Mecliste seçim sonucu tartışması nedeni ile zaman zaman tansiyon tavan yaparken Seçimler sonrasında AK Parti İl Başkanı Naim Makas ile Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın sosyal medya üzerinden atışmasına neden olan “Bavulunu Hazırla”  konusu da meclise gündemine taşındı.  Naim Makas’ın Belediye Başkanı Ülgür Gökhan için hazırlattığı ve Meclis üyeleri ile Belediyeye yolladığı Bavul güvenlik engeline takıldı ve meclise salonuna alınmadı.
 
85 MİLYON İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ
 
Çanakkale Belediyesi Haziran ayı Belediye Meclisi toplantısı, Çanakkale Belediyesi Yeşil Yerel yönetim Binası Meclis Toplantı Salonunda yapıldı. Meclis toplantısına seçim sonuçları tartışması damga vurdu. Çanakkale Belediye Meclisinin açılış konuşmasını Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan yaptı. Gökhan Mayıs ayının değerlendirmesini yaparak Mayıs ayında Türkiye için önemli olan iki seçimin yapıldığını 28. Mayıs seçimleri sonucunda da Türkiye’nin 13. Cumhurbaşkanı nın Recep Tayyip Erdoğan’ın seçildiğini ifade ederek seçimlerin hayırlı olması temennisinde bulundu. Çanakkale Belediye Başkanaı Ülgür Gökhan’ın açılış konuşmasının ardından söz AK Parti Çanakkale Belediye Meclisi Grup Başkanvekili Esra Yüksel seçim sonuçlarını değerlendirdi kendilerine oy veren vermeyen herkes için çalışmaya devam edeceklerini söyledi. Esra konuşmasında şu cümlelere yer verdi. Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimi ülkemize ve güçlü demokrasi geleneğimize yakışır şekilde tamamlandı. Milletimiz kararını verdi, meclis ve Cumhur uyumu, istikrar, istikbal dedi. Sorunlar varsa da bunu çözecek olan Erdoğan liderliğindeki Cumhur İttifakı'dır dedi. Yirmi bir yıl olduğu gibi yine milletimizin büyük teveccühüne olan birlikte yol yürümekten büyük onur ve gurur duyduğumuz genel başkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı AK Parti teşkilatlarını, cumhur ittifakının tüm paydaşlarını tebrik ediyoruz. Karşımıza çıkardıkları adayla zaferimizi taçlandıran CHP teşkilatlarına da teşekkürlerimizi sunuyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin kıymetli Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun mücadelesini ve genel başkanlığını da desteklediğimizi buradan ilan ediyoruz. Seçim sonuçlarımız ülkemize, milletimize, demokrasimize ve bu çok sevdiğimiz, şehrimiz Çanakkale'ye hayırlı olsun diyoruz. Biz Türkiye kazandı diye düşünüyoruz. 85 milyon kardeşliğimizin zenginlik olduğunu düşünüyoruz. Türkiye'nin gücünü bu 85 milyondan aldığını kabul ediyoruz. O yüzden bundan sonrası için de güçlü Türkiye için, 85  milyon için çalışmaya devam diyoruz”
 
MOR RENKLİ BAVUL GÜVENLİK GÖREVLİLERİ TARAFINDAN MECLİS SALONUNA ALINMADI

Konuşmasında, Seçimden hemen sonra Sosyal medya üzerinden “Bavulunu Topla Git” polemiğine giren AK Parti İl Başkanı Naim Makas ile Belediye Başkanı Ülgür Gökhan arasında geçen tartışma sonrasında AK Parti İl Başkanı Naim Makas Belediye Başkanına iletilmek üzere bir bavul hazırlandığını, Bavulu Başkan’a teslim etmek üzere Meclise getirdiklerini ancak mor renkli bavulun belediye güvenlik görevlilerinde meclis salonuna alınmadığını bu nedenle de bavulu meclis kapısının önüne bırakmak zorunda kaldıklarını ifade eden Erol “ Bavulun akıbeti ve neden içeriye alınmadığı ile ilgili bilgi istiyorum. İl başkanımızla birlikte, teşkilatımız, meclis üyelerimiz bir basın açıklaması yaptı. Haberimiz vardır diye düşünüyorum. Sonrasında da size iletmemiz üzerine bir bavul gönderildi. Fakat güvenlikçi arkadaşlar içeri sokmamıza izin vermedi. Orada direnme durumu olmamakla birlikte bu kanunen yasak mı? Ilk önce bunu sorgulamak istiyorum. Biz size elimizle iletmek istedik. Çünkü daha önce mesela elinde pankartla buraya girip mesaj veren arkadaşlar oldu. Mesela milletvekilimiz Jülide İskenderoğlu ve  kadın kolları başkanımız Özlem Karadayı'nın katıldığı bir programın videosunu ondan izin almaksızın burada izleterek siyaset yaptığınız oldu. Bunlar her şey uygun da bizim size iletmek istediğimiz bavul gerçekten yasak mı? Bunu sizden duymak istiyorum” dedi.

