Çanakkale Belediyesinin Youtube hesabından yayınlanan Kente Dair programına konuk olan Çanakkale Belediyesi İçme suyu arıtma tesisi sorumlusu yüksek kimyager Zeynep Doğanay oldu. Doğanay  “Çanakkale’de Su Musluktan İçilir ve Su Tasarrufu'' konusunda önemli bilgiler verdi.

SU KAYNAĞIMIZ ATİKHİSAR BARAJI
Çanakkale'de içme suyunun kalitesi ve su tasarrufu konusunda Çanakkale Belediyesi You Tube kanalında “Kente Dair“ programında açıklamalar yapan Çanakkale Belediyesi, içme suyu arıtma tesisi sorumlusu kimyager Zeynep Doğanay, Çanakkale Merkezde çeşmelerden akan suyun hangi aşamalardan geçerek evlerimize ulaştığı anlattı. Suyun kalitesi ve su tasarrufuna ilişkin açıklamalarda yapan Doğanay ‘’Suyumuzun kaynağı Atiksar Barajı'dır ve Atiksar Barajı tek içme ve kullanma suyu kaynağımızdır.  Barajımız, hem kullanma suyu olarak hem de sulama amaçlı kullanılmaktadır. 54, 155 hektometreküp su tutma hacmine sahiptir maksimum. Ve şu anda yaklaşık olarak yüzde 40 oranındadır. Barajımızdan tesisimize isale hattıyla suyu almaktayız. Iki tane isale hattımız var. Bu şekilde alıyoruz. Aracımızda eskiden dibe yakın noktadan alırken suyumuzu 2015 yılından sonra bu baraj suyunun kalitesindeki değişimlerden kaynaklı üstten su almaya başladık. Bunu da yüzen bir iskeleyle yüzensal sistemiyle artık barajın doluluğu ne olursa olsun hep yüzeyden suyu almaya başladık. Bu da tesisimize daha kaliteli su gelmesini sağladı.’’ dedi.
ARITMA TESİSİNİ ANLATTI
Doğanay Programda Çanakkale Belediyesi’nin kısa süre önce devraldığı İçme suyu arıtma tesisi ile ilgili bilgilerde vererek “Yaklaşık bir buçuk aydır yeni içme suyu arıtma tesisimizden suyumuzu arıtmaktayız. Tesisimiz konvansiyonel arıtma tipinde olup yüz bin metreküp gün kapasitelidir. Şu anda da yaklaşık olarak otuz üç bin metreküp civarında günde arıtmaktayız. Tabii bu mevsimsel olarak değişim sağlıyor. Mesela yaz aylarında bu değer otuz yedi bin metreküplere ulaşabiliyor. Tesisimizi az önce söylediğim gibi barajdan iki tane isale hattımız var. Bu isale hatlarıyla barajdan gelen suyumuz izolasyon mana odasında tesisimize giriş yapıyor. Daha sonra bu iki hat tek hatta düşürülerek enerjisinin kırıldığı, basıncın ayarlandığı, enerji kırıcı vana odasına geliyor. Pulingar bana da Biz buna. Buraya geliyor. Buradan sonra da debimetre odasına gelerek gelen suyun anlık olarak sürekli kaç metreküp su geçtiği anlık olarak o debimetrenin ölçümüyle izlenmiş oluyor. Debimetre odasından sonra suyumuz giriş yapısına geliyor. Giriş yapısında da gelen suyumuzun sürekli online olarak pH'ı bulanıklığı ölçülmüş oluyor. Ayrıca bu giriş yapısında bir bypass hattımız mevcut. Bu da sadece klorlanıp Arıtma tesisini arıtma ünitelerine girmeden çıkış kolektörüne bağlayabileceğimiz bir bypass hattı mevcut. Giriş yapısından sonra suyumuz kaskat havalandırma yapısına geliyor. Burası elli santimlik düşüşlerin yapıldığı basamaklı bir yapıdır. Ve su oradan adeta şelale şeklinde basamaklardan düşerek oksijen kazanır.  Ve çözülmüş oksijen suyun içindeki çözülmüş oksijen miktarı artarak suyun içindeki demir ve mangal gibi ağır metallerin oksidasyonu sağlanmış oluyor Ve bu oksidasyonlu sudan ayrışmış oluyorlar.’’ dedi.
