Saat Kulesi Meydanı'nda düzenlenen anma programı, Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, Belediye Başkan Yardımcısı İrfan Mutluay ve çok sayıda duyarlı vatandaşın katılımıyla gerçekleşti. Anma töreni, Hrant Dink'in ölüm yıldönümünde dostları, sevenleri ve Çanakkale halkını bir araya getirdi. Saat Kulesi Meydanı'nda düzenlenen etkinlik, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Ardından, Hrant Dink'in hayatına dair anılarını içeren bir sinevizyon gösterisi izlendi. Gösteride, Dink'in gazetecilik kariyerinden kesitler, dostlarıyla geçirdiği anılar ve toplumsal barışa olan katkıları anlatıldı.

Tetiği Çektirenlerin Karanlığını Aydınlatmak İstiyoruz

Anma töreninde açıklama yapan   İnsan Hakları Savunucusu Esin Koman  “17 yıl geçmesine rağmen adalet arayışımız sürdüğü için, tetikçi serbest bırakılıp, gerçek katiller saklansın istemediğimiz için buradayız. Çanakkale’de yaşayan halkların geçmişte bu meydanda toplandığı, Doğu illerine yola çıkarılıp zorla gönderildiği, sevdikleriyle son kez sarılıp, burada vedalaştığını bilenler bilir. Şahidimizdir yine saat kulesi, tarihçiler kaydını, vicdanlı insanlar sadece bunların yasını tutar. Ömürler geçer gider, kötücül anlar ise ortada kalakalır. Türkü olur, şiir olur, hikâyesi filme konu olur, gelir vakti saati, akıllarda mıh gibi çakılı durur. Çünkü sebat kelimesi İstanbul’da bir apartman isminden çok daha fazladır kimileri için. Doğduğu, sevdiği ülkesini, toprağını, buraya gömülmek isteyecek kadar sevenlerin, kendi vatanı bilenlerin, Türk olmasa da, insan evladı olduğu için bunu hak ettiğini bize gösterdiği için bizler buradayız, çünkü Hrant’ın arkadaşlarıyız. Hrant Dink, devletin ve devletle aynı dalga boyunda düşünen, hisseden, refleks gösteren kesimlerin sinir uçlarına dokunan, harekete geçiren 1915 Ermeni Soykırımı’nın tanınması talebinde ısrarcı olmak yerine Türkiye’nin demokratikleşmesi gereğini savundu. O ilk kez topluma bir Ermeni olarak, Ermenilerin tarihsel ve bugünkü varlığını, yaşadıklarını, Türkiye’de bir Ermeni olmanın ne demek olduğunu anlattı, iki halk ve iki ülke arasında diyaloğu savundu, birbirimizi anlamamızı istedi, sürekli bunun için çağrı yaptı. Türkiye’de ilk olarak bir kişi televizyon ekranlarında bir Ermeni olarak konuştu, tüm açıklığıyla derdini anlattı. Gazeteciliğine, barış diline, kardeş fikrine bugünlerde daha çok ihtiyaç duyuyoruz. Şu anda ne kadar çok arkadaşın mahpusta bir bilsen, o günlerde duyduğun güvercin tedirginliğini, şimdilerde daha iyi anlıyoruz. Hrant Dink insan hakları ve ırkçılık, ayrımcılık karşıtı mücadelemizin her zaman doğal bir destekçisi oldu. O, ırkçılık, nefret ve önyargının düşmanıydı, gerçeklerden, haktan, adaletten yana olanların dostuydu. Yoksa medyanın önüne atılan, sözde kahramanlarla birlikte fotoğraf çektirme yarışına girişen devletin memurlarına emanet edilmiş tetikçileri değil, onlara silah verenlerin, tetiği çektirenlerin karanlığını aydınlatmak istiyoruz. Kimlerin, bunu neden yaptığını öğrenmek istiyoruz” dedi.

Murat Çağlayan