SEVGİDEN KARDEŞLİKTEN YANA DEĞİLSİNZ

Esra Yüksel’in konuşması meclisteki tansiyonu da arttırdı. Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın AK Parti İl Başkanı Naim Makas için attığı Twetin ardından Hollanda’da bir Liderin de aynı Tweti Türk vatandaşları için attığını hatırlatan AK Parti Belediye Meclisi Grup Başkan Vekili Esra Yüksel “Siz ve bütün CHP'li arkadaşlarımız böyle söylemlerde, gündemlerde, böyle gizli reklam gibi sürekli kardeşlikten, barıştan, özgürlükten bahsedersiniz. Bütün yılı bir zaten kalp yaparak geçirdiniz. Fakat Çanakkale’de seçim öncesinde evlere gönderdiğiniz mektubunuzda ve Naim Başkanımıza attığınız twitte gördüğümüz gibi, aslında özünüzde o kadar da kardeşlikten eşitlikten, sevgiden yana değilsiniz. Yani saz çalıyorsunuz ama pop söylüyorsunuz. Kontrol edemediğiniz bir AK Parti düşmanlığı var. Saklayamadığınız bir kininiz var ve fırsat bulduğunda da bunu saldırıya çeviren bir yanınız var. Naim Başkan Çanakkale teşkilatının göz bebeği çok sevdiğimiz bir başkanımızdır. O şekilde bir tavır karşısında hepimiz onun arkasında oluruz haklı sebeplerle ve buna tepki gösteririz.  Siz “Makas başkan bavulunu topla” dediğiniz gün neredeyse aynı gün Hollanda’da bir  Irkçı siyasi parti lideri var. Aynı konuyla ilgili Hollanda’da AK Partiye oy verenler için aynı tweeti attı. Siz makas başkan bavulunuzu toplayın dediniz. O da dedi ki “Hollanda'da yaşayan Türkler Erdoğan'a oy attıysanız bavulunuzu toplayın” dedi. Ne kadar talihsiz bir durum? Farklı yerdesiniz ama ırkçı bir siyasiyle aynı noktada buluşmanız bizi üzdü.  Eğer vekil kaybetmenin yola gitmek olarak algılıyorsanız lütfen aynı çağrıyı 38 vekili kaybetmiş  Sayın Genel Başkanınız için de yapın. Bir vekil için bavul öneriyorsanız 38 vekil için de aynısını önerin.  Çanakkale halkına da diyorum ki yalancılara, iftiracılara hakkınızı helal etmeyin. Cevabı 2 milyon oy farkıyla kapak gibi verdiler” dedi.

