Kasım Ayı olağan Meclis toplantısının açılış konuşmasını yapan ÇTSO Meclis Başkanı Osman Okyay konuşmasının başında İsrail’in gazze katliamını kınayarak derhal bir ateşkesin yapılmasının gerektiğini ifade etti. Okyay İsrail’in Gazze katliamı’ın durdurulması gerektiğinin altını çizerek şunları söyledi. “Hemen yanı başımızda, Filistin’de bir insanlık dramı yaşanıyor. Birleşmiş Milletlere göre hayatını kaybedenlerin sayısı 10 bini aşmış durumda. Çok acil bir ateşkese ihtiyaç olduğu apaçık. Biz de en kısa zamanda bu savaşın bir son bulmasını ve iki taraf arasındaki sorunun barışçıl bir çözüme kavuşturulmasını temenni ediyoruz. Filistin’de ve benzeri ezilen ülkelerde yaşananlar, toprak bütünlüğünün, bağımsızlığın ne denli önemli olduğunun bir kanıtı. Eğer bugün biz, ülke olarak benzer bir durumdan çok çok uzakta isek bunun en büyük nedeni, Kurtuluş savaşımız ve sonrasında kurulan Cumhuriyetimizdir. Bu vesile ile Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını bir kere daha rahmet ve minnet ile anıyorum.” dedi.

Petrol ve enerji fiyatları ve ekonomiyi değerlendirdi

Türkiye’nin yanı başında devam eden İsrail Filistin çatışması ve rusya Ukrayna savaşının etkilerinin özellikle petrol ve enerji fiyatlarının arttığına dikkat çekerek “İsrail ve Filistin arasındaki çatışmaların yanı sıra ikinci yılına giden Rusya – Ukrayna Savaşı da dünyada gerginlik yaratmaya devam ediyor. Makro ekonomik dengeleri etkileyen bu iki önemli faktör, Türkiye’de de iç piyasa üzerinde etkili oluyor. Çünkü petrol fiyatı ve dolayısıyla enerji maliyetleri artıyor. Enerjinin yanı sıra kullandığımız ithal girdilerin maliyetlerinde de önemli yükseliş yaşanıyor. Bunların yalnızca üretim için değil; günlük yaşamda vatandaşın kullandığı, satın aldığı her şey üzerinde de aleyhte bir etkisi var. Konut giderleri de ulaşım giderleri de vatandaşın markette doldurduğu filenin maliyeti de hep artıyor. Dolayısıyla bu da enflasyonu körüklüyor. Burada uzunca bir süre Türkiye’nin düşük faiz politikasının yanlışlarını konuştuk, hep birlikte eleştirdik. Şimdi yeni ekonomi yönetimimiz enflasyonu düşürmek için yüksek faiz politikasına geçiş yaptı. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, son olarak 26 Ekim’de gerçekleştirdiği toplantıda politika faizini 500 baz puan artırarak yüzde 35’e çıkardı. Buna rağmen Türkiye İstatistik Kurumu-TÜİK verilerine göre ekim ayında yıllık enflasyon yüzde 61,36, aylık enflasyon ise yüzde 3,43 oldu. Atılan tüm olumlu adımlara rağmen enflasyonda başladığımız noktaya, yani 2021 eylül ayındaki seviyeye, iki yıldan önce dönemeyeceğimiz belirtiliyor. Enflasyonu kontrol altına almanın uzun ve zorlu bir süreç olacağı anlaşılıyor.Öte yandan faizin daha yükseltilmesinin piyasada durgunluğu artıracağı da muhakkak. Bu da büyüme oranının düşmesi anlamına geliyor.  Dolayısıyla bugün ekonomi yönetiminin enflasyon mu büyüme mi sorusunun cevabını düşük enflasyondan yana kullandığını söylemek yanlış olmaz ki bu da doğru bir tercih.2024 yılının arifesinde, Merkez Bankası faiz oranlarını reel düzeye çekerek enflasyonu kontrol altına almaya çalışırken, hükümetin de bütçe politikaları ve yapısal reformlarla büyümeyi desteklemesinin önemli olduğunu belirtmek istiyorum.”dedi.