“ÇEŞMELERİNİZDEN AKAN SUYU RAHATLIKLA İÇEBİLİRSİNİZ” 
Yeni arıtma tesisinde arıtıldıktan sonra kente bulunan abonelerin kullanması için basılan suyun rahatlıkla içilebileceğini de ifade eden Doğanay ‘’Arıtma tesisimizde hidrojen sülfür ve karbondioksit gibi gazların da sudan ayrılması sağlanıyor bu ünitede.  daha sonra kaskat havalandırma yapısının çıkış kanalında ayrıca PH'ı düzenleyebilmek için gelen suyun PH'ını düzenleyebilmek için potasyum hidroksit ilavesi yapabiliyoruz. Burada ayrıca yine gerekli olursa potasyum ve manganat gibi yükseltgeleyici maddelerin ilavesini de yapabiliyoruz. Havalandırma yapısından sonra suyumuz ozon Tankına geliyor. ön dezenfeksiyon için. Ozonlamayla ozon temas tankının yanında da ozon jeneratörlerimiz bulunmakta. Ozon jeneratörlerinde kurutucular, kompresörler ve ozon jeneratörleri var. Burada havadaki oksijen kurutuculardan geçirilip ozon jeneratörlerine geliyor. Ozon jeneratörlerinde yüksek elektrik akımıyla oksijen parçalarına ayrılıp ozon üretimi gerçekleşmiş oluyor. Daha sonra bu üretilen ozonda difüzörler Ozon temas tankının dibindeki difüzörler sayesinde suya karışmış oluyor. Ve ozonla suyumuz temas ettiği zaman suyun dezenfeksiyonu sağlanmış oluyor. Artı koku ve tat giderimi de sağlanmış oluyor. Gerçekten özellikle bu ozonlamayla birlikte suyumuzun ciddi anlamda kokusunda, tadında değişimler oldu. Artık içimi daha rahat yani eskiden sürekli suyumuzu biz de içiyoruz zaten. Eskiden bu daha farklıydı tadı ama şu anda gerçekten kaynak suyundan farkı yok. Yani çeşme suyumu içtiğin zaman, çeşme suyumu, yoksa ııı kaynak suyumu anlamak gerçekten zorlaştı. Kendim de birebir içtiğim için’’ dedi.
İÇME SUYU ARITMA TESİSİNDEKİ SU ARITMA AŞAMASINI ANLATTI
İçme suyunun tadının ve kokusunun nasıl içilebilir hale geldiğini ifade eden Doğanay; ‘’Gerçekten ozonlamayla çünkü bunun üzerinde durduk biz. Ozonlamayla birlikte suyumuzun tadında, kokusunda değişimler oldu ve daha öncesinde eski tesisimizde ön dezenfeksiyonu klorla sağlıyorduk. Ve bu klordan kaynaklı dezenfeksiyon yağ ürünleri dediğimiz şeylerle karşılaşıyorduk ama ozonla birlikte artık o onlardan da uzak hiçbiri kalmamış oluyor suyumuzda.  Ön dezenfeksiyonu da yapılan suyumuz hızlı karıştırıcı ünitemize geliyor. Hızlı karıştırıcıda ne yapılıyor? Şimdi suyun içinde bizim gözümüzle göremediğimiz maddeler, askıda katı maddeler dediğimiz yani suya kirlilik veren maddeler olabiliyor. Bunları sudan ayrıştırmak için de bizim suya bazı kimyasallar eklememiz gerekiyor. Biz Çöktürücü adını veriyoruz. Bizim tesisimizde kullanılan da demir üç klorür. Yardımcı koordinatımız da anyonik politroli. Bunlar hızlı karıştırıcı suya homojen şekilde homojen şekilde dağılması sağlanıyor. Hız iki tane hızlı karıştırıcımız var. Hızlı karıştırıcılardan sonra da suyumuz yavaş karıştırma ünitelerine gidiyor. Dört tesisimizde dört tane yavaş karıştırıcı ünitemiz var ve her bir yavaş karıştırıcı ünitesi den oluşmaktadır. Hızlarının farklı hızlarının olduğu iki bölümden oluşmaktadır. Yavaş karıştırıcı ünitesinde ne oluyor? Hızlı karıştırıcı ünitesinde eklenen Demir klorürüyle beraber bizim işte bu askıda katı maddeleri