Tarım ve Orman Bakanlığı’nın "Yerel Çeşitlerin Kayıt Altına Alınması, Üretilmesi ve Pazarlamasına Dair Yönetmelik"i Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Türkiye'deki yerel bitki çeşitlerinin pazarlanması için ambalajlarında "yerel çeşittir" ibaresi ve logosu yer alacak. Özellikle hastalıkla mücadele noktasında üreticinin çok sıkıntılar çektiğini ve bu uygulamanın bu anlamda da çok önemli olduğunu ifade eden Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya, “Neslimize nasıl sahip çıkıyorsak, yerli tohumlarımıza öyle sahip çıkmalıyız.  Bence, yabancı firmaların tohumlarını kullandığımızda bunun yanında hastalıklar da geliyor. Yerli tohumu geliştirir ve kalitesini artırırsak, üreticiyi her sene hastalıkla mücadele derdinden de koruruz” dedi.

Yerel bitkilerin genetik erozyonlarını engellemek amacıyla çeşitlerin kayıt altına alınması, tohumluklarının çoğaltımı, pazarlanması, idamesi ve sürdürülebilir kullanımıyla ilgili kurallar getirerek, ticareti yapılacak yerel çeşit tohumluklarının üretimiyle bunların piyasaya arzı ve bu konudaki denetimlere ilişkin usul ve esaslar, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından belirlendi.  Bu uygulama ile tarla, bağ-bahçe ve diğer bitki türlerine ait yerel çeşitlerin korunmasını sağlamak amaçlanıyor.

Artık, kayıt altına alınmış yerel çeşitlerle ilgili işlemler bakanlığın izin ve denetimi altında gerçekleştirilecek. Yerel tohumlar "kamu malı" sayılacak. Tohumluklar ambalajlanarak ve etiketlenerek menşe bölgesinde üretilecek ve "Yerel Çeşit Sertifikası" ile pazarlanacak. Paketlenen tohumlukların ambalajlarında "yerel çeşittir" ibaresi ve bakanlıkça tasarlanan logo bulunacak.
Menşe bölgesinde olmak şartıyla gerçek kişilerin ihtiyaç miktarları kadar tohumluk üretimi ve kendi aralarındaki tohum takasında bakanlığın izni aranmayacak. Yerel çeşitlerin tescil başvurusu sadece bakanlığa ait araştırma enstitülerince yapılacak. Araştırma enstitüleri yerel çeşit olarak tescil ettirmek istedikleri tohumlukları kayıt altına alınmak üzere Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne (TAGEM) bildirecek. Kayıt altına alınan yerel çeşitlerin tohumlukları menşe bölgesindeki bakanlığın ilgili kuruluşu Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) veya araştırma enstitüsünce üretilip pazarlanacak. Yerel çeşitlerin tohumluklarının üretimini yapacak kuruluşların, Tohumculuk Sektöründe Yetkilendirme ve Denetleme Yönetmeliği çerçevesinde üretici-yetiştirici belgesi alma zorunluluğu olacak. Yerel Çeşit Kayıt Listesi'nde yer alan yerel çeşitlerin tohumlukları için üretim miktarları TAGEM'e yapılacak talepler doğrultusunda belirlenecek. Tohumlukların üretildikleri sezon içinde sertifikalandırılmaları gerekecek. Yerel çeşitlerin yurt içi satış bedelleri ve şartları TAGEM tarafından belirlenecek Kabul edilen başvurularda veya kayıt altına alınan yerel çeşitler hususunda başvuran kişiyle üçüncü kişiler arasında yaşanabilecek her türlü hukuki sorunda sorumluluk başvuran kişiye ait olacak.

“TOHUM ÇOK KIYMETLİ”
 Konu ile ilgili görüş veren Ziraat Odası Başkanı İsmail Kaya, “Neslimize nasıl sahip çıkıyorsak, yerli tohumlarımıza öyle sahip çıkmalıyız. Bakanlık’ta bu konu üzerinde çok ciddi çalışmalar yürütülüyor. Tohum kıymetli, ama genetiği ile oynanmamış tohum çok daha kıymetli. Bölgemizde üretim esnasında, üreticiyi en çok uğraştıran şey hastalıktır.  Hangi hastalıklar ile mücadele ettiğine bakıyoruz ve görüyoruz ki, yıllar öncesine ait olan değil, bir önceki ya da ondan önceki yıl olan hastalık ile mücadele ediyor. Her sene yeni hastalıklar meydana çıkıyor.  Şu benim kişisel fikrimdir ki, yurt dışından aldığımız tohumlar bence kendi hastalıkları ile birlikte geliyor.  Tohum firması tohum satıyor, ayrıca bir sonraki yıl satacağı ilacın da iyi geldiği hastalığı satıyor.  Büyük tohum firmaları sahipleri, aynı zamanda ilaç firmalarının da sahibi. Bu zalimcedir. İşte bu kötü düşüncelerden kurtulmak için kendi yerel tohumlarımızı geliştirerek, üretmeliyiz. Yerel tohumlara sahip çıkmak gerekiyor. Tohum sektörü gelişen ve değişen sektördür. Bu sektöre ciddi bir bütçe ayırıp, yatırım yapmak gereklidir.  Ayrıca, tohumun hastalıklar ile mücadele noktasında direncini artırmamız gerekiyor” dedi.

Özel Haber: Dilek Akşen