BENİM BAVULUMU ANCAK ÖRGÜTÜM TOPLATIR

Esra Yüksel’in Meclisi salonunun tansiyonunu arttıran ve ara ara tartışmaların yaşandığı konuşmasının ardından Başkan Gökhan “ Bavulunu Hazırla”  konusu ile ilgili yaptığı açıklamada “Diyeceğimiz bir şey yok. Burası şov yeri değil. Burası Çanakkale Belediye Meclisi. Bavulu sunmak istiyorsanız dışarıda alırım.   Biraz sonra çıkışta alırız. Soru yok. Tamam. Sıkıntı yok. Siz tadı kaçırdınız artık. Sayın Makas’a şunu söylemeye çalıştım. Ben ”bavulunu al bu şehirden git” falan demedim. Öyle bir şey ima etmedim. Ben “Bavulunu Hazırla, İl Başkanlığından Ayrılmaya Hazır Ol” anlamında söyledim. Niye? Çünkü Adalet ve Kalkınma Partisi teşkilatı seçimi Çanakkale'de başarısızlıkla sonuçlandırdı. Evet genelde Cumhurbaşkanı, Meclis seçimi tamam sıkıntı yok ama Çanakkale'de hem özelde, yani merkez ilçe itibariyle, hem de genelde Başarısız oldunuz. Bir tane vekil kaybettiniz. Oy oranınız düştü. Çanakkale'de merkezde yüzde 72 oy aldı bizim adayımız. İl genelinde yine yüzde elli sekiz nokta sekiz oy aldı. Her aşamada Cumhuriyet Halk Partisi'nin de adayının arkasında kaldınız. Dolayısıyla hani diyorsunuz ya Kemal Bey gitsin, gitmeli diyenler var ya. Ben de demek istedim ki ya sen de bavulunu Partiden evine git anlamında söyledim karşılıklı iki insanın sosyal medyasından özelde konuştuğum bir şey. Ben ne basın karşısında söyledim bunu ne mecliste söyledim, ne ulu orta yerde söyledim. Burada özelde yazıştık. O yazdı. Ben de yazdım. Konu kapandı. Siz köpürttükçe köpürttünüz. Köpürttükçe köpürttünüz.   Bavulu buralara getirmişsiniz, ne yapacağım bavulu? “Ha şunu diyorsanız. Önümüzde yerel seçim var ‘Sen bavulunu toplayacaksın’ diyorsanız ben de size şunu söyleyeyim ‘Biz sizin parti gibi değiliz. Bizim yöntemlerimiz farklıdır. Benim bavulumu ancak örgütüm bana toplatır’ Ben de Topla dedim. Trolledim.  Naim Başkan'a bunun için söyledim. Bir espri mahiyetinde söyledim. Ama benimle ilgili kısmında da söylüyorum. Bizim valizimizin toplanması örgütün kararıyla olur. Buradaki başarısızlığınızı böyle örtmeye çalışıyorsunuz. Başarısız oldunuz nokta” dedi.

“SORUNLARA ÇÖZÜM BULUNABİLENECEĞİNE OLAN YOK”
 
