“Önemli olan iyinin peşinde koşmak”
‘Neden izcilik?’ sorusuna İzci Çoban, “Ben nitelikli bir şekilde bu çocukları toparlayamazsam, birileri kötü dokunacak. Her çocuk benim çocuğum, sizin çocuğunuz. Çocuklar bizim geleceğimiz, dünyanın geleceği. Bu ille izcilik ile olacak diye bir şey yok, ben yol olarak izciliği seçtim. Önemli olan iyinin peşinde koşmak” cevabını verdi.
Kale Gençlik Derneği Başkanı, Trakya İzciler Birliği Federasyonu Genel Sekreteri Sema Çoban 2001 yılından beri hem yurt içi, hem de yurt dışında edindiği izcilik deneyimlerini, izciliğin ne olduğunu, kazanımlarını anlattı.
Temel hatları ile izciliği açıklar mısınız?                            
“İzcilik, dil, din, ırk ayrımı gözetmeden, gönüllülük esasına dayalı,  dünyada kırk milyon civarı katılımcısı bulunan üniformalı bir gençlik faaliyetidir. İzci fuları bizim simgemizdir. İşlevselliğini önemsiyoruz, kampta en yakın yardımcımızdır. İlk yardım uygulamalarında, oyunlarda kullanıyoruz. Çakımız, pusulamız, izci defterimiz ve düğüm ipimiz her zaman yanımızda bulunur. İzcilik bireye el becerisi ve kendine yetebilme anlamında donanım kazandırıyor. Kamplarda kendi yaşam alanlarımızı kendimiz kuruyoruz. Evlerdeki konforlu alanlarımızı arazide de yaratmaya çalışıyoruz.  Günlük faaliyetlerimizde atacağımız kolay atılan kendiliğinden çözülmeyen ama bizim bir hamlemizde çözülen düğümlerimizi kullanıyoruz. Andımız var. ‘Tanrıya ve vatanıma karşı vazifelerimi yerine getireceğime, izcilik türesine uyacağıma, başkalarına her zaman yardımda bulunacağıma, kendimi bedence sağlam, fikirce uyanık ve ahlâkça dürüst tutmak için elimden geleni yapacağıma şerefim üzerine ant içerim.’ Zaten bu bir izcinin nasıl biri olması gerektiği ile ilgili her şeyi veriyor.”
İzcilik sadece ormanda kamp atmak olmasa gerek ya da sadece bir spor dalı…
 “İzciliğin genel tanımı ‘uluslararası eğitimsel bir gençlik hareketidir’ diyerek biter. İzciliğin kurucusu Lord Baden-Powell şöyle demiştir: ‘Açık havada geçirilecek bir haftalık kamp, altı ay boyunca salonda verilecek teorik eğitimden üstündür.’ İzcilik asla bir spor dalı değildir; yer, zaman ve şartlara göre değişkenlik gösteren (informal) bir eğitim sistemidir.  İzcilik; kültür, sanat, bilim, teknoloji, bilişim, spor, felsefe, ahlak, müzik, oyun, karakter eğitimi, yetenek/beceri gelişimi, mimarlık-mühendislik, ilkyardım­ sağlık, beslenme, plan-program-tasarım, sosyoloji, pedagoji, düzen, disiplin, adalet, demokrasi, kurumsal kimlik, denizcilik, havacılık, vatandaşlık ,yenilebilir enerji kaynakları, doğal ekolojik sistem, meteoroloji, jeoloji, biyoloji, astronomi, sürdürülebilir permakültür yaşam, hayat boyu öğrenim ve öğretim, organik  tarım ve hayvancılık gibi birçok farklı olguyu, insani duygular ve dürüstlükle harmanlar ve dinamize ederek belirli bir metot dahilinde insanlığın iyiliği için kullanıma sunar. Hepsi bir araya gelerek doğacı bir yaşam ve düşünce biçimine dönüşür.
Çanakkale’de ne kadar zamandır aktif çalışıyorsunuz?
2016 yılı Ekim ayından itibaren federasyona bağlı olarak çalışmalar yürütüyoruz. Farklı branşlarda da çalışıyoruz ama ana faaliyet konumuz izcilik.  Gençlik Derneği çatısı altındayız. Çok sayıda kamplar ve eğitim faaliyetleri düzenledik. Şu anda üç ayrı grubumuz var.  Dördüncü grup olarak da bir lise grubu kuracağız.   Farklı okullardan derleme 9-12 yaş arası kale izci oymağımız var.  Hepsi farklı okullardan bir araya geldi sadece küçük izci kümesi tek bir okulun üçüncü sınıflarından toparlandı. Bir de Küçükkuyu’da 9-12 yaş arası bir grubumuz var. Kale Gençlik Derneği olarak Çanakkale yerelinde çocuklarımıza bütün izcilik kazanımlarını elde etmeleri için çaba gösteriyoruz. Yerel sistemlerin bizi fark ederek desteklemesi, çok daha güzel işler yapmamız için bizi cesaretlendirecektir. Dünyaya dokunmamız lazım. Bu da izcilikle mümkün.”