Tüm Zorluklara Rağmen İş Dünyası Olarak Üretmeye Devam Ediyoruz

Okyay tüm olumsuzluklara petrol ve enerji maliyetlerinin artmasına rahmen sanayici ve işadamları olarak üretmeye gayret ettiklerini ifade ederek “işadamları Reel kesimin, sanayinin içinde bulunduğu tüm zorluklara rağmen sanayicimiz, iş insanlarımız yılmadan bıkmadan üretmeye, değer yaratmaya gayret ediyor.Bildiğiniz gibi İstanbul Sanayi Odası geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu sıralamasını açıkladı. Şehrimizin iki büyük sanayi kuruluşu Dardanel Önentaş Gıda ve Altınkılıç Gıda da 2022 yılında gerçekleştirdikleri üretimden satış rakamıyla bu listede yer almaya hak kazandı. Üretim ve istihdama sağladıkları katkı için her iki firmamıza da teşekkür ediyor ve başarılarından dolayı kutluyorum.” dedi.

 

Atamızın “Üretmeye Mecburuz” İfadesinin Ne Kadar Doğru Olduğu Ortada

 

Kasım Ayı ÇTSO Meclis toplantısında konuşan ÇTSO Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Semizoğlu’ da konuşmasının başında Gazze’de yaşanan insanlık dramını değerlendirerek “Gazze’de yaşanan ve 57 İslam ülkesinin izlediği insanlık dramının bir an önce son bularak kalıcı barışın sağlanmasını temenni ediyorum.” dedi. Konuşmasında ÇTSO seçimleri üzerinden bir sene geçtiğini ifade ederek ekonomi ile ilgili değerlendirmeler yaptı.”Kötü bir yıl geçirdik” diyen Semizoğlu konuşmasına şu cümleler ile devam etti.“Türkiye Yüzyılına girerken umudumuzu canlı tutuyoruz ama daha temkinli ve dikkatli olmamızı gerektiren bir döneme de giriyoruz. Finansmana erişim daha maliyetli ve zor olacak. Bu yüzden ayağımızı yorganımıza göre uzatmamız, büyük risklere girmememiz ve tüketim alışkanlıklarımızı gözden geçirmemiz gerekiyor. TÜFE’deki değişimin 2023 yılı Ekim ayında bir önceki aya göre %3,43, bir önceki yılın Aralık ayına göre %55,00, bir önceki yılın aynı ayına göre %61,36 ve on iki aylık ortalamalara göre %54,26 olduğu açıklandı. Ticaret Bakanlığımızın açıkladığı geçici verilere göre 2023 yılının Ekim ayında İhracatımız ise %7,4 oranında artarak 22 milyar 873 milyon dolar, ithalatımız ise, %1,3 oranında artarak 29 milyar 594 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu verilere göre dış ticaret açığımız 6,7 milyar dolar seviyesinde ve yine Atamızın “üretmeye mecburuz” ifadesini doğruluyor.” dedi.

 

Üyeler Sektörel Sorunlarını Aktardı

 

ÇTSO Kasım Ayı meclisi açılış konuşmalarının ardından Hesapları İnceleme Komisyonu Üyesi Ersin Vural tarafından, Hesapları İnceleme Komisyonu’nun 2023 Ekim ayı mizanı ile ilgili rapor okundu ve mizanının tetkik ve onayı yapıldı. Meclis Üyesi Armağan Aydeğer, Turizm sektörünün 2023 yılının geçtiğimiz yıllara göre oldukça verimli geçtiğini fakat gıda girdilerinin büyük bir çoğunluğu %1 KDV oranı ile vergilendirilirken konaklama sektöründe kesilen faturalar konaklama ve yemek hizmetlerinde %10 KDV, toplantı, organizasyon kalemlerinde %20, eğer hizmet konaklama ile birlikte veriliyorsa ayrıca %2 ilave konaklama vergisine tabi olması turizm sektörünün en büyük sıkıntısı olduğunu dile getirdi.

Murat Çağlayan