim kurullarında birleştirildi. Bugün İstanbul’da 31 bin 186 sandığında sandık sonuç tutanağı Yüksek Seçim Kurulunun sisteminde taralı halde mevcuttur. Evet seçim günü seçmenler anayasada yazılı seçme hakkını kullandı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını belirledi, yönetime hakkını da gerçekleştirmiş oldu. Peki sonra ne oldu? Seçimin kaybedildiği görülünce oylar yeniden sayıldı, kısıtlılara bakıldı, hükümlülere bakıldı, zihinsel engellilere bakıldı, her şeye bakıldı sonuç değişmeyince sandık kurulu başkanlarının bir kısmının kamu görevlisi olmaması bahanesiyle seçim iptal edildi ve Ekrem İmamoğlu’nun hakkı hukuksuz bir şekilde elinden alındı” dedi.
“250 SAYFALIK KARARININ İLK 12 SAYFASI AK PARTİNİN İTİRAZ DİLEKÇESİNİN ÖZETİ”
250 sayfalık karara baktıklarını ve tamamını okuduklarını ifade eden Erkek, “Yüksek Seçim Kurulunun 250 sayfalık kararının ilk 12 sayfası AK Partinin itiraz dilekçesinin özeti. Devam eden 84 sayfa Yüksek Seçim Kurulunun yazışmaları. 39 ilçe seçim kuruluna yazdığı yazılar. Yine devam eden 84 sayfadan sonraki 104 sayfa 39 ilçe seçim kurulunun Yüksek Seçim Kuruluna verdiği cevaplar ve tespitler. Ki o tespitlerde de hiçbir şey çıkmadığını zaten o günlerde gördük. 38 sayfada karşı oy yazısı var. Zaten topladığınız zaman geriye yalnızca 12 sayfa kalıyor. 7 üye 17 gün boyunca 12 sayfa bir gerekçe yazmaya çalışmış ama maalesef o da yazılamamış. 7 üyenin yazdığı 12 sayfanın son sayfası yani 211. sayfa sonuç kısmından bir önceki paragraflar. 211. sayfa aslında tüm gerçeği bizzat 7 üyenin yazdığıyla ortaya koyuyor. Ne diyor o 211. sayfada, 7 üye ne bulmuş? 7 üye demiş ki, 108 sandıkta sayım döküm cetvellerinde eksiklikler var. 18 sandıkta sayım döküm cetvelleri boş, 90 sandıkta da imzalar eksik demiş. Yani toplam 108 sandıkta çetelelerde sayım döküm cetvellerinde eksiklik var. 31 bin 186 sandıkta yalnızca 108 sandıkta. Üstelik Yüksek Seçim Kurulunun 6 Mayıs’taki toplantısında verdiği hükümde buna hiç değinilmemiş olduğu halde hükümden ayrılarak 7 üye böyle bir gerekçeyi de yazmış. Ama devamında da şunu söylemiş aynen okuyorum. “Sayım döküm cetvellerindeki bu eksiklik tek başına seçim sonucuna müessir olmamakla birlikte sandık kurulu başkanlarının kanuna aykırı biçimde belirlenmesiyle birlikte değerlendirilmiştir”. Birlikte değerlendirdiniz, seçim sonucuna nasıl etki etti bu durum? Onunla ilgili 250 sayfanın içinde bir tek cümle dahi yok. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı bile yazmak zorunda kalmış “İstanbul seçiminin sonucunu etkileyecek bir durum tespit edemedik”. Onun için ret oyu veriyorum diye. Birde bir karşı oyda bir ders verilmiş. 108 sandıktaki sayım döküm cetvellerindeki sorunu sen 754 sandıktaki kamu görevlisi olmayanlarla birlikte değerlendireceksen diyor ki burada birlikte değerlendirilmiş. 