sudan ayrıştırarak flok dediğimiz şeylere dönüşüyor bu kimyasal ilavesiyle birlikte. Böyle küçük parçacıklara bu flokların yavaş karıştırıcıda suya yavaş bir hız vererek daha çok büyümesi ve Görünür hale gelmesi sağlanıyor, yavaş karıştırıcıdan sonra da bu oluşan flokların artık birbirine daha da yapışıp büyüyüp çamur haline dönüştüğü durultucu yapımız var. Durultucu yapımız. Dört tane lehine durultucu yapımız var. Durultucular’da lamalı tipte projelendirilmiş. Kafes tipinde şeylerimiz var. bu durultucuların en dibinde de her durultucuda sekiz tane çamur kolimiz var. Bunlar çamurun daha Kolay çökelebilmesi için ters bir anit şeklinde yapılmış. Her durul tüpün altında sekiz tane var. bu dediğimiz birbirine yapışıp çamuru oluşturuyor. Oraya çöküyor. Orada da her bir sekiz tane  çamurun toplamak için eee borularımız var. Çelik borular var. Zamanla bizim otomatik olarak onu da ayarlıyoruz biz. O çamurlar o çelik borularla çamur kolektörüne alınıyor. Sistemden uzaklaştırıyor. Ne yaptık? Dipte çamuru oluşturduk Yüzeyde berrak suyumuz kaldı.  Bu da lambaların üstünde delikli borularımız var PVC borular var. Bu borulardan artık durultucu, çıkış kanalına gitmiş oluyor. Yani filtreye girmek için hazır hale gelmiş oluyor suyumuz.  Dipteki çamur dedik otomatik olarak çamur yoğunlaştırma tankımız var. Orada toplanıyor. Yüzeydeki suyumuzla ne yedik?  Gelmek üzere alın dedik.  Altı tane hızlı kum filtremiz var. Artık durultucudan sonra da son bir süzme süzme işleminin gerçekleşeceği filtrelere geliyor suyumuz.  Filtrelerin tabanında birebir metre şeyinde beton bloklar var. Bu beton blokların üstünde de plastik yarıklı nozul dediğimiz parçalar var. Ve her bir şeyde beton bloğu, yetmiş iki tane beton blok var. Her bir filtrede. Ve her blokta da beton blokta da yüz yirmi sekiz adet nozle dediğimiz şeyler var. Ve yaklaşık olarak da dokuz bin civarında da bir filtrede nozulumuz var. Bu nozulların üstünde de yatağını oluşturan kumlarımız var. Bunlar nasıl? Üç katman şeklinde. En alt katmanda orta çakılımız var. Daha orta büyüklükte. Daha sonra ııı ince çakıl on santim, on santim kalınlığında ve en üstte de yüz santim kalınlığında ince kumumuz var. Yani suyumuz üç katmandan süzülerek tamamen artık içinde kalan şeylerden arınması arıtılması sağlanıyor. daha sonra tabii zamanla Filtreler süzme işlemini yaptıkça bu kumların cidarlarına yapışan kirlilikler olabiliyor ve bunların da zaman zaman  yıkanması gerekiyor. biz bu işleme de geri yıkama işlemi diyoruz. Nasıl yapılıyor geri yıkama işlemi? İşte o nozullar sayesinde o plastik yanıklı söylediğimiz nozullar sayesinde alttan hava önce beş dakika hava veriyoruz. Daha sonra hava ve su, daha sonra da yine beş dakika sadece su veriyoruz. O kum tabakası bu şekilde fokurduyor. İyice kaynıyor.  Ve o kirliliği sudan uzaklaştırmış oluyoruz. Ve bunu da yine tahliyeye göndermiyoruz. Bu soruyu da ve su tasarrufunu da işte burada başlamış oluyoruz. Geri yıkama suyu kazanım tankımız var. Bu su oraya gidiyor. Ve oradan da sistemin başına aynen gönderiyoruz. Yani her yıkamada aşağı yukarı beş yüz metreküp su harcanıyor.’’ diye sözlerini tamamladı. 
Şenay Azman