“Başarılı olacağımıza inanıyorum”
Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, belediye meclis salonunda basın mensupları ile bir araya gelerek, Kirazlı’da devam eden altın ve gümüş madenciliğine dur demek için başlatılan “Su ve Vicdan Nöbeti”  hakkında değerlendirme yaptı. Başkan Gökhan, belediye, sivil toplum, meslek odaları, kent konseyince yapılan çevre mücadelesinin kronolojisini, 2001’den başlayıp son nöbete kadar tarih tarih aktardı.

Başkan Gökhan gerçekletirdiği basın toplantısında, “26 Temmuz 2019 günü başlayan Su ve Vicdan Nöbeti’nin bugün 14. günündeyiz. Bu mücadele yeni değil! 2001 yılından beri mücadele sürdürülüyor. Bu güne kadar neredeydiniz? Biz bunu çok gördük, çok söyledik ama siz duymadınız! Bize bu soruyu soruyorlar ama biz bunları çok anlattık, siz duymadınız. Biz zamanında Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e konuyu aktarmıştık. Kendisine, ‘Sayın Cumhurbaşkanım helikopterle giderken lütfen aşağıya bakarsanız kötü görüntüleri görmüş olacaksınız’ demiştim. Bunun kayıtları bulunmaktadır. Bu konular hep örtülmeye çalışıldı.  Kazdağları’na destek veren herkese teşekkür ediyorum. Başarılı olacağımıza inanıyorum. Bu vicdansızlığa insanoğlu evet demeye devam etmez diye düşünüyorum” açıklamasında bulundu.
 
“Başarılı olacağımıza inanıyorum”
Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, 26 Temmuz 2019 tarihinde Çanakkale'nin tek içme ve kullanma suyu olan Atikhisar Barajı havzasında faaliyet yürüten altın madenine karşı başlatılan “Su ve Vicdan Nöbeti” hakkında basın toplantısı düzenledi.
Başkan Gökhan,  uzun yıllardır bu mücadeleyi sürdüklerini dile getirerek, “26 Temmuz 2019 günü başlayan Su ve Vicdan Nöbeti’nin bugün 14. Günü… Önce Kazdağları ve ardından tek içme suyu kaynağımız Atikhisar Havzası üzerinde süren metalik madencilik faaliyetlerinin doğuracağı olumsuzluklara dikkat çekmek üzere, birlikler ve dernekler bu mücadeleyi sürdürmekteyiz. Uzun yıllardan beri bu mücadeleyi sürdürmekteyiz. Bu mücadele yeni değil! 2001 yılından beri mücadele sürdürülüyor. 9 yıldan bu yana halkımıza Kazdağları gezileri düzenleniyor, Fuarlarda Kazdağları’nı tanıttık, Kazdağları’nın Endemik Bitkilerini kitaplaştırdık, bilgi broşürleri hazırladık ve dağıttık, Atikhisar’ı ve bizleri bekleyen tehlikeye dikkat çekmek için, öncesi ve sonrası kitapçığı hazırlayıp dağıttık, Okullara Kazdağları’nda yetişen elmaları dağıttık Kent içinde afiş ve billboard çalışmaları ile tehlikeyi sürekli gündemde tutmaya çalıştık. Bu güne kadar neredeydiniz? Biz bunu çok gördük, çok söyledik ama siz duymadınız! Bize bu soruyu soruyorlar ama biz bunları çok anlattık, siz duymadınız. Biz zamanında Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e konuyu aktarmıştık. Kendisine, ‘Sayın Cumhurbaşkanım helikopterle giderken lütfen aşağıya bakarsanız kötü görüntüleri görmüş olacaksınız’ demiştim. Bunun kayıtları bulunmaktadır. Bu konular hep örtülmeye çalışıldı. Kazdağları’na destek veren herkese teşekkür ediyorum. Başarılı olacağımıza inanıyorum. Bu vicdansızlığa insanoğlu evet demeye devam etmez diye düşünüyorum” açıklamasında bulundu.
“PROTOKOL GEREĞİ DE BU ALAN BİZİM SORUMLULUĞUMUZDA”
Atikhisar Barajı konusunda da açıklama yapan Başkan Gökhan, “Bu noktada kafaları bulandırmaya çalışıyorlar. Bir tanesi, oranın Atikhisar ile ne alakası var deniyor. Atikhisar ile bu konunun çok alakası var. ÇED sınırı bizim koruma havzamızın içerisinde. Bu 6 bin dönümlük bir alanı ifade ediyor. Biz bu faaliyetlerin bizim alanımız içerisinde olması nedeni ile müdahil oluyoruz. Bu konuda neye dayanıyoruz? Enerji Tabi Kaynaklar Bakanlığı ile DSİ 25. Bölge Müdürlüğü arasında bir protokol hazırlamışlar. Bu protokol 2000 yılına ait bir protokol. Onun 6'ya 5. Maddesinde; ‘Arıtma tesislerinden halkın kullanımına sunulan suyun sağlık koşullarına uygunluğunun sağlanması Çanakkale Belediyesinin sorumluluğundadır. Atikhisar Barajından içme ve kullanma suyu amacı ile alınan suyun kalitesi konusunda DSİ'nin hiçbir kalite taahhüdü olmayıp, membaında ve mensapta meydana gelebilecek kirlenme ve müdahaleler DSİ sorumluluğu dışındadır. Dolayısı ile baraja en ufak etki edecek eylem ve işleme müdahale etmek bizim sorumluluğumuzda. Ben bu protokol gereği mücadele ediyorum” dedi.
“O EKOSİSTEMİ KURMAYA ALTIN YETMEZ”
Başkan Gökhan açıklamasına şu ifadeler ile devam etti.
 “Burada gündeme gelen bir başka konu da; burası Kazdağları değil deniyor. Bizim konumuz Kazdağları konusu değil. Bizim konumuz Çanakkale'nin içme suyu barajının tepesindeki siyanürlü altın madenciliği işletmesi konusu. Kazdağları olur, Alp Dağları olur, Balaban Tepesi olur, Radar Tepesi olur, bu hiç önemli değil. Ama bilimsel olarak da üniversitemizin akademisyenleri bunu yayınlamışlar. Bu sistemin bir ekosistem olduğu, Kazdağları denilen bölgenin devamı olduğu ve Biga Yarımadasının tamamını kapsadığına dair bilimsel bir sunum var. Burası bir ekosistem.”
“ORADA KİRLİ TOPRAĞI BIRAKACAKSIN”
“Sonuç itibari ile mücadelemiz devam ediyor. Çok ciddi ve çok yoğun destekler geliyor. Bu iş uluslararası arenaya da taşındı. Sanatçılar destek veriyor. Biliyorsunuz 18 Ağustos günü Sayın Fazıl Say'ın Balaban'da bir konser vermesi ve orayla ilgili bestesini seslendirmesi söz konusu olacak. Bugün Sayın Meral Akşener de geliyor. O da desteklerini sunacak. Bizim buradaki hedefimiz, o topraklara bir gram bile siyanür düşmesini engellemek. Çünkü bunun geri dönüşü yok.”
Dilek Akşen