754 sandığa baktık, kamu görevlisi olmadığı iddia edilen 754 sandık, 31 bin 186 sandıkta 754 bulabilmişler. Yalnızca bu 754 sandıktan yalnızca 2 tanesinde sayım döküm cetvelinde eksiklik var. Onda da sandık sonuç tutanağıyla birebir aynı yalnızca imza eksikliği var. Yalnızca iki sandıkta ve 211. sayfada 7 üye şunu da söylüyor, biz diyor ilçe seçim kurullarına yazdık cevaplarda geldi. Yalnızca diyor oy kullanma hakkı olmamasına karşın 706 kişinin diyor oy kullandığını tespit edebildik. İşte kısıtlı, taksirli suçtan hükümlü, tutuklu 46 bin kişi bildirilmişti. 46 bin küsur kişi bildirilmişti. Bunun içerisinden yalnız 706 kişi. Fark 706 olsaydı belki bu önemli olabilirdi ama fark 14 bine yakın. Yani yine seçimin sonucuna müessir bir durum söz konusu değil ve 7 üye en sonunda diyor ki, evet yani biz bundan da bir şey tespit edemedik yani sonuç olarak diyor bir kısım sandık kurullarının başkanlarının kamu görevlisi olmaması sebebiyle biz bunu seçim sonucuna müessir gördük ve bu seçimi iptal ettik diyor. Kararın özü bu. Ben öncelikle şunu vurgulamak istiyorum. Seçmenin iradesinin İstanbul seçiminde nasıl sakatladığına ilişkin bir tek satır dahi kararda yok. Seçmenin iradesi nasıl sakatlandı. Sandık kurulu başkanları bu 754 sandıkta nasıl yanlı davrandı, seçmenin oyunu nasıl değiştirdi, seçmenin oyunu nasıl çaldı? Bir tek cümle dahi yok. Ben ayrıca çarpıcı bir örnek vereceğim. Hani diyorlar ya usulsüzlükler yapıldı ve televizyonlarda kanal kanal bu sayım döküm cetvellerinden bahsediliyor. 108 tane diyor 7 üye. Bunların 18 tanesi boş diyor. Sandık numaraları hepsi kararda yazılı. Yüksek Seçim Kurulunun sitesinden tek tek sonuçları aldık bizde de var sonuçlar. Bizim sitemizde de var. Ama biz YSK’dan aldığımız verileri paylaşacağız, bizdeki verilerle de aynıdır” diye konuştu.
BU NASIL BİR USULSÜZLÜK?
“Sayım döküm cetveli boş olan 18 sandık. Hani sayım döküm cetvellerinin boş olmasını büyük bir usulsüzlük olarak anlatıyorlar ya. 18 sandığın sonucu; Binali Yıldırım 2352 oy. Ekrem İmamoğlu; 2167 oy. Binali Yıldırım bu çeteleler boş dedikleri sandıklarda daha çok oy almış. Çünkü bütün bu sandıklar sayıldı, bütün bu sandıkların sandık sonuç tutanakları yani ıslak imzalı tutanakları YSK’nın sisteminde mevcut. Binali Yıldırım daha çok oy almış. 18 boş sandık var diyorlar ya” şeklinde konuşan Erkek, “ 90 sandıkta da imzalar eksikmiş 108 sandığın 90 sandığında da. Tek tek hepsini gece kontrol ettik. 90 sandığın toplam sonucunu veriyorum. Bunlar iptal gerekçesi değil ama yazıldığı için gerekçede mecburen kamuoyuyla gerçeği paylaşmak zorundayız. 