Meclis gündem dışında konuşma yapmak için söz isteyen CHP Çanakkale Belediye Meclisi Grup Başkan Vekili Erdal Gezen’ de yaptığı konuşmada seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirme yaptı. Gezen ülkedeki kutuplaşma kaos ortamı ve krizin daha büyür hale gelmesi hepimizi endişelendiriyor dedi. Gezen konuşmasında şu cümlelere yer verdi. Öncelikle demokrasi gereği evet seçimlerimizi bitirdik. Demokrasi tecelli etti. Sandığa gitti halkımız ve sandığın iradesi ortaya çıktı,  Sayın Erdoğan Cumhurbaşkanımız olarak seçildi ülkemiz hayırlı olsun. Umarım geride bırakılan 21 yıllık hatalar önümüzdeki 5 yıllık süreçte olmaz. Ve hiç olmazsa aydınlık, başarılı, güçlü bir Türkiye boyutunda bir şeyler yapılabilir. Şu kaos ortamından bir kurtulma şansımız olabilir. Bu konuda inancın var mı diye soracak olursanız yok. Neden yok? Evet 21 yıl önce yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar kelimeleri baş harfleriyle üç Y'yi bitireceğiz diye iktidara gelen bir AKP iktidarı var. Sonra bu cumhur iktidarı oldu. Bu iktidar döneminde artan yolsuzluk, yoksulluk ve yasakların yanına şimdi yeni bazı tanımlamalar eklemeye başladık. Eklemek maalesef istemezdik ama 28  Mayıs seçimleri sonucu endişemiz ülkedeki kutuplaşma kaos ortamı ve krizin daha büyür hale gelmesi hepimizi endişelendiriyor. AKP iktidarının devamında mevcut ekonomik politikalarına devam edildiği için tedirginliği var.  İktidara geldiklerinde döviz bazında doların 2 lira olduğu bugün itibariyle ise yani banka Kapalı Çarşı fark etmiyor 22 liranın üzerinde seyreden bir döviz fiyatı var. Gerçekten bu sıkıntıları yaşamak için anlamak için iktisatçı olmaya da gerek yok. Ekonomik anlamda çöküşün eşiğindeyiz. Buna da kimse AKP'li Cumhuriyet Halk Partili, diğer partilerden tüm bu ülkede yaşayan yurttaşların hayır demesi de mümkün değil çünkü yaşıyoruz. Her koşulda enflasyonun yükseleceği ve yüzde yüzün üzerine çıkaracağı endişesi içindeyiz. Bu ya, bu süreç içerisinde bu bekleniyor. Ama biz yurttaşları en fazla üzecek olan ek bütçe ek verginin gelmesi. Zira 2023  yılı bütçesinin ilk 4 ayında bütçenin yüzde 58 bölümü harcandı. Yeni oluşacak kabinenin buna mevcut gerçeklikte Hazine ve Merkez Bankası'nın durumunu düşünce bir çözüm bulabileceğine kesinlikle inanmıyorum. Son yılların en adil olmayan seçimini yaşadık. Kimse bunu inkar edemez. Devletin bütün imkanlarını bir siyasi partiye, bir ittifağa seferber edildiğini maalesef üzülerek gördük. Hukuk dışı baskılara ve yayılmak istenen korku iklimine boyun eğmeden mücadele ettik. Başta cumhurbaşkanı adayımız, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere millet İttifakının sayın genel başkanlarına, teşkilatlarına ve demokrasi mücadelemizin gerçek kahramanları kadınlarımıza, gençlerimize bizlere oy veren yirmi beş milyonu aşkın tüm seçmenlerimize sandıklara sahip çıkan tüm millet ittifakı gönüllülerine Cumhuriyet Halk Partisi'ni tüm il ve ilçe örgütlerine, partili yoldaşlarımıza, tüm vatandaşlarımıza özverili çalışmaları için yürekten teşekkür ediyoruz. Bu seçimde halkın otoriter bir yönetimi değiştirme iradesi tüm baskılara rağmen net olarak ortaya çıkmıştır. Kimse bunu inkar edemez. Yüzde 48, yüzde 52. Ve  2 milyon oy. O 2 milyon oyun nereden nasıl geldiğini burada verilerle tartışırız. Bu  2 milyonluk oy bu ülkede yaşayan vatansever yurttaşların birçoğunun oyu değil. Türkçeyi konuşamayan, bu ülkeye gelmemiş, sadece bir konut olarak yılda 3 gün, 5gün gelebilen kişiler, bizim geleceğimizi ipotek koyacak bir iradeyi sandığa yansıttılar. Bunu asla kabul edemeyiz. Cumhuriyet Halk Partisi ve Millet İttifakı tüm unsurlarıyla ülkemize gerçek anlamda demokrasi gelinceye kadar bu mücadelenin öncüsü olmaya devam edecektir. Bizler Cumhuriyet Halk Partisi'ne gönül verenler hak, hukuk ve adalet ve demokrasi mücadelesinde moralli bir şekilde dimdik ayaktayız. Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun dediği gibi yürüyüşümüz sürüyor ve buradayız.  Genel başkanımız dimdik ayakta duruyor” dedi.
 
