İşte Çanakkale Gazetesi olarak unutulmaya yüz tutmuş tüm bu eşyaları ve giysileri sizlere tekrar hatırlatmak, o eski günleri yaşatmak ve gençlerimize de bu tarih kokan dükkânı tanıtmak istedik. Bunun üzerine Fevzipaşa Mahallesi 1’No’lu Cami Sokakta 4/C numaralı dükkânda esnaflık yapan Semra hanımın yanında aldık soluğu...
 
“Semra hanım bizi şu tarih kokan rafların arasında geçmişe doğru bir zaman yolculuğuna çıkarır mısınız?”
“Elbette. Çok memnun olurum. Öncelikle şunu belirtmek isterim. Ben 6 yıldır bu mesleği yapıyorum. Aslen Çan’lıyım. Fakat babamın hastalık problemleri vardı, tedavi olmak üzere buraya yerleşmek zorunda kaldık. Daha sonra babamı kaybettik ama biz burada kaldık.”
 
“Nereden aklınıza geldi böylesi güzel bir işi yapmak?”
“Eskiden beri hep aklımdaydı zaten. Hayalim ‘Antiq Kafe’ gibiydi aslında. Böyle hem antika eşyalar olacak, hem de gelenler kahvelerini veya diğer içeceklerini yudumlayacaklardı. Eski bir ev aradım önce, oturduğum ev eski Çanakkale evi ama artık orası olmaz, çünkü ben oturuyorum. Sonra ev bulamayınca Çanakkale Antiq Pazarında tezgâh açtım. 10 kişiydik orada, hepimizin tezgâhı vardı. Orada anlaşmazlık olunca hepimiz birden ayrıldık. Oradan ayrılınca buraya geldim.”
 
“Kaç yıldır buradasınız?”
“Burayı açalı 4 yıl oldu… Eskici Semra derler bana. Bu işe başlarken kendi evimde kullanmadığım eşyaları çıkardım. 10 filan müşteri bekledim, gelsin bana diye. Özel müşterilerim oluştu tabi. Eski bezlerin meraklısı ayrı, kanaviçe meraklısı ayrı, kıyafetlerin meraklısı ayrı… Camın, seramiğin her eşyanın meraklısı ayrı.”
 
“Bunları nereden temin ediyorsunuz?”
“Evlerden de getiriyorlar, kendim de internetten alıyorum bazen. Türkiye’nin her yerinden ürün alıyorum. Eskişehir’den var, Balıkesir’den var, Afyon’dan var, Adana’dan işlemeler var, Aydın Nazilli’den kanaviçeler var. Oranın kanaviçeleri çok daha iyi. Bizde böyle sıra kanaviçeler vardır… Aydın’ın kanaviçeleri çok büyük büyüktür. Bizde renler genelde pembe, eflatun filan olur. Konya mesela sarı işler, sarılar hep Konya’dandır.”
 
“Bu kıyafetler nedir mesela?”
“Bunlar zamanında gerçek hayatta giyilmiş günlük elbiselerdir. Genelde bunlar Cumhuriyet sonrasıdır, bayramda, seyranda giymiş insanlar. Bunlar Afyon yöresine ait ‘Gelin Ceketleridir’. Her gelinin kıyafetinin üzerine giydiği ceket bu renktir. Beyaz gelinlik o zaman yok. Başka kıyafetler filan var, üzerine bunu giyince gelin olduğunu anlıyorsun. Mesela şurada yeşil ceket var, Bolu Mudurnu’ya aittir. Mesela şu var ‘Pamuklu’ deriz bunlara.”
 
“Fiyatları nedir mesela?”
“200-350 lira arasındadır. Bunları eskinin kabanı gibi düşünün. Bu da Trakya’ya ait ‘Çiftlik Sattıran’ dır. Bunlar o zaman çok pahalı, eskinin abiyesi sayılırdı. Şalvarı da vardır onun, beraber 200 liradır. Şimdiki zamanda bu fiyata pek çiftlik sattıramaz tabi. Şunlar Balıkesir Dursunbey yöresine aittir. Bunların arkası nakışlıdır. Önü düzdür, önüne “Çendil” bağlar kadınlar. Bunlar ise göynektir mesela. Bu gördüğün yağlıktır.”
 
“Çok teşekkür erdim bize bu güzel bilgileri verdiğiniz için.”
“Ben teşekkür ederim. Her zaman beklerim…”

Hasan Sami Er