90 sandık sayım döküm cetveli imzasız olan 90 sandığın toplam sonucu; Binali Yıldırım 12017 oy. Ekrem İmamoğlu 11853 oy. Burada da Binali Yıldırım çok oy almış. Kim yaptı bu usulsüzlüğü, bu nasıl bir usulsüzlük, nasıl bir organizasyon ki bu çeteleleri boş olan veya imzaları eksik olan sandıklarda dahi Binali Yıldırım’ın oyları çok daha yüksek çıkıyor? Gelelim 754 sandığa. Kamu görevlisi yokmuş bu 754 sandıkta. Bu 754 sandığın 532’sinde görev yapan sandık kurulu başkanları öğretmen. Özel okullarda, kolejlerde öğretmenlik yapan çocuklarımızı emanet ettiğimiz pırıl pırıl insanlar. 532’den kalanda bankalarda çalışan. Onlar işte Garanti Bankası, Yapı Kredi, İş Bankası, Şekerbank ve geçmiş dönemlerde de, geçmiş seçimlerde de 24 Haziranda da görev yapmış paramızı emanet ettiğimiz, kredilerimizi emanet ettiğimiz güvenilir dürüst insanlar. Şimdi bu pırıl pırıl insanları itham ederek ki bu insanların yaptığı hiçbir usulsüzlüğü de ortaya koyamadan İstanbul seçimini iptal ettiler. Ki, İstanbul’da 76 seçim kurulundan 65’i 24 Haziran’da olduğu gibi eksiklikleri bu güvenilir kişilerle doldurmuş. Çünkü mülkiye amirlerin gönderdiği listelerden mazeret bildirenler olmuş. O ilçedeki kamu görevlilerinin sayısı bazı ilçelerde eksik kalmış ve bunları Yüksek Seçim Kuruluna sorarak yaptı ilçe seçim kurulları Maltepe örneğinde olduğu gibi. Seçmenin kusuru nedir burada, seçmen iradesi nasıl sakatlandı? Seçmen gitti özgür iradesiyle oyunu kullandı o sandıklarda. O sandıkların hepsi sayıldı, yeniden yeniden sayıldı. 2 defa, 3 defa sayım sonuçlarını dahi kabul etmiyor musunuz? İstanbul’da 39 ilçede tüm geçersiz oyları saydınız, 6 ilçede geçerli, geçersiz tüm oyları saydınız, çetelelerinde sorun var dediğiniz sandıkları YSK tek tek inceledi 57 tanesinin tümünü saydırdı. Orada da Ekrem İmamoğlu lehine biliyorsunuz 13 oy çıktı. Peki seçmenin iradesi nasıl sakatlandı? Çok vahim bir durum hukuken. Hüküm veriyor, kısa karar demek hüküm demektir hukukta. O 7 kişi karar verilince dosya kapatılır ondan sonra o hükme uygun o hükümle uyumlu gerekçe yazılır. 7 kişi ne yapıyor? Sanki demokrasiye pusu kurmuşlar, toplanmaya devam ediyorlar, hükmün dışına çıkarak 6 Mayıs’taki Yüksek Seçim Kurulu toplantısında hiç konuşulmamış, iptal gerekçesi yapılmamış konuları da karara sokuyorlar. İşte 108 sandık, sayım döküm cetvelleri, kısıtlılar, bunların hiçbiri aslında hükümde yok. Çok vahim bir tablo hukuk devleti adına. Bu da zaten karşı oyda ciddi şekilde eleştirilmiş. Bir cümle okuyacağım size karşı oydan, çok önemli bir cümle. Bunu bizde söylüyorduk hep. Bu karar yazılmadan önce hep ifade ettik. Yüksek Seçim Kurulunun bu kararına kadar sandık başkanı ve sandık kurulu üyesi atamalarına dayanarak iptal edilen hiçbir seçim yok Türkiye tarihinde. İstanbul seçimlerini siyasi bir kararla iptal ettiklerinin başlı başına bir göstergesi” dedi.
“YASTIĞA BAŞINIZI KOYDUĞUNUZDA NASIL RAHAT UYUYABİLİYORSUNUZ?”