ERDOĞAN’ A OY VERDİK DİYE GERİCİ OLARAK LANSE EDİLMEMİZİ ÇANAKKALE ÜSLUBU’NA YAKIŞTIRAMIYORUM
 
Milliyetçi Hareket Partisi Belediye Meclisi gurup başkanvekili  Evren  Yalçın’da gündem dışı yaptığı konuşmada seçim değerlendirmesinde yaparak  şunları söyledi “Öncelikle ülkelere göre son  yapılan seçimlerinde parlamento seçimlerinde kullanılan oy oranları bakımından Fransa yüzde 46, Amerika 62, İtalya yüzde 63, İspanya yüzde 66.2, İngiltere yüzde 67.3, Almanya yüzde 76.6, Türkiye ise yüzde 87  oranında sandık katılımı gerçekleştirmiş, demokratik taleplerini gösterge olması açısından büyük bir demokratik olgunlukla   fikirlerini beyan etmiş ve cumhurbaşkanını seçmiştir. Vatandaşların demokrasiye inancı açısından ve siyaset kurumuna güveni açısından bu bizler için memnun edici bir durum olarak karşımıza çıkmıştır. Her seçim döneminin eleştirilerimizi yaparken bunu da ortaya koyalım. Bizim eleştirdiğimiz kısım şudur, her seçim döneminin kendi içerisinde bir değerlendirmeye alınması gereken olaylar silsilesi vardır. Ekonomi bir önceki  seçimlere göre daha kötü diye, daha düşük oy alınacağı anlamı taşımaz, veya Ekonomi çok çok daha iyi diye daha fazla oy alınacağı anlamı taşınmaz. Bizim buradaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki görmüş olduğumuz aksaklıklarda birincisi, milletimiz tarafından Sayın Kılıçdaroğlu ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan kıyaslanmış. Bu kıyaslama karşılığında yüzde 52.2 oyla Recep Tayyip Erdoğan seçilmiş. Yine toplumumuz tarafından Millet İttifakı'yla Cumhur İttifakı oylanmış. Yine Cumhur İttifak Meclis galibiyetiyle ortaya çıkmış. Her ne kadar polemik konusu olsa da HDP'yle, HÜDAPAR kıyaslanmış burada HDP daha dezavantajlı konumda gözükmüş. HÜDAPAR'a karşı yine Cumhur İttifakı önderliğinde geçmiş. Patates ve soğan pahalılığı karşılığında savunma sanayi kıyaslanmış. Savunma sanayi biraz önde çıkmış. Avrupa veya Amerika veya Avrupa devletlerinin desteğiyle yerli ve milli unsurlar kıyaslanmış. Yine Cumhur İttifakı önünde çıkmış. Bu kıyas sonunda yüzde 52.2 cumhurbaşkanı oy almış yüzde 47.8 Sayın Kılıçdaroğlu oy almış. Bu vesileyle matematiksel olarak yüzde 47, yüzde 52’den  büyüktür. İfadesi kullanıldı. Tabii ki yani güzel bir sonuç alındı. Sayın Kılıçdaroğlu ve Millet İttifakı açısından. Ama 52  de büyük değil matematik böyle söylemiyor kusura bakmayın. TRT birde sürekli Cumhurbaşkanı Erdoğan çıktı dendi. Doğrudur. Ama Halk TV'nin izlenme oranı  TRT birden Daha fazla Türkiye'de, orada da sürekli Sayın Kılıçdaroğlu çıktı. Bu bir vesile değil. Bir  durumu etkileyen bir unsur olduğuna inanmıyorum. Çünkü oylar televizyona çıkan insanların tek başına  konuştuğu şeylerle alınmıyor. Bunu çok iyi  gözlemlediğimi düşünüyorum. Onun haricinde Güneydoğu'daki ve Doğu'daki, Doğu Güneydoğu Anadolu'daki oyların çalınması kısmıyla ilgili ifadelerde bulundu. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Sayın Kemal Kılıçdaroğlu daha yüksek oy aldı  Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dan. Doğal olarak sandık anlamında da HDP'nin de Yeşil Sol Parti'nin de desteği vardı. Herhalde çaldırılmamıştır. Münferit olaylar konusunda Sayın Muharrem Erkek açıklama yapmıştı bir önceki seçimlerde. Birkaç münferit olay haricinde  sandığı güvenliğini etkileyecek bir unsur olmamıştır demişti.  