Aslında yaşayarak yaşatarak öğretiyorsunuz diyebilir miyiz?
 “Geçtiğimiz hafta Kepez’de bir eğitim kongresinde katıldım. Köy Enstitüleri ve Eğitimde Yeni Arayışlar Kongresi. Yeni arayışları temsilen oradaydım. İzciler Köy Enstitülerinin modern zaman temsilcileridir. Yaparak yaşayarak öğrenme metodu ile bireye farklı donanımlar kazandırıyoruz.”      
Ekonomik bir dar boğaz var malum, sizin derneğinize nasıl üye olacağız, bir ücreti var mı?
“Derneğimize üye olmak isteyenler için iki durum var. İzci mi olmak istiyor, lider mi olmak istiyor? Mevcut izci oymağımız var,  federasyonun resmi sitesinde formlar var. Veli onayı şart.  Veliler ile iletişimi çok önemsiyoruz. Form, bir foto ve kimlik fotokopisi ile kayıt yapıyoruz.  Bizim çalışma grubumuz 9 yaştan başlıyor.  Bizler gönüllüyüz o yüzden aylık ücretimiz yok. Ama kampa gittiğimizde masraflarımız oluyor.  Sponsor bulamazsak yeme içme masraflarımız oluyor.  Bu masrafları aramızda bölüşüyoruz. Geriye bir tek üniforma almak kalıyor.  Hemen hemen her hafta sonu topluyoruz.  Eğitim öğretim dönemi bittiğinde biz de ara veriyoruz. Ulusal ve uluslararası kamplarımız oluyor.  Yurtdışı deneyimlerimiz var.”
Aileler için güvenlik en önemli detayların arasında yer alıyor, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
“Gecelemeli kamplarımızda muhakkak gece nöbetleri tutuyoruz. Üstü açılan çocuğumuz oluyor, hastalanan çocuğumuz oluyor, bunların hepsini sürekli kontrol ediyoruz. İlk yardım eğitimlerimiz de var.”
İzci nasıl biridir, var mıdır böyle bir kalıp?
“İzciliğin ciddi kazanımları vardır. Biz bir çocuğun eğitim öğretim hayatını çok önemsiyoruz. Okul olmazsa olmaz. Ancak biz, özgüven becerisi, ekip çalışmasını da kazandırmaya çalışıyoruz. Çocuk okul hayatında çok zeki olabilir ama asosyaldir. İzcilik sosyalleşme anlamında da ciddi kazanımlar sağlıyor. Biz oba düzeni ile yaşamsal becerileri kazanmasını istiyoruz. Her gün en az bir iyilik yapmak gibi bir düsturumuz vardır. Bunu gözeterek gününü geçiren bir insanın da kötü bir insan olabileceğine de inanmıyorum.  Sağduyulu bir vatandaş olur. Aslında sadece iyi bir dünya vatandaşı yetiştirmek için çaba sarf ediyoruz.  Yardım kampanyalarına katılarak farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz.”
İzcilik çocukların dünyasında eminim yeni kapılar açıyordur.
“Çocukları gözlemliyoruz. Okulda uyum sorunu olan bir çocuğumuzun kamp içerisinden son derece uyumlu, meraklı olduğunu gördük. Aslında çocuğun toprağa doğal hayata ihtiyacı varmış. İlaç kullanan bir çocuğun da ilaç ihtiyacına gerek kalmadığını da gördük,  doktoru ilaca gerek olmadığını dile getirmişti. Ailenin mutluluğunu size anlatamam. Her çocuğun kendi dünyası var, o dünyaları aydınlatsak her türlü sorunu çözebiliriz.”
Peki ya siz, neden izcilik?
“Ben nitelikli bir şekilde bu çocukları toparlayamazsam, birileri kötü dokunacak. Her çocuk benim çocuğum, sizin çocuğunuz. Çocuklar bizim geleceğimiz, dünyanın geleceği. Bu ille izcilik ile olacak diye bir şey yok, ben yol olarak izciliği seçtim. Önemli olan iyinin peşinde koşmak. Emeklerim tüm çocuklara helal olsun.  Nice nice çocuklar geldi geçti elimden. Hepsi şükranla dönerler bana da bu yeter.”
Röportaj: Dilek Akşen