Muharrem Erkek açıklamasının devamında ise, “Aynı Yüksek Seçim Kurulu hatırlayalım referandumda açıkça kanuna aykırı olduğu halde milyonlarca mühürsüz oyu geçerli kabul etti. O zamanki kanun ne diyordu biliyorsunuz sonra değiştirdiler kanunu, düzenleme yaptılar. O zamanki kanun ne diyordu referandumdaki kanun? Sandık kurulları oy pusulalarını eğer mühürlememişse o oy pusulaları geçersizdir. Kanunda yazıyordu. Yasal görevini yapmamış sandık kurulu buna rağmen ne dedi YSK? Ben seçmen iradesini sakatlayamam. Sonuçta o sandıktan bir irade çıkmış. Onun için kanuna aykırıda olsa ben seçimi iptal etmem dedi. İstanbul seçimini niçin iptal ettiniz? Kanuna aykırılık varsa seçmen iradesinin nasıl sakatlandığını kanıtlamadan seçimin sonucuna müessir olayları ortaya koymadan, bunları kimin ve nasıl yaptığını somut kesin delillerle ispatlamadan nasıl bunu iptal edebiliyorsunuz? Sizin sıfatınız yargıç olabilir ama siz hukuk insanı olamazsınız. Yastığa başınızı koyduğunuzda nasıl rahat uyuyabiliyorsunuz? Bu kararda 38 sayfalık, 38 sayfalık karşı oyda, muhalefet şerhinde tam bir hukuk dersi var. Orada hukuk var 7 üyenin yazdığı 12 sayfada siyasi bir irade ve karar var. Yüksek Seçim Kurulunun 7 üyesi bu kararla kendilerini aslında imha ettiler, kendilerini imha ettiler. Kararda çarpıcı bir şey daha var. Bunlar 6 Mayıs tarihli Yüksek Seçim Kurulu toplantısında hiç konuşulmadı, karara dayanakta yapılmadı ama 7 üye tekrar oturmuşlar yeni yeni kararlar ihdas etmişler. Örneğin diyor ki kararda, 6 sandıkta KHK’yla ihraç edilen kişiler sandık kurulu başkanlığı yapmış 6 sandıkta.31 bin 186 sandık içerisinde 6 sandıkta. 3 sandıkta da yine KHK’yla ihraç edilen kişiler üye olarak görev yapmış diyor, toplam 9 sandık diyor. Bunu da çok önemli görerek yazmış. 9 sandıkta KHK’yla ihraç edilen kişiler görev yapmış. Bu sandık kurulu başkanlarını, üyelerini kim belirledi, kim atadı? Sayın Ekrem İmamoğlu mu, biz mi, seçmen mi, kim belirledi? İlçe seçim kurulları belirledi. İlçe seçim kurullarında AK Partinin de seçim kurulu üyeleri var bizim olduğumuz gibi. Orada isim isim kimlerin görev aldığı yazıyor. Hani bilmiyoruz diyorlar ya hayır herkes biliyor. Bu insanların24 Haziran’da da görev yaptığını biliyoruz. O 9 sandığa da baktık hani KHK’yla ihraç edilmiş kişiler görev yapmış, usulsüzlük yapılmış, kumpas kurulmuş ona da baktık. Allah’tan sandıkları da yazmışlar kararda sandık numaralarını. Biz biliyoruz ama yazmışlar. KHK’lı sandık kurulu başkan ve sandık kurulu üyesi 9 sandık var. 31 bin 186 sandıkta 9 sandık. Hani usulsüzlük yapılmışsa yani Ekrem İmamoğlu’nun çok yüksek oy alması lazım. 9 sandığın sonucu; Binali Yıldırım 1233 oy. 9 KHK’lı var bu sandıkta. 1233 oy Binali Yıldırım, 1188 oy Ekrem İmamoğlu. Nasıl usulsüzlük yapılmış burada? Lütfen milletin aklıyla alay etmeyin. Öyle şeyler söylüyorsunuz ki, kendi seçmeninizle, kendi tabanınızla bile, onlara bile saygısızlık yapıyorsunuz. Kendi sandık kurulu üyelerinize saygısızlık yapıyorsunuz partinizin. O görev yapan pırıl pırıl insanları suçluyorsunuz. Ayıptır, günahtır, yazıktır. Gerçekten Türkiye’ye yazık etmek istiyorlar ama buna asla müsaade etmeyeceğiz. 754 sandıkta da Binali Yıldırım’ın açık ara önde olduğu sandıklarda var. Çok doğaldır bunlar. Bizim güçlü olduğumuz yerlerde biz öndeyizdir, AK Partinin güçlü olduğu yerlerde AK Parti öndedir. Asıl tabi acı olan, her şey belgesiyle ortadayken böyle bir kararın verilebilmesi.  Bu artık bir demokrasi mücadelesi. Bu tüm Türkiye’nin bir demokrasi mücadelesi. Hangi siyasi partiden, hangi siyasi görüşten, hangi inançtan, hangi düşünceden, hangi kökenden olursa olsun İstanbul seçmeninin 23 Haziran’da bir hakkı teslim edeceğine yürekten inanıyoruz. O hak teslim edilecek. Herkes rahat olsun, herkes sandığa gitsin oyunu kullansın. Biz her bir oya sahip çıkacağız. YSK bu seçimi iptal etti ama son sözü İstanbul seçmeni söyleyecek 23 Haziran’da ve her şey çok güzel olacak” dedi.