Cumhuriyet Halk Partisi grubumuzda buna  kısmen olacağı kanaatindeyim. Yine bizim seçim sürecinde gözlemlediğimiz Sayın Kılıçdaroğlu evet birleştirici bir rol aldı. Bu birleştirici rolün karşılığında matematiksel olarak birbirine çok yakın olmayan kitleleri de birleştirebildi. Bunu başarı olarak görüyoruz. Adı Halil İbrahim sofrası gibi. Halil İbrahim sofrası olarak lanse edildi. Ama milletimiz tarafından algısı sanki batan geminin malları şeklinde bunu da Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımız, dostlarımız muhakkak kendi içlerinde değerlendirmelerini yapacaklardır diye düşünüyorum. Yine meclis üyesi arkadaşlarımızdan bazılarının korku ve güvenlik iklimiyle ilgili ifadeleri oldu. Bunlar hiçbir zaman için tek taraflı değil. Çünkü iktidarı bırakmayacaklar, silahlandılar, mermileri depoladılar, iç savaş çıkartacaklar gibi kavramların hepsi Millet İttifakı taraftarları tarafından tekrar altını çiziyorum. CHP üyesi veya herhangi bir parti üyesi demiyorum, bilmiyorum. Ama bu taraftarlar tarafından yansıtıldı. Güvensizlik ortamıyla ilgili devlet kaynakları açıklama yaptı. 300 küsur bin  Suriyeli vatandaş olmuş ve sadece bunlar oy kullanabilmiş. Milyonlarla ifade etmek yine güvensizlik ortamı olarak algılanıyor. Ben hani Devletin kaynaklarına itibar etmek zorundayım. Aksi ispat edilmek zorunda. Bununla ilgili yasal işlemleri bir şekilde bunun aksini iddia eden arkadaşlarımız veya siyasi partiler şey yapmak zorunda. Bunun haricinde Çanakkale'de evet Sayın Kılıçdaroğlu yüksek bir oy aldı. Tebrik ediyoruz. Bizim seçimin en başından en sonuna kadar ifademiz hep şuydu. Bu seçimin seksen beş milyon insan tarafından kazanıldığını kabul etmediğimiz sürece   ve siyasi Sonuçlardan ders almadığımız sürece maalesef   tahterevalli siyasetiyle  bir taraf baskın gelecek. Diğer taraf yukarıya çıkacak. Bazı yerlerde farklı olacak. Çanakkale'de Milliyetçi Hareket Partisi olarak sandık sonuçları  detaylıca incelenecek ve bizim tarafımızdan kendi siyasi parti argümanlarımızla tekrardan halkın karşısına çıkılacak. Yine örnek olarak burada bir gerici ifadesi oldu. Ben bunu asla ve asla kabul etmiyorum. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a oy vermiş bir Çanakkaleli olarak söylüyorum. Bir Türk milliyetçisi olarak söylüyorum. Türk milliyetçileri münevverdirler. Ne olduğunu bilirler. Devletinin ve milletinin çıkarlarıyla kendi şahsi çıkarları çatıştığında her şartta milletinin çıkarlarını tercih eden kişilerdir. Bizim ülkülerimiz, inançlarımız gereğince biz bunu Recep Tayyip Erdoğan'ın lehinde kullandık. Bunu gerici olarak adlandırılmasını Çanakkale'nin üslubu Yakıştırmadığımı ifade etmek istiyorum. Çanakkale'de hiçbir vatandaş gerici değildir. Çanakkale'deki hiçbir vatandaş da Türk milletinin mensuplarını gerici, yobaz olarak tanımlamamalıdır. Bu millet çok münevver bir millettir. Bu millete güvenden de vazgeçmememiz gerekiyor. Siyasetimizi bu milletle beraber yapacağız. Bunların altını çizmek istiyorum. Birkaç tane ayrı ayrı not aldım. Yine söyledim mi bilmiyorum. Halkımızı, seçmenimizi   makarnayla oyunu itham eden siyaset erbapları şunu bilmeliler. On beş bin TL emekli maaşı vaat edildiğinde makarnaya oyunu satanlar on beş bin TL'ye haydi haydi satması gerekiyordu. Satmadılar. Demek ki inandıkları başka değerler varmış. Bunlara dikkat etmemiz gerekiyor. Yine bir Milliyetçi Hareket Partili olarak söylüyorum. yaşasın tam bağımsız demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti hatta milliyetçi Türkiye Cumhuriyeti. Biz aynı şeyleri düşünen insanlarız. Farklıymışız gibi kavga ortamının, gerginlik ortamının yaratılmasında uygun buldum Tekrar söylüyorum. Tüm Türkiye'de kaybeden yok.85 milyon insanımız inşallah demokratik değerlere daha fazla katkı sağlayarak Türkiye Cumhuriyeti'nin gelişmesine fayda sağlayacaktır diye düşünüyorum” dedi.
Ogün İnal